Genç yazarlar okurlarıyla buluştu

Kitap
Genç öykücülerin ilk kitaplarına büyük ilgi Genç öykücüler Arda Arel ve Ertuğrul Emin Akgün’ün ilk kitapları çıktı. Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen 100 Yüze İmza ve Söyleşi programı...
EMOJİLE

Genç öykücülerin ilk kitaplarına büyük ilgi

Genç öykücüler Arda Arel ve Ertuğrul Emin Akgün’ün ilk kitapları çıktı. Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen 100 Yüze İmza ve Söyleşi programına katılan öykücüler, ilk kitaplarına okuyucunun büyük ilgisini görünce şaşkınlığa uğradılar.

 

Post Öykü Genel Yayın Yönetmeni Aykut Ertuğrul’un gerçekleştirdiği 100 Yüze İmza ve Söyleşi programının bu sezonki son programına daha önce Üç Jeton dergisini birlikte çıkaran ve şu an Post Öykü’de öykülerini yayımlayan genç öykücüler Arda Arel ve Ertuğrul Emin Akgün konuk oldu. İlk kitapları bu hafta Dedalus Yayınları’ndan çıkan öykücüler, programa katılan dinleyicileri görünce “Sabahtan beri birbirimize beş on kişi gelirse bizim için yeterli diyorduk, bu kadar ilgi beklemiyorduk, çok mutlu olduk” dediler.

/

İNTERNETTE EDEBİYATI KİM BELİRLİYOR?

Program formatı gereği öncelikle söyleşi gerçekleştiren Arel ve Akgün, hem dergilerinin genel yayın yönetmeni olan hem de “ağabey”leri olan Aykut Ertuğrul’un sorularını cevapladılar. Söyleşi boyunca öykü yazma serüvenlerini dinleyicilerine aktaran öykücüler, birlikte üç sayı Üç Jeton Dergisi’ni çıkardıklarını ve daha sonra Aykut Ertuğrul ile Post Öykü’yü çıkarmaya başladıklarını ifade ettiler. İlk kitapları henüz yayımlanan öykücülere Aykut Ertuğrul’un yönelttiği “Günümüzde insanlar hikayelerini internette anlatıyor, oralara yüklüyor. Bu edebiyata zarar verir mi? Sizce bloglardan, sözlüklerden edebiyat çıkar mı?” sorusuna ise farklı cevaplar verdiler. Arda Arel soruya “Bu soruda önemli olan o ortamlarda edebiyatı kimin belirlediği” derken, Ertuğrul Emin Akgün “Bu bence iyi bir şey. Ne kadar çok kişi uğraşırsa o kadar fazla isim geriye kalır” cevabını verdi.

 

İNTERNET EDEBİYATA ZARAR VERMEZ

Arel ise Akgün’ün cevabına itirazını “Bence kötü bir durum. Çünkü ben bir öyküyü yazıyorum, onu bir başkasına okutuyorum, sonra dergi editörüne gönderiyorum. Defalarca üzerinde duruyorum. Editör bana hatalarımı söylemesi edebiyat için bir kırbaç niteliğinde. Böyle bir süzgeçten geçmeyen eserler ne olur? Bir bloğum olsa, istediğim yazıyı yükler, nerede hata yaptığımı anlayamam” sözleriyle dile getirdi. Akgün Arel’in bu görüşlerine “Fuzuli, Şeyh Galip döneminde de çok fazla yazanlar vardı muhakkak. Ama bu isimler geriye kaldı. Bu durumda da bize kalıcı olanı zaman gösterecektir. Oğuz Atay örneği var mesela. O ilk kitabını çok zor yayımlatmış bir yazar ama bugün iyi yazar olarak biliyoruz” cevabını verdi.

Genç