“Dağlıca-Kod Adı: Düğün”

Kitap
Nevzat Çiçek’in yeni kurduğu Lagin Yayınlar’ndan çıkan kitap hiçbir yerde yayınlanmamış bilgiler yer alıyor. Çiçek’in "Dağlıca-Kod Adı: Düğün" kitabında Dağlıca Baskını sır...
EMOJİLE

Nevzat Çiçek’in yeni kurduğu Lagin Yayınlar’ndan çıkan kitap hiçbir yerde yayınlanmamış bilgiler yer alıyor. Çiçek’in "Dağlıca-Kod Adı: Düğün" kitabında Dağlıca Baskını sırasında Amerikalıların Türkiye’ye üç saat geç bilgi verdiği istihbarat raporlarına dayandırılarak ortaya koyuyor…

Kitapta soğuk savaş döneminde kurulan GES Komutanlığı’nın nasıl Türkiye’ye devir edildiğide ayrıntılarıyla anlatılıyor. GES Komutanlığı kitapta şöyle yer alıyor:

"Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı, hem ana karargâh hem de kuvvet komutanlıklarındaki Elektronik Harp birliklerinden oluşuyor. Bu komutanlık istihbarat ve karşı istihbarat görevlerini yerine getirerek barış ve savaşta destek işlevi yapıyor. GES ‘en hassas’ dinleme operasyonlarından da sorumlu komutanlıktır. Uydu takibi ve iletişim izleme sistemleri de GES karargâhından yapılıyor… 1958 yılında ABD tarafından, soğuk savaş döneminde SSCB’ye yönelik dinleme ve istihbarat amaçlı kurulan GES Komutanlığı soğuk savaşın sona ermesi ile Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilmiş, tüm teçhizat, araçlar hatta şuanda kullanılan koltuklar bile hibe edilerek gidilmiştir. Karşılıklı işbirliği ve bilgi paylaşımı şeklinde protokol ile görev tanımı belirlenen TOL protokol gereği Türkiye’den aldığı istihbari bilgilere karşılık PKK ile mücadelede Türkiye’ye istihbarat bilgisi verecektir. Ancak yapılan iş protokolün dışına çıkmıştır. Türkiye TLO’dan sınırlı sayıda bilgi alabilmektedir… GES komutanlığı bünyesinde kurulan THURYA (Uydu Telefonu Dinleme) sistemi TLO vasıtasıyla bize aktarılmakta ve PKK’ya yönelik yer tespiti, terörist konuşmaları tespit edilmektedir. Ancak TOL bu bilgileri hem 3 saat gecikmeli hem de kısıntı yaparak vermektedir. GES komutanlığı  PKKlıların uydu telefonuyla olan görüşmelerini sistem üzerinden görebiliyorlar ama bunların konuşmaları TOL’dan ortalama 2 saat sonra geliyor ve hepsi gelmiyor. Ortalama günde 500 konuşma oluyorsa TOL bunun 200 civarında ancak görüşmeyi gönderiyor. Bunun en bariz örneği Hakkâri-dağlıca baskınında yaşandı. Baskının olduğu akşam 00.20 da olan tel görüşmeleri saat 03.00 civarında gönderdi." deniliyor…

"RAPOR BAŞBAKANLIĞA ULAŞTIRILDI"

"Dağlıca-Kod Adı: Düğün" kitabında Başbakana sunulan raporda Dağlıca Baskını’nın bir plan olduğu ve panın bir parçasının da Türkiye’deki derin yapılarla ilişkide olan Amerika’daki bazı şahinler olduğu ifade ediliyor. Söz konusu bölüm kitapta şöyle anlatıldı: "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, baskının yapıldığı ilk günlerde medya ve sokaktaki hareketlerden etkilenmiş, Kuzey Irak’a girme fikrine sıcak bakmaya başlamıştı. Tezkerenin hayata geçirilebileceği fikrini kurmaylarıyla tartışıyordu. Başbakan aynı günlerde MİT Başkanı Emre Taner’le de görüştü. Taner, Başbakan ile yapacağı görüşmeye elinde bir dosyayla geldi. Dosyada Kuzey Irak’a girilmesi halinde nelerle karşılaşılacağını içeren istihbari bilgiler vardı. MİT’in raporuna göre Kuzey Irak’a yapılacak bir kara harekâtı Irak ve Türkiye’yi karşı karşıya getirebilirdi. K. Irak’a girmek savaş çıkmasını göze almak demekti. MİT’in Erdoğan’a sunduğu rapora göre, PKK’yla mücadelede farklı bir yol izlenmesi mümkündü. Bölgedeki yetkililerle yapılan temaslar yoğunlaştırılabilir, PKK demokratik açılımlarla tasfiye edilebilirdi. Bunun için yol haritası da belirlenmişti. Bu belirlenen yol haritası da Başbakan Erdoğan’a sunuldu. Başbakan Erdoğan’a aynı günlerde farklı kanallardan istihbarat bilgileri de geliyordu. Gelen en ilginç bilgilerden biri Dağlıca Baskı’nın önceden bilindiği ama hiçbir önlemin alınmadığı yönündeydi. İddiaya göre Dağlıca saldırısı bir planın parçasıydı ve baskından sonra iki ülke savaşa sokulmak isteniyordu. Türkiye’nin Irak’a girmesi intihar anlamına gelecekti ve Amerika’daki bazı şahinlerle Türkiye’de ilişkide oldukları bazı "derin yapılar" bu planı hazırlamışlardı. Başbakana gelen istihbarat bilgileri arasında önemli bir ayrıntı daha vardı. Ergenekon olarak adlandırılan yapı içerisinde bulunan bazı kişilerin Kuzey Irak’a girilmesi halinde gelecek her şehit cenazesinin ardından yapacakları gösterilerle hükümeti zor durumda bırakacak faaliyetler içerisinde olduklarıydı. Bu kişilerin nihai hedefinin, hükümeti iktidardan uzaklaştırmak olduğu da iddia ediliyordu. Başbakanlığa gelen bir diğer bilgi de, Genelkurmay Başkanlığı’yla istihbarat paylaşımı yapan ABD’nin Ankara’daki ofisinin, Dağlıca baskınıyla ilgili bazı bilgileri baskından saatler sonra Genelkurmay Başkanlığı GES Komutanlığı’na ilettiği iddiasıydı. İddiaya göre, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’na çok yakın olan bu birim, istihbarat bilgilerini filtrelemiş, baskından yaklaşık dört saat sonra ilk bilgileri Genelkurmay Başkanlığı GES komutanlığına iletmişti. Konuyla ilgili raporlar da Başbakanlığa ulaştırılmıştı."