Teknik Elemanlar Derneği İstanbul İl Başkanlığı seminer salonunda gerçekleştirilen programda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki bilimsel çalışmaların kırılma noktası incelendi. 16. Yüzyılda biri Osmanlı’da (Takiyüddin) diğeri Avrupa’da (Tycho Brahe) yaşamış olan iki astronomun çalışmaları karşılaştırıldı.
Osmanlı’yı yıkan “Bilimsel Gerilik” oldu.
16. yüzyılın son çeyreğine kadar bilimsel araştırmada Dünyaya önderlik eden Osmanlı devletinin 1580 yılındaki İstanbul Rasathanesinin kapatılmasıyla birlikte bilimsel bir duraklamaya girdiğini belirten Prof. Dr. Atilla BİR, “ta ki 1777 Çeşme Deniz Faciasına kadar bilimsel yeterlilik sorgulanmadı” dedi.
Prof. Dr. Atilla Bir, Çeşme faciasının temel sebebini “Osmanlı Donanmasının hareket halinde hedef vurma becerisinin olmamasına” bağlayarak 17. Yüzyılda Avrupa’da geliştirilen matematik ve fizik ilimlerindeki gelişmelerden istifade edemememizin altını çizdi. Bilimsel gelişmeleri yeteri kadar gerisinde kalan Osmanlı Devletinin daha sonra duraklama ve gerileme dönemlerine girdiğini belirtti.
İlgi Sevindirici
Seminere katılan mühendis ve mimarların ilgisinin “Türkiye’nin bilimsel geleceği adına sevindirici” olduğunu belirten Prof. Dr. Atilla Bir, özellikle kendisine yöneltilen sorulardan memnuniyet duyduğunu belirtti. Konuşması esnasında sık sık kendisine yöneltilen sorulara büyük bir itinayla cevap verdiği gözlendi. Seminer sunumun ardından sonra soru cevap şeklinde devam etti.
TEKDER tarafından Teknik elemanlarının mesleki ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen seminerler üyeler tarafından beğeni kazanıyor. Birbirinden önemli konular uzmanları tarafından üyelere aktarılıyor. Daha önce Prof. Dr. Zekai Şen, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Dr. Ramazan Altınok, Gazeteci Yazar Mustafa Özcan, Prof. Dr. Sadettin Ökten, Hasan Celal Güzel gibi isimler seminer vermişti.
Prof. Dr. Atilla Bir kimdir?
İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik fakültesinde öğretim üyesi olarak vazife yapan Prof. Dr. Atilla Bir, İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Bölümü’nde misafir öğretim üyeliği de yaptı. Bilim tarihi ile ilgili yaptığı çalışmaların önemini şu cümlelerle vurgulamaktadır:
“Anadolu insanı kendi tarihiyle yeniden barışmalı ve bu topraklarda verilen eserleri gereğince tanımalıdır. Biz kendi kültürümüze sahip çıkmazsak sahip çıkacak birileri mutlaka bulunur ve bundan biz zararlı çıkarız.”