XVIII ve XIX.YÜZYIL BAŞLARINDA EĞİTİMDE YENİLEŞME HAREKETLERİ

Tarih
XVIII.yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Avrupalı devletlerle yaptığı savaşların büyük bir kısmını kaybetmesi,askeri alanda yenilikler yapma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.Daha sonra diğer alanlara da yayıla...
EMOJİLE

XVIII.yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Avrupalı devletlerle yaptığı savaşların büyük bir kısmını kaybetmesi,askeri alanda yenilikler yapma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.Daha sonra diğer alanlara da yayılan bu yenilik hareketlerinde Avrupa’dan getirilen uzmanlardan da yararlanılmıştır.I.Mahmut Döneminde Humbaracı Ahmet Paşa’nın çalışmalarıyla kara subayı yetiştirmek için Hendesehane açılmıştı.Bu okul III:Selim Döneminde Nizamı Cedid düzenlemeleri çerçevesinde daha da genişletilerek istihkam ve topçu subayı yetiştiren bir okula dönüştürülürken adı da Mühendishane-i Berr-i Hümayun’a çevrilmiştir.III:Mustafa Döneminde deniz subayı yetiştirmek için Deniz Mühendishanesi adıyla açılan,III:Selim Döneminde daha genişletilerek adı Mühendishane-i Bahri-i Hümayun olmuştur.XIX:yüzyıl başlarında Batı teknolojisini öğrenmek üzere Avrupa’ya öğrenciler gönderilmeye başlanmıştır.

 4.OSMANLIDA BİLİM

  Osmanlı Devleti’nde XVIII.yüzyıla kadar bilimsel çalışmalar,dini ve pozitif  bilimler olmak üzere ikiye ayrılıyordu.Bunların her ikisi de medreselerde okutuluyordu.fatih ile birlikte sosyal ve fen bilimleri ön plana çıkmıştır.İstanbul’u bir bilim merkezi haline getiren Fatih,Batı dillerinden birçok eseri tercüme ettirerek bizzat incelemiştir.XV ve XVI.yüzyıllarda önemli bilim insanları yetişmiştir.

Ç.TANZİMAT SONRASI OSMANLI EĞİTİMİ

  Tanzimat Dönemi aydınları medresenin dışında yeni eğitim düzeni kurmak için çalışmaya başladı.Tanzimat Döneminde siyasi alanda olduğu gibi eğitim alanında da Osmanlıcılık ilkesi hayata geçirilmeye çalışılmıştır.Tanzimatçılar,rüştiye sayısını arttırarak Osmanlı tabasını kaynaştırmayı;bir yandan da Batı’daki eğitim kurumlarının benzerlerini açarak her alanda eleman ve uzman yetiştirmeye amaçlanmışlardır.Tanzimat Dönemindeki bir diğer yenilik de usül-i cedid’dir.Buna göre eğitim öğretimde ders araç ve gereçleri konusunda yenileşme,özellikle öğretmenlerin geleneksel öğretim yöntemlerini uygulaması hedeflenmiştir.1856’da bütün eğitim işleri Maarif-i Umumiye Nezareti’ne bağlandı.1869’da çıkarılan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile o güne kadarki uygulamalar bir sisteme bağlanmış,ayrıca XIX.yüzyılın sonuna kadar yapılacak işler için planlar hazırlanmıştır.Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’ne göre;

1.İlköğretim

  Sıbyan mekteplerinde okutulacak dersler,sınav sistemi,öğretmenlik şartları hükme bağlanmıştır.Yönetimi Maarif Nezaretine bağlı okullara Mekteb-i iptidai denirken Evkaf Nezaretine bağlı okullara Sıbyan Mektebi denilmeye devam edilmiştir.İptidai mektepler usül-i cedide göre eğitim yaparken sıbyan mektepleri eski sistem üzerine eğitimlerini sürdürdüler.1876’da kabul edilen kanunuesasiye göre ilköğretim zorunlu hale getirilmiştir. II.Meşrutiyet Döneminin sonlarına doğru sıbyan mektepleri tamamen kapanarak yerlerini iptidai mekteplerine bırakmıştır.

2.Ortaöğretim

a.Rüştiyeler:

  II.Mahmut Dönemine kadar sıbyan mektepleri ile askeri okullar arasında bir öğretim kademesi bulunmuyordu.İlk rüştiyenin olumlu sonuçlar vermesi üzerine hızla yeniçeri açıldı. Bu okullar,ilk zamanlarda ilkokul üstü hazırlık okulu,daha sonraları ise ortaokul karakterine sahip bir öğrenim kurumu haline geldi.Sıbyan mekteplerini bitirip şehadetname alan öğrenciler sınavsız rüştiyelere kabul edilirdi.1913’te çıkarılan kanunla rüştiyeler iptidai mektepleriyle birleştirilmiştir.

b.İdadiler

  Tanzimat Döneminin sonralarına doğru rüştiyelerin üzerinde ve yüksekokullara öğrenci yetiştiren bu amaçla 1868’Galatasaray Sultanisi açılmıştır.İdadilerin açılması fikri,1869 Maarif Nizamnamesi’yle gündeme geldi.İdadilerin öğretim süresi üç yıl olacaktı.Daha sonraki dönemlerde rüştiyelerin idadilerle birleştirilmesiyle kasabalardaki idadilerin eğitim süresi 5,şehirlerdeki ise 7 yıla çıkarıldı.5 yıllık idadiler,bulundukları yörenin işlerini idare edecek,insanlar yetiştirmeyi hedeflerken yüksekokullara öğrenci göndermeyi amaçlamıyordu.7.yıllık idadiler öğrencilerini yüksekokullara hazırlayacaktı.1873 yılına kadar bu okulların açılması mümkün olmamıştır.İdadilerin ülke çapında yaygınlaşmaları II.Abdülhamit Döneminde olmuştur.

c.Sultaniler

  Sultanilerin açılmasında Fransız eğitim kurumları model alınmış ve idadilerin üzerinde eğitim vermeleri hedeflenmiştir.1873’te eğitim başlayan Darüşşafaka,Sultani seviyesinde eğitim veren bir okuldu.Fransız askeri ile programını uygulayan bu okulda kimsesiz ve fakir çocuklar okuyordu.

3.Yükseköğretim (Darülfünün)

  Osmanlı Devleti’nde 1845 yılında medrese dışında bir yükseköğretim kurumu olarak Darülfünunun açılması gündeme geldi.Açılacak okulda Müslüman ve gayrimüslim öğrenciler birlikte okuyacak ve mezun olunca devletin çeşitli kademelerinde görev alacaklardı.

Darülfünuna öğrenci yetiştirmek için lise düzeyinde bir okul olan Darülmaarif kuruldu.Öğretim elemanı yetiştirmek maksadıyla Avrupa’ya öğrenciler gönderildi.1851’de okulların  ve açılacak Darülfünunun ders kitaplarını hazırlamak ve bilim akademisi olarak çalışmak üzere Encümen-i Daniş adıyla bir komisyon kuruldu.Bu komisyon on bir yıl çalıştı.Darülfünun ilk derslerini 1863’te halka açık konferanslar şeklinde vermeye başladı.Derslere rağbet azalınca eğitime son verildi.Bölümlerde eğitim süresi üç yıldı.Ancak bir yıllık eğitimden sonra yine derslere ara verildi.İki defa daha açılıp kapanan Darülfünun,varlığını 1933 yılına kadar sürdürdü.Yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu.

Kız muallim mekteplerinin öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere açılan İnas Darülfünunu da 1921’e kadar eğitime devam etti.

4.Mesleki Eğitim

  Osmanlı Devleti’nde yerli sanayi kapitülasyonlar nedeniyle korumasız çöküş sürecine girmişti.Devlet adamları bu durumu önlemenin yollarından biri olarak da tenkil bilgi verecek okulların açılmasını zorunlu görüyorlardı.Tanzimat Dönemine kadar mesleki eğitim,loncalara alınan küçük çocukların yetiştirilmesi şeklinde devam ediyordu.mesleki okulların açılmasına yönelik ilk uygulamalar Mithat Paşa’nın Niş ve Tuna valilikleri sırasında gerçekleşti.Bu bölgelerdeki kimsesiz çocuklara ıslahhanelerde terzilik ayakkabıcılık,matbaacılık eğitim verildi.1868’de İstanbul’da Sanayi Mektebi açılarak bugünkü endüstri meslek liselerinin temeli atıldı.

5.Azınlık ve Yabancı Okulları

a.Azınlık Okulları

  Osmanlı Devleti’nde gayrimüslimler,ibadet hanelerinde açtıkları okullar vasıtasıyla eğitimlerini sürdürüyorlardı.Bu okullarda devletin herhangi bir denetimi yoktu.Ayrıca gayrimüslim vatandaşların birçoğunun maddi durumları iyi olmadığı için Avrupa ülkelerine de çocuklarını gönderir,orada okuturlardı.Bu okullar zamanla azınlık arasında milliyetçilik fikirlerinin yayılmasında etkili olmuştur.1869 maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile azınlıkların özel okul açabileceği de hükme bağlanmıştır.Azınlıkların ayrı statü ve amaçla okul açmaları,Osmanlı vatandaşlığı düşüncesinin hayata geçirilmesini önlemiş,Müslüman ve Hristiyan halk arasındaki farklılığı derinleştirmiştir.

b.Yabancı Okullar  Osmanlı Devleti,yabancılara ekonomik kapitülasyonların yanında eğitim alanında da ayrıcalık tanımıştır.Yabancılara tanınan bu serbestlik misyonerlerin Osmanlı ülkesine gelmesine neden oldu.Önceleri mezhepleri adına dini faaliyet sürdüren misyonerler daha sonraları kiliseleri bünyesinde okullar açmaya başladılar.Bu okullar dışında yabancı elçilikler de birer elçilik okulu açmışlardır.

  Müslüman halk ilk başlarda okullara pek olumlu bakmamıştır.Ancak bu okulların eğitim kalitesinin ve imkanlarının daha fazla olması zamanla Müslümanların da çocuklarını yabancı okullara vermelerine yol açmıştır. XX.yüzyıla girerken Türkiye’de 7000’e yakın azınlık okulu ile başta Amerikan ve Fransız olmak üzere 400’e yakın yabancı okul bulunmaktaydı.1914’te kapitülasyonların kaldırılması ile bu okulların çoğu kapatıldı.1915 yılında çıkarılan talimatname ile de azınlık okullarına çekidüzen verilerek zararlı faaliyetleri önlenmek istenmiştir.Buna göre azınlık oturdukları yerleşim birimlerinde okul açabilecekler,kendi dilleri ile öğretim yapabilecekler,ancak Türkiye tarihi ve coğrafyası dersleri Türkçe olarak okutulacak ve Türk öğretmenler tarafından verilecekti.Bu tedbirler,1918 yılında Osmanlı Devleti’nin savaştan yenik çıkması üzerine bir işe yaramadı. 

Abid Yaşaroğlu Hocanın Ders Notlarından…