Lübnan’ın en büyük kütüphanesi Osmanlı sarayı

Tarih
Lübnan’ın Biaklin beldesindeki eski Osmanlı sarayı, içerisindeki 140 bin kitap ve 300 bin gazete ve dergi benzeri eserle ülkenin en büyük kütüphanesi olarak hizmet veriyor. Başkent Beyrut’...
EMOJİLE

Lübnan’ın Biaklin beldesindeki eski Osmanlı sarayı, içerisindeki 140 bin kitap ve 300 bin gazete ve dergi benzeri eserle ülkenin en büyük kütüphanesi olarak hizmet veriyor.

Başkent Beyrut’un güneybatısındaki Lübnan Dağı’nın Şuf bölgesinde yer alan Biaklin’de 1897 yılında dönemin Lübnan Emiri Mustafa Arslan adına Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’in emriyle inşa edilen iki katlı saray, ziyaretçilerini girişindeki Osmanlı armasıyla karşılıyor.

Günümüzde kütüphane olarak kullanılan saray hakkında AA muhabirine bilgi veren Kütüphane Müdürü Gazi Ebu Gayda, binanın II. Dünya Savaşı’ndan sonra okul, mahkeme ve hapishane gibi çeşitli amaçlar için kullanıldığını belirtti.

İsrail’in 1982 yılında bölgeyi işgali sırasında binanın boş kaldığını aktaran Ebu Gayda, sözlerine şöyle devam etti:

‘İsrail’in Lübnan Dağı’nı işgalinin 1986’da sona ermesinin ardından Lübnan hükümeti binayı yeniden hapishane olarak kullanmak istedi ancak bölge halkı buna itiraz etti. İlerlemeci Sosyalist Parti Lideri Velid Canbolat, halkın isteği doğrusunda binayı restore ettirdi, ardından kütüphane olarak hizmete soktu. 1996 yılında da Lübnan Kültür Bakanlığı tarafından milli kütüphane olarak kabul edildi.’

‘Saray, Osmanlı, Arap ve İslam tarihinin hafızasına ev sahipliği yapıyor’

Kütüphane içinde 140 bin kitap, 300 bin dergi ve gazete benzeri yayın bulunduğunu ve bu özelliğiyle Lübnan’daki en büyük kütüphane olduğunu belirten Ebu Gayda, ‘Saray, Osmanlı, Arap ve İslam tarihinin hafızasına ev sahipliği yapıyor.’ dedi.

Beldedeki Osmanlı döneminden kalma eserlerin korunması için bölge halkının çaba gösterdiğini dile getiren Ebu Gayda, Türkiye’den de bu eserlerin korunması için adım atmasını beklediklerini kaydetti.

Biaklin beldesinde Osmanlı döneminden kalan birçok eser, Sultan Abdülhamit Han döneminin özelliklerini yansıtırken bu eserlerden bazılarının bakıma muhtaç hali dikkati çekiyor.

Biaklin’in yüksek bir noktasında bulunan Hamidiye Çeşmesi ve onun yaklaşık 10 metre önünde dönemin mimarisini yansıtan mezar taşlarıyla kabristan, bunlardan en önemlileri olarak göze çarpıyor.