Cam Süsleme

Hobi
Camın özü itibariyle saydam olması beraberinde ciddi bir problem doğurmuş, ciddi zorluklarla üretilen formu görünmez kılmıştır. Gerek camın yapısı içindeki bozukluklar, gerekse biçimden ileri gelen gö...
EMOJİLE

Camın özü itibariyle saydam olması beraberinde ciddi bir problem doğurmuş, ciddi zorluklarla üretilen formu görünmez kılmıştır. Gerek camın yapısı içindeki bozukluklar, gerekse biçimden ileri gelen görsel etkiler camın gerçek işlevinden daha çok etki kazanmıştır. İşte bu aşamada camın saydamlığını gidermek yada denetlemek ve daha çok görünen biçimleri elde etmek gerekmiştir. Böylece ya saydam camın yüzeyi renklendirilmiş yada değişik malzeme katkıları yapılmıştır. Ayrıca aşındırıcı taşlarla ve madenlerle yüzey değerlendirme yöntemleri ortaya çıkmıştır.

Yöntemi ne olursa olsun bütün süslemelerdeki amaç saydam cam üzerinde çok sayıda yüzey oluşturmaktır.

Camın saydamlığını yok etme kaygılarının yanı sıra cam süslemeciliğinin gelişmesine etki eden unsurlar vardır. Cam süslemeciliği bulunulan dönemdeki diğer sanatlardan fazlasıyla etkilenmiş, estetik kaygılarla yapılan dekoratif süslemelerle eşsiz sanat eserlerinin üretilmesi sağlanmıştır.

Cam süslemeciliğinde kullanılan renkler Yeşil, indirgenmiş demirden; Mısır camının oyu yeşili bakırdan; saydam amber, okside olmuş demirden; eflatun yada mor, manganezden; kırmızı ve pembe altından; kırmızı opak bakır oksidin bir süspansiyonundan elde edilir. Bu camsı bir malzemedir ve fazla kurşun içerir. Kelt, Roma ve Ortaçağ metal işçiliğinde mine olarak kullanılmıştır. Beyaz opak ise, kalay oksidin bir süspansiyonudur ve Mısır’ın 18. sülalesi zamanında ulunmuştur. Sarı opak genellikle antimon bileşiklerinden elde edilirken, sarı renk için gümüş kullanılmıştır. Bunların dışında opaklaştırıcı olarak kalay, çinko, fosfor ve flor bileşikleri de kullanılmaktadır. Mısır’ın siyah camı ise, fazla miktarda demir yada bakır ve manganez karışımından elde edilir. (Binnaz Gürler) Cama renk vermek gibi renksizleştirmek içinde çeşitli elementlerden faydalanılmıştır. M.S 2-4. yy’larda antimon daha sonra manganez kullanılmıştır.

ÜRETİM TEKNİKLERİ

A-İç Kalıp Tekniği

Pota içinde eritilen cam hammaddesinin belirli aletlerle hazırlanan kalıplara dökülerek biçimlendirilme yöntemi, cam üretiminin başlangıcından itibaren kullanıla gelen en eski tekniklerden biridir. Bununla birlikte geliştirilen ve Antik çağda en çok kullanılan cam yapım tekniği iç kalıp olarak bilinen yöntemdir. Bu tekniğin seramik endüstrisinden türemiş olduğu düşünülmektedir.

Bu teknikte uygulanan değişik yöntemler vardır. Hazırlanan kalıp yada çekirdek uzunca metal bir çubuğa tutturulur ve iyice ısıtıldıktan sonra pota içinde erimiş durumdaki cam hamura daldırılarak üzerine camın sıvanması sağlanır veya cam iplikleriyle kaplanır.

Bu yöntemde ilginç olan iç kalıbın üzerine değişik cam tabakalar sarabilmektir. Gerektiğinde, soğuyan camlı kalıbı bir çok kez yeniden ısıtarak, üzerine renkli cam tozları ve cam kırıkları yapıştırmak mümkündür.Bu nedenle iç kalıp yöntemiyle yapılmış örneklerde belirgin bir çok renklilik vardır.

B- Mozaik Cam Ya da Bin Çiçek (Millefiori) Tekniği

Tek renkli çubukların bir araya getirilip, ısıtılarak çok renkli çubuklar oluşturulması ve bunların çekilerek uzatılması, gerektiğinde kesilerek kullanılması uygulamasıdır.

İki parçalı kalıp yöntemi, iki parçalı seramik kalıbın boşlukları renkli cam parçaları ile düzenli bir biçimde doldurulur. Kalıp ve içindekiler erimeyi sağlayacak kadar ısıtılır. Soğuduktan sonra seramik dış kalıp kırılarak ortay çıkan cam temizlenir.

Tek parçalı kalıp yönteminde, tek parçalı seramik kalıp alttaki boşluktan renkli cam parçaları ile doldurulur. Isıtılan fırında belli bir süre içinde eriyen cam tanecikleri kaynaşır ve çok renkli mozaik eserler meydana gelir. Kalıp yaaş yavaş soğutulduktan sonra, kırılarak cam eser dışarı alınır.

C- Döküm  ve Kalıplama Teknikleri

Cam üretiminde kullanıla kalıplar, açık veya kapalı formlu olabilirler. Erken dönemlerden itibaren bir çok süs eşyası açık kalıplara dökülerek yapılmıştır. Kalıptan çıkarılan objelerin parlatılmaları veya rötuşlanmaları gerekir. Bu durum kalıplar için de geçerlidir.

Kalıba döküm tekniğinde temel ilke, ergimiş veya toz haline sokulmuş camın, biri iç diğeri dış olmak üzere iki parçadan hazırlanmış kalıbın içine dökülmesi veya sıkıştırılmasıdır. Soğutulan eser kalıbın içinden alınır. Çark yardımıyla ağız ve gövdenin üst kısımları parlatılır.

Metal eserlerin hazırlanmasında kullanılan bu teknik, cam yapımcılarına esin kaynağı olmuştur.

Kalıplama teknikleri arasında farklı bir uygulama da “sarkıtma” yöntemidir. Aslında bir süsüleme tekniği olan bu yöntemde istenilen kap ölçüsünde dairevi bir cam tabaka, metalden yada seramikten yağılmış, ısıya dayanıklı düz bir yüzey üzerinde yüksek ısıda eritilerek elde edilir. Daha sonra elde edilen bu tabak şekillendirici bir kalıbın üzerinde , içinde veya arasında sarkıtmaya bırakılır.

D- Üfleme Tekniği

Üfleme tekniğinde pipo ucuna cam eriği alınır ve sürekli üflenerek döndürülmek suretiyle şişirilip biçimlendirilir.

a.Serbest Üfleme: Serbest üfleme kalıp kullanılmadan yapılan üflemedir. Piponun ucu kızıncaya kadar ısıtılır. Sonra suda biraz soğutularak ucuna potadan cam alınır. Devamlı döndürülerek götürüldüğü işleme masasında yuvarlanarak şekillendirilir. Daha sonra üflemeye geçilir. İstenilen şekil elde dildiğinde ucunda bir parça erimiş cam bulunan noble kabın dibine yapıştırılır ve pipodan ayrılır. Meydana gelen delik işlenerek ağız haline getirilir. Daha sonra cam noblede ayrılır ve tavlanır.  

İslam cam sanatına damgasını vuran bu yöntem mimari süsle detaylarında dahi işlenmiştir. Örneğin; Samara’daki Cevzaku’l- Hakani Sarayının duvar resimlerinde serbest üflemeli camlar gösterilmiştir.

b. Kalıba Üfleme: Üfleme çubuğunun ucundaki cam eriyiğinin pişmiş toprak, taş yada ahşaptan yapılmış kalıp içinde üflenerek biçimlendirilmesi işlemidir. Kalıplar yapılmak istenen esere göre iki veya daha çok parçalı olmaktadır. Bu nedenle bazen camların birleşme yerlerinde çapaklar oluşur.

Üfleme sırasında piponun ucundaki cam kalıp içine indirilir ve bütün kalıbı kaplayıncaya kadar şişirilirdi. Bu, süslemeye negatif bir yorum katmaktadır. Bu sırada camın sıcaklığı yaklaşık 1000°C kadardır. Birkaç saniye süren işlem sırasında özellikle ahşap kalıplar yanmasın diye ıslatılırdı.

Kalıba üfleme tekniği çok kısa sürede üretimi sağlar. Kalıba üfleme tekniği ile çok kısa sürede yapılan ve seri üretime geçilerek yaygınlaşan camın, böylece halka inmesi de sağlanmıştır.

Üfleme tekniğiyle yapılan eserler üzerinde çoğu kez renkli motifler yer alır.