Bir rüya gördü hayatı değişti

Kitap
Oyunculuğu bırakıp naat yazmaya başlayan ve kaleme aldığı eserlerle yurtiçi ve yurtdışında ödüller alan, binlerce hayranı olan Emine Sevinç Öksüzoğlu’na naat yazdıran ise gördüğü bir rüya…  ...
EMOJİLE

Oyunculuğu bırakıp naat yazmaya başlayan ve kaleme aldığı eserlerle yurtiçi ve yurtdışında ödüller alan, binlerce hayranı olan Emine Sevinç Öksüzoğlu’na naat yazdıran ise gördüğü bir rüya…

 

Ramazan ayı boyunca İstanbul’da ve Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde çok sayıda konser ve kültürel etkinlik gerçekleştirildi. Alışıldığı üzere genelde tasavvuf müziği konserleri, dini sohbetler ve gelenekli tiyatrodan oluşuyordu söz konusu etkinlikler. Ancak Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 10’uncusu gerçekleştirilen Ramazan Şenliklerinde sahne alan bir isim vardı ki sahneye taşıdığı metinler çok farklıydı. Türkiye’nin ilk kadın naathanı olan Emine Sevinç Öksüzoğlu, sadece Ramazan ayında değil, yıl içine yayılan çalışmalarında da kendi yazdığı naatları, tasavvuf musikisi eşliğinde seslendiriyor. Yaygın medyada adı pek bilinmese de aslında yazdığı ve okuduğu naatlarla yurtiçi ve yurtdışında milyonlarca hayranı var.

Piyano, ney ve kanunu bir araya getiren naat okumalarına gördüğü bir rüyanın ardından başlayan Öksüzoğlu, Sahne Sanatları Tiyatro Bölümünde oyunculuk eğitimi almış bir isim. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Onat Kutlar Tiyatro Sahnesi’nde bir süre oyunculuk yapan Öksüzoğlu’nun naathanlığa uzanan yolculuğu hayli ilginç.

“Konservatuar mezunuyum. Tiyatro bölümü ve batı klasikleri okudum. Mesleğimi uzun yıllar yaptım. 2000 yılında kızımı kucağıma aldığımda sahneyi bıraktım” diyen Öksüzoğlu’nun edebiyat geçmişi ise 26 yılı doldurmuş. Deneme ve hikaye alanında yayınlanmış 22 kitabı bulunan Öksüzoğlu’nun eserlerinin Azerbeycan, Almanya gibi ülkelerde de çevirileri yapılmış.

Bir gecede yazılan naat

Naat yazmaya başlayışının hikayesini şöyle anlatıyor Öksüzoğlu, “2004 yılında rüyamda Peygamber Efendimizi gördüm. O dönemde eşimin mesleği gereği Ankara’da oturuyordum. Lojmanımızın yakınındaki camiye giderek hocaefendiye sordum rüyamın anlamını. Rüyamda gördüğüm kişiyi tarif etmemi istedi, tarif ettim. ‘Siz gerçekten rahmani bir rüya görmüşsünüz. Ne iş yapıyorsunuz” diye sordu. Edebiyatla ilgilendiğimi, yazar olduğumu söyleyince ‘Kızım Peygamberimiz için de bir şeyler kaleme alman gerekiyor. Bu onun işareti’ dedi. Nasıl bir eser çıkarabilirim diye uzun bir zaman düşündüm. Onu en güzel şekilde anlatmak istedim. Özel olsun istedim ve 2005 yılında o rüyadan altı ay kadar sonra bir gecede Sen Gelince isimli bir naatı şerif yazdım.” Öksüzoğlu’nun ilk yazdığı naat olan Sen Gelince okunduğunda 40 dakika sürüyor. “Peygamberimizi en güzel şekilde anlatabilmek için günlerce, gecelerce düşündüm. Yine de tam anlamıyla O’nu anlatabildim diye endişe taşıyorum” diyen Öksüzoğlu, naatta Hz. Muhammed’in doğumundan hicretine, hicretinden veda hutbesine kadar varan bir süreci ve en nihayetinde O’nun Hakkın rahmetine ulaştığı günü anlatıyor.

Bu naat-ı şerifle Azerbeycan ve Arnavutluk’tan program davetleri aldığını anlatan Öksüzoğlu, “Azerbeycan’da naatı okuduğumda insanlar ağlayarak dinledi beni ve bu naatımdan dolayı bana ‘Güneş çöhreli gız şairi’ ünvanı verildi. Oradan sonra Arnavutluk Cumhuriyeti’nin başkenti Tiran’dan davet aldım. Orada da üniversite rektörlüğü dünyada naat yazıp yorumlayan ilk kadın naathan unvanını verdi” diyor. Yurtiçinde ise Yozgat Belediyesi bu naat-ı şerifi seslendirmesi için bir yılda dört defa davet etmiş naathan Öksüzoğlu’nu. Gaziantep’te de çok ilgi görmüş program.

Senanur Köşk’e çıkıyor

Emİne Sevinç Öksüzoğlu, naathanlığının yanı sıra hikâyeci kimliği ile de Anadolu’da oldukça ilgi görüyor. Down sendromlu bir çocuğun başarı hikayesini anlattığı Gölgeler Üşürken adlı öykü kitabı, İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından sahneye taşınmaya hazırlanıyor. Üstelik teklif de İstanbul Şehir Tiyatroları müdürü Salih Efiloğlu’ndan gelmiş. Down sendromlu çocuklar konusunda yazarlarımız ve sanatkarlarımızın çok sessiz kaldığına dikkat çeken Öksüzoğlu, Gölgeler Üşürken ile ötekileştirmeden bir farkındalık oluşturmak ve down sendromlu çocukların sesi olmak istediğini söylüyor. Bu anlamda çabasının en üst düzeyde karşılık bulduğunu kaydeden Öksüzoğlu, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül hanımefendinin kendisini ve kitabının kahramanı olan Senanur’u da Çankaya Köşkü’ne davet ettiğini anlatıyor.
Gülcan Tezcan
Star Gazete