Bundan sonra ne olacak?

Yazarlar
Süleyman Seyfi Öğün’nün Yenişafak gazetesinde Türk-Rus ilişkilerini değerlendirdiği ve gelecekte sıcak bir çatışmanın olası olduğunu söylediği yazısı… Rusya ile Türkiye arasındaki ili...
EMOJİLE

Süleyman Seyfi Öğün’nün Yenişafak gazetesinde Türk-Rus ilişkilerini değerlendirdiği ve gelecekte sıcak bir çatışmanın olası olduğunu söylediği yazısı…

Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gerilimli bir noktaya evrilmesi Rus uçağının Türk uçakları tarafından düşürülmesinin yol açtığı dramatik bir gelişmenin ürünü değildir. Evvelâ bunu görmek gerekiyor. Rusya’nın Ortadoğu’ya gövdesini koyarak müdâhil olması, bölgedeki bütün denklemleri değiştirmiştir. Bunun , sâdece IŞİD denilen örgütün tasfiyesi anlamına gelmediğini artık çok berrak olarak görüyoruz. IŞİD’e karşı mücâdele Rusya’nın bölgedeki varlığını meşrulaştırmak için sâdece bir bahanedir.

Rusya, memleketinde “topal ördek” olarak nitelendirilen Obama’nın boşluklar ve kafa karışıklığı ile yüklü savruk siyâsetlerini kullandı. Rusya’nın doğal gazı ve petrolüne bağımlı olan Avrupa’nın da kayıtsızlığı Rusya’nın işini kolaylaştırdı. Rusya’nın sıkışmışlığını askerî gövde gösterisiyle aşmak adına , önce Ukrayna’yı vurdu ve Kırım’ı ilhâk etti. Ardından Îran’ı da kanatları altına alarak Ortadoğu’ya müdâhil oldu.

Bunu nasıl değerlendirebiliriz? Ukrayna ve Kırım’da başlayan Rus yayılmacılığı; önceki yazımda da vurguladığım üzere; Karadeniz ve Kafkasya’yı Ortadoğu’ya “düğümleme” girişimidir. Bu aslında Pasifik geriliminin Atlantik Dünyâsının yakınlarına çekilmesidir. Adı konmasa da bu , Çin’in de bu sürecin derinlerinde yer almış olmasıdır. Yâni kafasını IŞİD’e takmış olan Batı’nın dar görüşlülüğünün hesâp edemediği ; meselâ Obama’nın da, Ortadoğu’yu kendi hâline bırakıp Pasifik öncelemesi geliştirme siyâsetlerinin ne kadar içi boş olduğunu gösteriyor.

Rusya’nın bütün derdinin Esad rejimini ayakta tutmak ve yukarıda işâret ettiğim “düğümleme” misyonunun önünde en büyük engel olarak gördüğü Türkiye’yi zayıflatmak olduğunu görmemiz lazımdır. Bu aynı zamanda Îran’ın çıkarlarıyla bitişiyor. Özetleyelim: Rusya›nın müdâhâlesi birinci derecede Türkiye’ye karşıdır. Dolayısıyla Türkiye-Rusya geriliminin tırmanması kaçınılmazdı. Uçağın düşürülmesi sâdece bu durumu açığa çıkardı. Potansiyel durum aktive edildi.

Türkiye-Rusya geriliminin kısa vâdede yatışacağını beklemiyorum. Bütün dileğimiz elbette ki, bunun sıcak bir çatışmaya dönüşmemesidir. Muhtemelen, en azından orta vâdede öyle olacaktır. Bu kısmen ferahlatıcı bir etki yaratabilir. Ama Rusya’nın Türkiye’ye karşı geliştireceği eylemler durmayacaktır. İlk akla gelen iki memleket arasındaki ekonomik ilişkilerin bozulması, turizmin engellenmesi ve enerji kısıntılarının gündeme gelmesidir. Bunun Türkiye’ye zarar vereceğini kabul etmekle birlikte tâli olduğunu düşünüyorum.

Bundan daha mühim olan , Türkiye’nin siyâseten zayıflatılması girişimleridir. Bunun da şimdilik iki ayağı olduğu söylenebilir: İlk olarak Rusya’nın, Türkiye’yi örtük bir IŞİD müttefiki gibi göstermeye çalıştığını görüyoruz. Yâni Türkiye›yi, kamuoyları ağır bir IŞİD hassasiyeti taşıyan Atlantik dünyâsında  yalnızlaştırmak Rusya’nın propagandasında öncelik kazanmış durumdadır. Burada Türk diplomasisine çok iş düşüyor.

Ama bundan daha mühim olan diğer girişimlerin PKK-PYD çizgisinde Rusya’nın uygulayacağı kışkırtıcı operasyonlar olduğunu kaydetmeliyiz. Üzülerek görüyorum ki, önümüzdeki dönemde PKK terörü tırmanacaktır. Kuzey Sûriye’de bir taraftan Türkmenlere karşı ağır saldırılarla; diğer taraftan da “Kürt kuşağı”nın eksik hâlkasını tamamlamak adına PYD’yi kışkırtarak Türkiye’nin başını belâya sokmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Bugüne kadar istedikleri hâlk desteğini alamayan PKK’yı tahkim etmek adına sansasyonel operasyonları beklemeliyiz. ( Tam da bu yazıyı kaleme alırken , Diyarbakır Baro Başkanı Tâhir Elçi’nin öldürülmesi haberi geldi. Bunun ardında Rusya’nın çıkması şaşırtıcı olmayacaktır).

yazının devamını okumak için…