AK Parti’nin ahlak ile imtihanı

Yazarlar
Hayrettin Karaman Hoca Yeni Şafak’taki yazısında AK Parti’deki yozlaşmayı konu ediniyor. Ak Parti’nin hem üst yönetiminde hem de tabanında üstüne toz konduramayacağım erdemli insanların bulunduğ...
EMOJİLE

Hayrettin Karaman Hoca Yeni Şafak’taki yazısında AK Parti’deki yozlaşmayı konu ediniyor.

Ak Parti’nin hem üst yönetiminde hem de tabanında üstüne toz konduramayacağım erdemli insanların bulunduğunu yakından biliyor ve bunların hem çoğalmasını hem de duruma hâkim olmalarını diliyorum.

Sıra diğerlerine geldiğinde bazı çekincelerim, şikâyetlerim, endişelerim ve tavsiyelerim var.

“Diğerlerinden maksadım kimlerdir?

Bunları ikiye ayırmak gerekiyor. Birinci grup başta iyi niyetli ve nispeten erdemli oldukları halde zaman içinde bozulanlardır. Bunlar hakkında dünkü yazımda şunu söylemiştim:

“Bugün siyaset genellikle bir partiye intisap etmek suretiyle yapılmakta, partinin menfaat, ilke ve kuralları, partililer için bağlayıcı olmaktadır. İnsanlar yaşadıkları gibi düşünme eğiliminde olduklarından başlangıçta genel ilke ve değerlerle çatışan parti (partili) talepleri, mensuplarının vicdanlarını rahatsız ederken giderek bu rahatsızlık da ortadan kalkmakta, partililer tek tip haline gelmektedirler.”

İkinci grup ise daha baştan partiye intisap ederken, partinin çeşitli kademelerine sokulurken meşru olsun olmasın şahsi çıkar peşinde olanlardır.

İşte benim şikâyetlerim bunlarla alakalıdır.

Bu gruba dâhil olanlar ister bürokrat olsunlar ister başka bir yerde ve işte olsunlar kendileri gibi olanlarla işbirliği yaparak partiye ve ülkeye şu kötülükleri yapıyorlar:

Parti teşkilatında, belediyede, bürokraside ve iş âleminde ehil, layık, faziletli kişilerin önünü bir şekilde tıkayıp kendi takımdaşlarını öne çıkarıyorlar.

Dindarlıkları gevşek olanlar helale harama bakmadan, dindarlıkları az çok etkili olanlar ise işi bir şekilde kitabına uydurarak ve partideki konumlarını kullanarak menfaat sağlıyorlar. Bunların yaptıkları, partinin faziletli mensuplarının da hesabına yazılarak yıpratılmaları için kullanılıyor.

Peygamberimiz “Siz (iman, ahlak, istikamet… bakımından) nasıl iseniz öyle yönetilirsiniz” buyuruyor.

Ben yıllardır köylüsü, kentlisi, zengini fakiri, okumuşu okumamışı… ile bu toplumun içinde yaşıyorum; ehliyete riayetsizlik, mal, kadın, menfaat imtihanında zayıflık konularında nice tecrübeler yaşadım. Bunlara dayanarak ve üzülerek diyorum ki, toplumumuz sözde aidiyet olarak Müslüman olmalarına rağmen, özde, uygulamada; iman, takva, amel ve ahlak bakımından büyük ve önemli zaaflar, eksiklikler içindeler. Demokratik siyaset de yalnızca seçkinlerle değil, halk ile yapılıyor. Bu yüzdendir ki, bir Fransız Akademi üyesi demokrasi için “ehliyetsizliğe tapış” demiştir.

Yazının devamını okumak için