Dergâh Dergisi’nin Şubat sayısı çıktı. Derginin 312. sayısında edebiyatseverlere güzel bir sürprizi var. Yusuf Turan Günaydın, Ahmet Hamdi Tanpınar’a ait şimdiye kadar hiç bilinmeyen bir mektubu gün yüzüne çıkardı. Tanpınar bu mektubu, Enver Paşa’nın kızı Mahpeyker Sultan’a yazmış. Bir oyun mu bu mektup, bir latife mi, bir aşk mektubu mu? Dergi, Tanpınar’ın mektubunu tartışmaya açıyor.
Şubat ayı Dergâh’ının bir diğer sürprizi de Beşir Ayvazoğlu. Ayvazoğlu, Dergâh okurlarıyla yakında yayınlanacak ‘İnce Tarih’ isimli romanından tadımlık bir bölümü paylaşıyor.
Dergâh Dergisi’nin 312. sayısının şairleri ise Zümrüt Karabudak, Murat Altın, Baha Aziz Özalp, Taner Sarıtaş, Cafer Keklikçi, H. Samet Koparan, Tahir Çakmak, Hasan Özlen, Ahmet İlhan Sancak, İbrahim Yolalan ve Yalçın Ülker.
Derkenar sütunlarında da Özsoy Erdoğan, Bahtiyar Aslan’ın hazırladığı Muhan Bali’ye Mektuplar kitabını, Adem Yazıcı ise Süleyman Unutmaz’ın şiir kitabı Fena’yı yazdı.
Sedat Palut ve Kürşat Çelik Şubat sayısının hikâyecileri.
Atakan Yavuz, Elif Batuman’ın bir makalesini özetleyerek çevirdi: ‘Yazarlık atölyeleri edebiyatı öldürüyor mu?’ Batuman, Amerika’da son yılların gözde eleştirmenlerinden.
Emine Zozan Kaya, kısa bir denemesiyle dergiye katkıda bulunuyor. Denemesinde, taze bir baba yarası ve acemiliğin güzelliği var.
Dergâh’ın Şubat ayındaki ‘Orta Sayfa’ misafiri, ressam Peyami Gürel. Gürel ile resim sanatını, bu sanatın muhataplarını ve yeni zenginlerin hem resme ilgisini hem de sanatçının üretimini nasıl etkilediği üzerine bir sohbet yaptık.
Geride bıraktığımız yılı ‘şiir’ ve hikâye’ açısından bir değerlendirmesi var dergide. Zeynep Arkan, 2015’te yayınlanan şiirlerin gençlerini, ustalarını ve vaatlerini; Necip Tosun ise, 2015’te yayınlanan hikâyelerin temalarını, mekânlarını ve biçimsel yapılarını irdeliyor.
Alaattin Karaca, Nazan Bekiroğlu’nun son romanı ‘Mücellâ’ üzerine yazdı.
Remzi Şimşek, yönetmen Ahmet Uluçay’ın az bildiğimiz bir tarafına, hikâyeciliğine, ‘Küller ve Kemikler’ kitabı bağlamında değiniyor.
İsmail Kara, bu ay paylaştığı günlüklerde bizi 6 Ocak 2002’ye götürüyor. İstanbul’da yine kar var, günlük sahibi 47 yaşına girmek üzere ve bir düşünce adamı, ümit ve tereddütlerini kayda geçiyor.
Arka kapağımızda Mustafa Kutlu var. Kutlu’nun yeni hikâyesinin adı Yol.