Bu Yazdıklarımı Boşnaklar Bile Bilmiyor!

Kitap
Bosna’daki savaşın üzerinden tam 20 yıl geçti. Sırplar tarafından katledilen Boşnakların yaşadığı acılar Angelina Jolie’nin yazıp yönettiği ‘Kan ve Bal Ülkesinde’ filmiyle 24 Ş...
EMOJİLE

Bosna’daki savaşın üzerinden tam 20 yıl geçti. Sırplar tarafından katledilen Boşnakların yaşadığı acılar Angelina Jolie’nin yazıp yönettiği ‘Kan ve Bal Ülkesinde’ filmiyle 24 Şubat’ta vizyona girecek. Filmden hemen önce de yine Bosna’da yaşanan dramı aşkla yoğurarak anlatan Sinan Akyüz’ün kitabı Alfa Yayınları’ndan çıktı. Akyüz ile sekizinci kitabı ‘İncir Kuşları’nı konuşmak için buluştuk.

Kitaplarınızı yazarken aylarca bir yere kapandığınızı ve sosyal hayatla bağlantınızı kapattığınızı biliyoruz. Bu kez Bosna’da mı kapattınız kendinizi?

Hayır. Her zamanki gibi İstanbul’da yazlık evime kapandım. Ama kitabın yazımı öncesinde Bosna’da bir aylık bir araştırma dönemi vardı. ‘İncir Kuşları’ Bosna’da savaş döneminde geçen bir aşk hikayesi. Yazarken şöyle bir şey gördüm ki, aslında biz o döneme çok yabancıydık. Boşnakların tarihini, kültürünü, ne düşündüklerini bilmeden bu kitap yazılmazdı çünkü farklı bir yer. Aynı sınırlarda üç tane millet yaşıyor: Boşnak, Hırvat ve Sırplar. Bir ay orada kaldım. Onları tanıdım. Sonra bir daha gittim, 15 gün kaldım.

Bu hikaye nereden çıktı?

Dört yıl önce Türkiye-Bosna Hersek maçı için Bosna’ya gitmiştim. Orada Halide Hanım ile tanıştım. Bazı şeyler anlattı. Şehrin ve insanların üzerine çöken hüznü gördüm. Bir kitap yazmaya karar verdim. İşin tesadüfü şu ki, 2012 yani kitabımı okurlarla buluştuğum yıl, Bosna Savaşı’nın 20. yılı.

Bu yıl bir Bosna rüzgarı oluştu. 24 Şubat’ta da Angelina Jolie’nin yazıp yönettiği, Bosna Savaşı’nı anlatan ‘Kan ve Bal Ülkesinde’ adlı film vizyona girecek.

2012 Bosna yılı oldu. Angelina Jolie film yaptı. TRT’de de ‘Mavi Kelebekler’ dizisi var. Ben de kitabımı yazdım. Bosna’nın savaş ve tarihini aşkla yazan bir roman bu.

Kitapta tutkulu bir aşkı anlatırken aslında ciddi ciddi tarih bilgileri de vermişsiniz. Romanın ne kadarı kurgu?

Yüzde beşi diyebilirim. Bilgilerin tamamı gerçek. Bir aşkı anlatmak için yola çıktım ama şunu gördüm, ülkenin tarihini, başına gelenleri, Boşnakların kültürünü, yaşam tarzını ve hatta yemeklerini anlatmasaydım çok yavan kalacaktı. Tarih bilgisi vermek durumunda kaldım ama tabii tarih kitapları gibi sıkıcı değil. Kitaptaki bilgileri belki Boşnaklar bile bilmiyor.

ÇOK GİZLİ BİLGİLER

Siz nasıl ulaştınız o bilgilere?

Araştırdım. Ama yazar olarak kapıldığım bir his var, o da Allah beni yönlendirdi. Galiba dedi ki, madem bir ulusun tarihini yazacaksın doğru insanları karşına çıkarayım… Ne kadar ters giden şey olursa hep karşıma doğru insanlar çıkıp son anda aksilikleri düzeltti. Bilgilerin bir kısmı devletlerin gizli servislerine ait, çok az insanın bildiği şeyler.

Ne var mesela?

Bunu Boşnakların çoğu da bilmiyor ama bugün hala ayaktalarsa dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bunda çok büyük emeği var. Demirel Ankara’da Hırvatlarla üç kez toplantı yapıyor, anlaşıyor ve Boşnaklar’a BM’nin (Birleşmiş Milletler) silah ambargosu olmasına rağmen PKK’dan toplanılan silahları gönderiyor. Türkiye’den siyah bantlarla kapatılan Cessna tipi uçaklar havalanıyor ve anlaşma gereği her dört silahın biri Hırvatlar’a üçü Boşnaklar’a gidiyor. Bu bölümün büyük ses getireceğini düşünüyorum. Altını çizmek lazım, bu tamamen Hırıstiyan-Müslüman Türk savaşıydı. Keşke Başbakanımız Fransa soykırımına karşı Cezayir yerine Bosna’yı örnek verseydi.

Başka ne var?

Bu kitabın araştırmasını yapana kadar Avrupa Birliğine çok inanan bir insandım. Ama iş ekonomi değil din. Din Avrupa’da çok önemli ve buna Vatikan karar veriyor. Böyle bir birliğe Müslüman bir ülkeyi yani bizi alacaklarını hiç sanmıyorum. BM’ye de inancım kalmadı: Müslüman devletleri de barındıran bir Hırıstiyan topluluğu. Kitaptaki yeni bir bilgi de şu, BM’nin o dönem Bosna’ya atadığı Barış Gücü Komutanı General Lewis MacKenzie maalesef en büyük tecavüzcü çıktı. Kendisine en güzel Boşnak kızları servis ediliyor. “Menfaatle motive edilmiş aşk en güçlü aşktır” diyor bu kızlara. Tehditle bu kızlarla birlikte oluyor. Yani 20 sene sonra İnsan Hakları Mahkemesi’nde yargılanacak. Bunlar Boşnakların başına neden geldi? Her şey 1. Kosova Savaşı’na dayanıyor. Yüzyıllar öncesinden Sırplar Boşnaklar’a bilendi. Sırplar bu katliamları hep ‘Müslüman Türkler’ diye yaptı. Halbuki aynı ırktan geliyorlar, sadece dinleri farklı.

Boşnaklar bu süreçte Türklerin kendilerine yeterince destek olmadığını düşünüyor mu?

Bir kırgınlıkları var tabii. Aslında Osmanlı’dan beri bu kırgınlık var. “Siz bizi bırakıp gittiniz o günden sonra da bir hamimiz kalmadı” diyorlar. Sahipsiz kaldıklarını söylüyor ama şunu bilmiyorlar ki Osmanlı’nın kendisine faydası yoktu o dönem. Bir de şundan dolayı kırgınlar, “Türkiye’ye göç eden Boşnakları kültürümüzden uzaklaştırdınız, Türkleştirdiniz” diyorlar.

‘İncir kuşları’ Bosna’da da basılacak mı?

Önümüzdeki günlerde bir yayıneviyle anlaşma yapacağız ve kitap orada Boşnakça çıkacak.

DÜŞÜNCELERİM HEM KADIN HEM ERKEK 

Kitabın kahramanları çoğunlukla kadın. Önceki kitaplarınız ve köşe yazarlığı yaptığınız dönemden biliyorum ki kadınlara çok sert eleştirileriniz vardı. Bir kadının ağzından aşk ve savaş romanı yazmak kolay oldu mu?

Ben bir romancıyım. Dolayısıyla tabii ki erkek bakış açısıyla yaklaşmadım. Bir roman yazıyorsanız kendinizi kadın ve erkek olarak ayıramıyorsunuz. Avantajım, kadınları çok iyi tanıyor olmak. Erkek olduğum için erkekleri de iyi tanıyorum. Artık ortadayım, bir yerin tarafı değilim. Romancı kimliğimde düşüncelerim hem kadın hem erkek.

Hürriyet