Armağan:”1927’de basılan Nutuk 1928’de yasaklandı”

Tarih
Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Tarihçi Mustafa Armağan,  Kanal A’da yayınlanan Tuğba Dalkılıç’ın sunduğu İşte Haber’e konuk oldu. Armağan, devam eden Osmanlıca tar...
EMOJİLE

Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Tarihçi Mustafa Armağan,  Kanal A’da yayınlanan Tuğba Dalkılıç’ın sunduğu İşte Haber’e konuk oldu.

Armağan, devam eden Osmanlıca tartışmasında bilinmeyenler üzerinden bir analiz yaptı.

Kanal ahaber’e göre Mustafa Armağan’ın konuşmasından satır başları:

Osmanlı Türkçesinden  Latin alfabesine geçmenin ve Harf inkılabının gerçek amacı neydi?

“Bunu anlamak için meselenin önüne ve arkasına bakmak lazım.  Önünde koskoca bir Osmanlı İmparatorluğu birikimi var. Mustafa Kemal’in de içinde bulunduğu askerler grubu dâhil, Cumhuriyet’e intikal eden bütün aydınlar, elitler, seçkinler hepsi Osmanlı döneminde yetişmiş insanlar. Yani düşünün ki TBMM’ye Cumhuriyet Devrinde ilk giren Milletvekili Bülent Ecevit’tir. Ecevit’te 1957’de girebilmiştir.”

İpler Lozan’da kopuyor

“Önemli olan Lozan’da, Osmanlı ile devam mı? Yoksa kopalım mı? meselesiydi. Osmanlı’dan kopmazsanız, sizi Osmanlı gibi yaşatmayız ve mütalaa ederiz tehdidi Lozan’da yapıldı. Ve Lozan’da biz Osmanlı değiliz, Osmanlı’nın devamı değiliz tavrına girdik. Harf inkılabı da, “Biz Osmanlı değiliz, Osmanlı ile alakamız yok beyanımızın yazıyla ve bütün bin yıllık bir  dönemin yazısını ortadan kaldırarak ispatlama girişimidir.”

“Harf inkılabı Osmanlısızlaştırma ve İslamsızlaştırma hareketinin en önemli parçasıdır. Harflerle birlikte bizim İslam Kültürü ile Kuran-ı Kerim ile bütün bağlarımızın koptuğunu ve bugün, Bir camiye gittiğimizde duvarda bir takım yazıların olduğunu görüyoruz, ama anlamını bilmiyoruz.”

Bu kadar saçma bir gerekçe olabilir mi?

“Latin alfabesi okuma yazma kolaylığı getirdi, eskiden okur yazar oranının düşük olması gibi iddialar tamamen bir bahanedir. Atatürk nasıl Osmanlı harflerini öğrenerek yetiştiyse, Cumhuriyet dönemindeki insanlar da aynı şekilde Osmanlıca öğrenerek yetişecekti. En kötü zamanda Osmanlı Atatürk’e okuma-yazma öğretmiş, biz barışın hâkim olduğu bir zamanda çocuklarımıza Atatürk’ün öğrendiği alfabeyi öğretemeyecek miydik? Bu kadar saçma bir gerekçe olabilir mi? Dolayısıyla bütün mesele ideolojiktir.”

1930’da okuma oranı ancak yüzde 10’u bulabilmişti

“Eğer böyle bir gereklilik olsaydı Çinlilerin, Japonların ve Rusların alfabelerini değiştirmeleri gerekirdi. Dolayısıyla bu durumun iyi tartışılması ve artık bir zemine oturtulması gerekir. Sorunun ikinci kısmının cevabı ise amacına ulaşamadı.

1965 yılında yapılan bir sayımla, Türkiye’de ki okuma-yazma oranı henüz yüzde 50 civarına ulaşmış görünüyordu. Atatürk 1928 yılında Sarayburnu’nda yaptığı bir halk toplantısında şöyle demişti, “Bir yıl, en geç iki yıl içinde bütün Türkler okuma yazma öğrenecektir.” Fakat 1930’da bırakın yüzde 100’ü bizim okuma yazma oranımız yüzde 10’u ancak bulabilmişti.”

Zor diyerek dilimizden vaz mı geçeceğiz?

“O dönemde yapılan harflerin kolay öğrenilmesi tartışması aynı şekilde gereksizdir. Eğer zor ise zor eğitim verirsiniz. Bugün İngilizce öğrenmek zor diye vaz mı geçiyoruz? Bu ancak sömürge ülkelerinde görülebilecek bir kökünü kazıma operasyonudur.”

“Osmanlı’da 1914 yılında okuma – yazma oranı yüzde 14 seviyesindeydi”

“1914 ve 1923 arası biz dört buçuk yıl 1.Dünya Savaşı’nı yaşadık ve Çanakkale’de, Tıbbiye mezun vermedi diyoruz. Galatasaray Lisesi’nden şu kadar insan öldü diyoruz. Bu kadar gencimizi toprağa verdik diyoruz. Mustafa Kemal de Çanakkale’de diyor ki, “Biz bir üniversite gömdük”. Mezun verememişsiniz, öğretmenlerinizi askere almış 5 yıl savaştırmışsınız. Ülkeniz yakılıp yıkılmış… 1923 yılında yüzde 7 olan okuma yazma oranı dibe vurmuş olduğumuz bir dönemdir. Biz yüzde 7 okuma-yazma oranı ile başlayan Cumhuriyet’e 1928’e kadar 5 yıl içinde yüzde 12’ye yükseldi. Biz her sene bir puanlık artış yapmışız. 1928’e bir çizgi çekelim. Hiç harf inkılabı yapılmasaydı, biz bu 1 puanlık artışı devam ettiremeyecek miydik?”

Nutuk bile yasaklandı

“Harf inkılabı yapıldı 1928’de bizim okuma-yazma oranımız yüzde 21,6 oldu. Siz Osmanlıca eğitimi devam ettirerek ulaşacağınız orana, kütüphaneleri tuğlalara çevirerek ulaşıyorsunuz. Bu bir aldatmacadır. Osmanlıca ile devam etseydik bizim bugün okuma yazma oranımız aynı olacaktı.”

“Eski harfler yasaklandı, eski kitaplar yasaklandı, hatta eski kitaplardan yararlanmak bile yasaklandı. Bizzat Atatürk’ün emriyle bu kitaplar yakıldı, kesildi, Bulgaristan’a satıldı. Ben bu olayın belgesini Derin Tarih Dergisinde paylaştım. Bunlarla kalmadı Türkiye’de Nutuk bile yasaklandı. 1927’de Nutuk basıldı, 1928’de inkılap olunca Nutuk bile yasaklandı.”

İsrail harf inkılabının nasıl yaptı?

20. yüzyıl’da iki devlet harf inkılabı yaptı. Bunlardan birisi Türkiye diğer İsrail. Biz 1000 yıllık birikimimizi bırakıp, Osmanlıca’dan Latin alfabesine geçtik. İsrail ise tam tersine Latin Alfabesini terk edip 2000 yıl önceki İbranice’yi diriltti. İsrail şimdi çatlamayan domatesleri, F-16’ların beyinlerini o alfabe ile yaptı.”

Osmanlıca ders geç atılmış bir adım

“Biz bu dersin verilmesini 20-30 yıl öncesinde isterdik. Ancak o dönemin şartlarında bu mümkün değil. Bugün geç bile olsa yanlışın neresinden dönersek kardır.”