Tehcirin 100. Yılında Türk-Ermeni Sempozyumu

Tarih
Marmara Üniversitesi’nce Haydarpaşa Yerleşkesinde düzenlenen “Tehcirin 100. Yılında Türk-Ermeni İlişkilerinin Yarını: Adil Hafıza ve Normalleşme Sempozyumu”nda, Türk- Ermen...
EMOJİLE

Marmara Üniversitesi’nce Haydarpaşa Yerleşkesinde düzenlenen “Tehcirin 100. Yılında Türk-Ermeni İlişkilerinin Yarını: Adil Hafıza ve Normalleşme Sempozyumu”nda, Türk- Ermeni ilişkileri ile sözde Ermeni soykırımı iddiaları tartışıldı.

Tarihçi Prof. Dr. Kemal Karpat, sempozyumun birinci oturumunda, sözde Ermeni soykırımı yalanlarının arkasında yatan nedenlerle Türk-Ermeni ilişkilerini tarihçilerin konuşup, tartışması gerektiğini söyledi.

“Ermeniler, dostluk ilişkilerini iyi tutukları, komşuluk ilişkilerini geliştirdikleri Osmanlı devletiyle, ne oldu da düşman oldular” diyen Karpat, soykırım iddiasının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini vurguladı.

Büyük propagandalarla Ermeni halkının Türk halkına düşman edildiğini aktaran Karpat, bunun arkasında yatan nedenleri iyi bilmek ve araştırmak gerektiğine dikkati çekti.

Karpat, Ermeni nüfusu sayımında tutarsızlıklar olduğunun tarihi belgelerde de yer aldığını ifade etti. Gerçeklerin ortaya çıkması için tarihçilerin arşivleri gün yüzüne çıkarttığını dile getiren Karpat, şöyle konuştu:

“Sözde Ermeni soykırımı diasporası içinden çıkılmaz bir hale gelmiştir. Kaleyi dışarıdan yıkmak isteyenlerin dışında, Türkiye’deki bazı yazarlarda bunlardan söz edince diaspora daha fazla cesaret almaya başladı. Fakat şunu iyi ayrıştırmak gerekiyor. Ermenilerin tamamını değil, aşırı uçları keşfetmek bulmak ve ayırmak gerekir. Ermenilerin hepsini içine alan bir taraf görmek yanlış olur.”

Karpat, Ermeni nüfusu hakkında ortaya atılan rakamların düzmece ve bunu yapanların Ermeni patrikleri olduğunu ifade etti. Patriklerin bu yalanlarını bizzat itiraf ettiklerini, bunun da yine tarihi belgelerde yerini aldığını belirten, Karpat şöyle devam etti:

“Osmanlı devletindeki Ermeni nüfusunun 1,5 milyon civarında, hatta onun aşağısında olduğu biliniyor. Londra konsoloslarına soruyorlar, ‘Peki bu 2,5 milyon rakam nereden çıktı?’ Konsoloslar ise meseleyi onlara bizzat anlatan patrikten soruyorlar ve patrik itiraf ediyor. ‘Efendim Sivas vilayetindeki Ermeniler ile Erzurum vilayetindeki Ermenileri sayarken, sayıları bir kez daha oraya kaydırdılar. Müslüman göçebeleri saymadılar’ diye itiraf ediyor. Açıkçası, Paris Kongresi’ne sunulan 2,5 milyon Ermeni nüfusunun uydurma olduğunu ve bizzat bunu patriklerin yaptığını yayınlanan kitabımda da var.

Peki bu kadar Ermeni ne oldu, 1,5 milyon Ermeni nereye gitti. O Ermenilerin bir milyonundan fazlası Doğu Anadolu Ruslar tarafından işgal edildikten sonra yani Ruslarla 1917’de geriye çekildi. İsyan ise 1917’de oldu ve bu bir milyon Ermeni’nin, doğudan Ruslar çekilince onlarla gittiklerini ben değil, bizzat Ermeni tarihçileri söylüyor. Zaten Doğu Anadolu’daki Rus birliklerinin başındaki de Ermeni.”

 

– “Asıl Türklere saldıranlar yargılanmalı”

 

Louisville Üniversitesi’nden tarihçi Prof. Dr. Justin McCarthy de 100 yıldır Ermeni soykırımı yalanlarına belge arandığını, asıl soykırımın ise Türklere yapıldığını söyledi.

Dünyaya karşı gerçekleri söyleyenlerin yargılanmak istemesini “komedi” olarak yorumlayan, Ermeni diasporasının ürettiği yalanları “çocuk masalı”na benzeten McCarthy, şöyle devam etti:

“Bazıları, ‘Türkler soykırım yaptı’ diyor ama asıl soykırıma Türkler maruz kalmış. Asıl Türklere saldıranlar yargılanmalı. Yakın zamanda yargılanan Doğu Perinçek’in duruşmasında tanıklık yaptım ve o mahkemede olanlar mizah dergisinden farksızdı. Ermeni diasporasına destek veren George Clooney başta olmak üzere bazı isimler tanınmış güzel veya iyi görünen insanlar. Böyle insanlarda güzel hikaye anlatacağı için bazıları inanıyorlar ama hepsinin ortak noktası Osmanlı tarihini bilmiyorlar. Türkleri yargılayan hakim ve savcılar da tarih bilmiyor çünkü onların tarihle alakası yok.”

 

– “Ermenileri korumak soykırım mı demek”

 

McCarthy, Clooney’in eşinin iyi bir avukat olabileceğini ancak aslında yaptığının düşünce suçunu savunmak olduğunu söyledi. Diasporayı savunanların gerçekleri bilmediklerini, bilenlerin bile yaşananları gözardı ettiğini belirten McCarthy, şunları kaydetti:

“Sadece diasporaya destek verenler değil, basının da tavrı aynı şekilde. Basın dahi bu konuda iki tarafın olduğunu görmezlikten geliyor. Tarihçilerin soykırımı konuşacağını belirtenler sanki başka tarihçi yokmuş gibi sadece kendi söylediklerini gündeme taşıyorlar. Başka tarihçilerin olduğunu ve Türklerin soykırım suçunu işlemediği gerçeğini belgelerle ortaya koyan tarihçileri görmezden geliyorlar. Ermenileri korumak için Türklerin seferber olduğu arşivler de yer alıyor. Tehcir döneminde Ermeni halkını kışkırtmasına rağmen, sırf Ermenilere yardım gelsin diye Amerikalı misyonerlerin bölgeye gelmesine izin verildiği belgelerde var. Yani o zor şartlarda bile Ermenilerin yanında olmaya özen gösteren yine Türk halkı. Osmanlı arşivlerinde yer alan ayrı bir konu da Ermenilere kötülük eden Türklerin yüzde 10’unun idam edilmesidir. Türklerin, yalan söylemelerini umursamadan Amerikan misyonerlerinin Ermenilere yardım etmelerine izin vermesi soykırım mı. Osmanlılar aptal değildi. Sadece tek istekleri Ermenileri korumaktı. Ermenileri öldürmek istiyorsa neden korusun? Ermenileri korumak, soykırım mı demek, bu çılgınca bir şey.”