Araştırmacılar tarafından varlığı kabul edilen ancak yaşadığı yüzyıla ilişkin net bilgi bulunmayan halk ozanı Karacaoğlan’a sahip çıkan Yozgat’ın Aydıncık İlçe Belediyesi, ozana ait olduğu belirtilen Karacaoğlan Tepesi’ndeki mezarını, yerel motiflerle anıt haline getirmek için çalışma başlattı.
Aydıncık Belediye Başkanı Ahmet Koçak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ünlü halk ozanı Karacaoğlan’ın mezarının ilçede bulunduğuna ilişkin birden fazla kanıtın bulunduğunu, bunun da bilim adamları tarafından kabul edildiğini öne sürdü.
Karacaoğlan’ın Aydıncık ilçesinde yaşadığı iddiasını kendilerinin ortaya atmadığını aktaran Koçak, ”İlhan Başgöz’ün Indiana Üniversitesi Türkçe programı yayınları arasında çıkan ‘Karacaoğlan’ adlı kitabında, Karacaoğlan’ın 16’ıncı yüzyılda Yozgat’ta yaşadığına yer verilmektedir” dedi.
Halk arasında ‘Karacaoğlan’ denildiğinde tek kişi algılanmasına karşılık, kitapta 4 ayrı Karacaoğlan’dan söz edildiğini anlatan Koçak, ‘Karacaoğlan’lardan Türkmen-Yörük, konar-göçer, dağlarda ve yüksek yaylalarda yaşayanının Aydıncık yöresinden olduğuna kaynak kitaplarda da yer veriliyor’ ifadesini kullandı.
Karacaoğlan’ın mezarının ilçenin Karacaoğlan Tepesi’nde bulunduğunu da ileri süren Koçak, mezar çevresinde gerekli düzenlemelerin yapılması için hazırladıkları projeyi hayata geçirmek üzere çalışmalara başladıklarını söyledi.
Mezarı, yerel motifler kullanarak anıt mezar haline getirmek için çalışma yaptıklarını dile getiren Koçak, ayrıcı ilçe merkezinde Karacaoğlan ismiyle bir park düzenlemesi çalışmasına başladıklarını ifade etti.
Koçak, ”Yaklaşık 100 yıl önce Yozgat İl Müzesi’ne bağışlanan, Türk Halk edebiyatında saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiirlerini derledikleri ‘cönk’ adı verilen deri kaplı defterde, 19’uncu yüzyılda yaşayan Yozgatlı şairlerle Karacaoğlan’ın da 5 şiiri bulunmaktadır. Eski haritalarda ise Karacaoğlan’ın mezarının bulunduğu tepenin adı da ‘Karacaoğlan Tepesi’ olarak geçmektedir” diye konuştu.
”Birden fazla Karacaoğlan var”
Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Halkbilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öcal Oğuz da Karacaoğlan mahlası görülen şiirlerde, çok farklı yaşam öykülerinin izlerinin bulunduğuna dikkati çekti.
Bu durumda bir tek Karacaoğlan’dan söz edilemeyeceğini dile getiren Oğuz, ‘Birden fazla hatta 4-5, belki daha fazla Karacaoğlan farklı yüzyıllarda ve farklı coğrafyalarda yaşamış olmalıydı” ifadesini kullandı.
Karacaoğlan tartışmalarına katılan önemli bir diğer halkbilimci İlhan Başgöz’ün ”Karacoğlan (1984)” adlı çalışmasının ilk baskılarında, önceleri biri 16’ıncı yüzyılda olmak üzere en az iki Karacaoğlan’ın varlığını savunduğunu aktaran Oğuz, şöyle devam etti:
”İlhan Başgöz, aynı kitabının gözden geçirilmiş yeni baskısında dört veya beş Karacaoğlan’ın varlığı tezini benimsedi. Ancak 16’ncı yüzyılda yaşayan Karacaoğlan’ın Rumelili değil Anadolulu ve Yozgatlı olduğu tezi öne çıkarıldı. Bu konuyu son olarak 16’ncı yüzyıldan başlayarak bütün belge ve bilgileri bir araya getirerek yeniden ele alan Saim Sakaoğlu, ‘Karaca Oğlan’ adlı kitabında, biri 16’ncı yüzyılda yaşayan, diğeri ise 17’nci yüzyılda yaşayan Karacaoğlan olmak üzere iki ayrı yüzyılda yaşayan iki ayrı Karacaoğlan’ın varlığını benimsedi.”