Türkiye’den Balkanlara sanat köprüsü…

Görsel Sanatlar
Balkanlarda geleneksel sanatlarla meşgul olan sanatkârlarla iletişim halinde olan Hattat Ahmet Zeki Yavaş ile sanatkârlar, sanat merkezleri ve yapılabilecek ortak etkinlikler üzerine konuş...
EMOJİLE

Balkanlarda geleneksel sanatlarla meşgul olan sanatkârlarla iletişim halinde olan Hattat Ahmet Zeki Yavaş ile sanatkârlar, sanat merkezleri ve yapılabilecek ortak etkinlikler üzerine konuştuk .

Bilindiği üzere İstanbul hat sanatının başkentidir. Tarihe isimlerini celî harflerle yazdıran hattatlar ekseriya İstanbul’da yetişmiş, Asitane’nin selâtin camileri çok sık aralıklarla icazet merasimlerine ev sahipliği yapmıştır.

İstanbul, hat sanatındaki mezkûr mevkii nedeniyle yurtiçinden olduğu kadar yurtdışından da pek çok hat sanatı sevdalısını kendine çekmiştir. İslam ülkelerinden gelen pek çok talip, gerek İstanbul’daki müstakil hat sanatı atölyelerinde ve de gerekse kadim şehirdeki Güzel Sanatlar Fakülteleri’nde hat sanatının sırrına vâkıf olmuştur…

İstanbul’da hat sanatının inceliklerine vakıf olan sanatkârlar memleketlerine giderek sanatlarının zekâtını talebe yetiştirerek vermektedir. Bu cümleden olarak Türkiye’de hat sanatının inceliklerini öğrenen Nusret Çolo, Kazım Hacımejlic gibi Bosna-Hersekli pek çok hattat da ülkelerinde kamış kalemlerinden zikir sesi almaktadır.

Son yıllarda yerel yönetimler de özellikle Balkan ülkelerinde geleneksel sanatların gelişmesine katkıda bulunmak için muhtelif çalışmalar yapıyor. Balkanlarda geleneksel sanatlarla meşgul olan sanatkârlarla iletişim halinde olan Hattat Ahmet Zeki Yavaş ile "suyun öte yakası"ndaki sanat çalışmaları,  sanatkârlar, sanat merkezleri ve yapılabilecek ortak etkinlikler üzerine konuştuk.

Özelde Bosna-Hersek’te; genelde Balkanlarda İslam-Türk sanatlarına ilgi hangi seviyede?
Ecdadımızın geleneğinde fethedilen mekânın her daim İslam toprakları olarak kalacağı gerçeğinden hareketle;  Bosna’da ve civar ülkelerde hemen hemen her taraf tamamen klasik sanatlarımızla bezenmiş, lakin bu gün bu topraklarda yaşayan Müslüman kardeşlerimizin bu sanatlara ciddi bir ilgilerinin olduğuna şahit olamadım. Aslen Bosnalı olan İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi’nde 15 yıl öğretim görevlisi olarak çalışan Hattat ve mücellit Prof. Dr. Kazım Hacımejliç dostumuzun Bosna ve civar memleketlerde yaptığı ve yapacağı sanat etkinlikleri Balkanlarda zaten var olan sanatlarımızın yeniden neşv-ü nema olacağı kanaatindeyim.

Buralardaki ecdad yadigârı eserler ne kadar korunmuş?
Bu topraklarda 1993 yılında yapılan soykırımın uzantısı olarak ecdad yadigârı pek çok esere zarar verilmiş. Cami, türbe, medrese, çeşme, köprü gibi mimari eserler kadar hat sanatı eserleri de bu zarardan nasibini almış. Günümüzde ise Türk yetkililer başta olmak üzere birçok eserin restorasyonu yaptı/yapıyor.

Saraybosna’da Begova Camii’nde Cuma namazı kıldınız? Bu cami ile Süleymaniye’yi ya da Selimiye’yi karşılaştıracak olsanız neler söylemek istersiniz?
Manevi olarak kendinizi yabancı bir ülkede hissetmediğiniz için buradaki manevi duygular içinde orada da ibadetinizi yapıyorsunuz. Tabii ki Süleymaniye ve Selimiye daha farklı ve görkemli oluşu kıyası düşündürmüyor.

Bosna-Hersek’e hangi amaçla yola çıkmıştınız? Bu amaç doğrultusunda Bosna’da neler yaptınız?
Ümraniye Belediyesi’nin kardeş şehri olarak Saraybosna’ya yakın, aynı zamanda Fatih Sultan Mehmed’in ahidnamesinin, fermanının bulunduğu Fojnica’da İstanbul’daki bir kültür merkezinin aynı mimaride olanını yaptırdığı bir kültür merkezinin açılışı için gittik.  Aynı zamanda; oradaki halkın Türk milletinin yegâne sanatları olan klasik sanatlarımızı tanıması ve açılışı bu sanatlarımızla zenginleştirilmesi için gittik. Farklı sanatlarımızdan sergiler ve uygulamalar yapılarak sanatlarımızın daha yakından tanınması sağlandı.
 

Bu kasabada bulunan Fatih Sultan Mehmed’in fermanı şöyledir:
Ben ki Sultan Mehmet Han’ım; sıradan ve seçkin bütün insanlar tarafından bilinsin ki, bu padişah buyruğunu ellerinde bulunduran Bosnalı [Fransisken] ruhbanlara büyük bir lütufta bulunarak şunları buyurdum: Adı geçenlere ve kiliselerine hiç kimse engel olmayacak ve sıkıntı vermeyecektir ve onlar sakınmaksızın ülkemde yaşayacaklardır. Ve kaçıp gidenler bile güven içinde olacaklardır. Gelip ülkemizde korkusuzca oturacaklar ve kiliselerine yerleşeceklerdir. Ne ben, ne vezirlerim, ne kullarım, ne uyruklarım, ne de ülkemin bütün halkından hiç kimse adı geçenlere —kendilerine ve canlarına ve mallarına ve kiliselerine ve dışarıdan ülkemize gelenlerine— dokunmayacak, saldırıp incitmeyecektir. Yeri, göğü yaratan Rızıklandırıcı adına ve Kur’an adına ve ulu Peygamberimiz adına ve yüz yirmi dört bin peygamber adına ve kuşandığım kılıç adına yemin ederim ki, bu kişiler emrime itaat ettikleri sürece, bu yazılanlara hiç kimse uymazlık etmeyecektir.
Böyle biline.

Bosna’da sanatkârlar, halk sizi nasıl karşıladı?
Bosna sanatkârları ile fazla bir diyaloga giremedik, lakin Prof. Dr. Kazım Hacımejliç dostumuzla orada kaldığımız sürede çok güzel zamanlar geçirdik ve birçok yeri görüp gezme fırsatını bulduk. Onun oradaki üniversitede oluşu bizim sanatlarımızın da orada tanınmasına ve uygulanmasına fırsat vermektedir. Kendisine teşekkür ediyoruz.

Bosna’nın Müslüman halkının Türk milletine olan yakınlığı herkes tarafından bilinmekte olduğu için bu konuda bilinenin üstünde bir yakınlık hissettik.

Bir zaman İstanbul’dan Yenibosna’dan Saraybosna’ya gıdadan tıbbı malzemelere kadar acil yardım köprüsü kurulmuştu. Yakın zaman önce de Bosna Hersek’in Fojnica kentinde Ümraniye Belediyesi’nin destekleriyle belirttiğiniz üzere Fojnica Belediyesi Ümraniye Kültür Merkezi inşa edilerek hizmete açıldı. Bu tür faaliyetlerin ümmet bilincine yapacağı katkılar için neler söylemek istersiniz?
Bosna’da iken bizi Müslüman bir Boşnak kız gezdirdi savaş döneminde başından geçen olayları fırsat buldukça kendisinden dinledik. Gerçektende savaş zamanında Türkiye’den çok yardım gitmiş, gıda yardımları, yaralılar ve hastaların nakli,  açılan gizli bir tünel vasıtasıyla yapılmış. Bosna halkı her fırsatta yaptığımız bu yardım için teşekkürlerini ve dualarını esirgemiyor. Ümraniye Belediye’sinin yaptığı bu hizmet de inşallah hayırlı hizmetler zincirinin halkasını tamamlayıp diğer hayırlı hizmetlere de yol açacaktır.

İslam dünyasındaki hat sanatkârların yarışmalar dışında ortak etkinliklere festivalle katılarak iletişim ve etkileşim halinde olması için neler yapılabilir?
Bir sokak ötesinde ikamet eden sanatkâr diğer bir sanatkârla;  belki de zaman fukaralığı dolayısıyla görüşemezken ulusal veya uluslararası yapılan sanat faaliyetlerinde ancak birbirlerini görüyor, hasret giderebiliyor. Bu bakımdan bu faaliyetlerin daha çok sıklıkla yapılması ve desteklenmesi gerekmektedir.

İbrahim Ethem Gören
Dünya Bülteni