Haşmet Babaoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı…
Bir “sivil toplum” lafıdır gidiyor. Teröre karşı sivil toplum tepki göstermeli… Sivil toplum bir olmalı… Kutuplaşmayı sivil toplum sonlandırmalı… vd.
Söyleyene demokrat bir hava kattığı düşünülüyor.
Hele bir de Batı toplumlarında teröre karşı sokağa dökülen milyonlar örnek gösterildi mi, elit çokbilmişlik ve afra tafradan geçilmiyor.
İki gündür bu ifadeye yüklenmeye başlayanlara dikkatle bakın…
Hemen hepsi milyonlar gönlünce sokağa dökülecek olsa kaçacak delik arayacak tipler.
Hani Kazlıçeşme mitingi başlayınca ürküp Gezi’yle ilgili sosyal medyadaki paylaşımlarını bile silenler, bilmem anlatabildim mi?
***
Haydi teröre karşı tek yürek olarak sokağa çıkalım dense ne olacak?
Hiç kuşkunuz olmasın. Yanlarında yürüdükleri insanların yerini, fikrini, siyasetini, kültürünü beğenmeyecek; bu yüzden yüz metre sonra ilk sokaktan sapıp yakındaki bir kafede soluklanıp kaçacaklar.
Böyle durmadan “sivil toplum” diye sayıkladıklarına da aldanmayın! Bütün hayatlarını sivil olmayan güçlerin torpiliyle inşa etmişlerdir.
Üstelik unutulmamalı…
“Sivil toplum nerede?” türünden sorularla yapılmak istenen şey Türkiye’nin yeni siyasi iktidar yapısının eskilere benzemediğini perdelemek ve Batı’ya Türkiye’yi “militerleşmiş” bir ülke olarak göstermektir. Ben söyleyeyim… Sivil toplum iktidardadır, evindedir, işinde gücündedir ve…
Sizin Türkiye’yi sevmeyen, Türkiye’nin iyiliğini istemeyen hallerinize, çektiğiniz numaralara fena halde bozulmaktadır.
***
Geçen gün CNNTürk‘te izledim; pek seçkin, pek pahalı, pek havalı bir özel üniversitenin hocası hiç utanıp sıkılmadan “sivil toplum terörü kınar, sivil toplum teröre öfkelenir ama hükümetler öfkelenmez, hemen açıklama yapmaz, sessizce işlerine bakarlar” diyordu.
Şaka deseniz, patlamanın hemen ertesi günü tv ekranında şaka mı olur!
Oysa biliyoruz…
Bu adam ve benzerleri daha dün…
Fransa hükümetinin teröristlerin kimliğini iki saat içinde açıklayıp hemen ardından dünyayı ayağa kaldırışını avuçlarını patlatırcasına alkışlıyorlardı.