Sema güneş sisteminin bir anlatımı

Görsel Sanatlar
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nuri Şimşekler, “Bazı bilim insanları sema yapılan yeri yuvarlak olmasından dolayı dünyaya, postnişini güneşe, semazenbaş...
EMOJİLE

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nuri Şimşekler, “Bazı bilim insanları sema yapılan yeri yuvarlak olmasından dolayı dünyaya, postnişini güneşe, semazenbaşını aya, semazenleri de gezegenlere benzeterek semanın güneş sisteminin bir anlatımı olduğunu vurguluyor” dedi.

Şimşekler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özel bestelenmiş musikisi (Ayin-i şerif) ve içerdiği manasıyla “sema”nın görselliği dışında apayrı bir anlamının bulunduğunu söyledi.

Mevlana’nın semayı tarif ederken; “fanilik içinde beka zevkini tatmak, Allah’ın sırrına aracısız ulaşmak, Allah’la buluşmak ve aşkı kucaklayıp bağrına basmak” gibi cümleleri kullandığına dikkati çeken Şimşekler, semazen kıyafetinin bugünkü haliyle ne zamandan beri kullanıldığı veya bu tarzın hangi yüzyılda benimsendiği konusunda net bir bilginin olmadığını ifade etti.

– Semazenlerin hareketleri

Semazenlerin hareketleri hakkında bilgi veren Şimşekler, şunları kaydetti:

“Sema başlamadan semazenin kollarının iki omzuna değecek şekilde çapraz durmasının, Arap harfleriyle yazılımda ‘Allah’ kelimesinin ‘Elif’ini; semaya başladıktan sonra kollarını iki yana açarak sağdan sola, yani ‘gönle’ doğru dönmesi, kainatı bütün kalbiyle kucaklaması; yukarıya dönük olan sağ avucu ile haktan aldığını, avucu yere dönük olan sol eli ile halka dağıtması anlamlarını da barındırır. Ayrıca sema sema ederken ellerini iki yana açması yine Arapça’da ‘la’ yani yoktur; ‘La İlahe İllallah’ın (Allah’tan başka İlah yoktur) ifadesidir.”

Sadece seyredildiğinde bile insanları etkileyen bu “anlamlı dönüş”ün Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından da Uluslararası Mevlana Vakfı’nın (UMV) Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak çalışmaları sonucu koruma altına alındığını anlatan Şimşekler, dejenere olmadan gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarılması ve usulüne göre yapılması konusunda çalışmalara başlanıldığını dile getirdi.

Şimşekler; UNESCO’nun Kasım 2005’de “Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler” başlığı altında aldığı tarihi kararla, Somut Olmayan Kültürel Dünya Mirası (SOKÜM) listesine alınan semanın, bu şekilde günümüz küresel dünya kültürü arasında resmi olarak yerini aldığını aktardı. 

– Psikolojik olarak rahatlatıyor

“Bazı bilim insanları sema yapılan yeri yuvarlak olmasından dolayı dünyaya, postnişini güneşe, semazenbaşını aya, semazenleri de gezegenlere benzeterek semanın güneş sisteminin bir anlatımı olduğunu vurguluyor” diyen Şimşekler, şöyle devam etti:

“Bazı bilim insanları da bu konsepti atoma benzetir. Postnişin ve semazenbaşının atom çekirdeğini oluşturan nötron ve protonları, semazenler de bu çekirdeğin etrafında dönen elektronları temsil ettiğinin tespitini yaparlar. Bu tespit ilk bakışta ‘hayali’ gibi gelse de Mevlana’nın, en önemli eseri Mesnevi’de ‘zerre’ kelimesini açıklarken bugünkü teknolojiyle kanıtlanabilen atomun patlayabileceğini söylemesi, bu tespiti kısmen hayal olmaktan çıkarmakta ve kendisine karşı olan hayranlığı bir kat daha artırmaktadır. Semanın bu tarzda vasıflandırılmasının yanı sıra, hakkında tıbbi açıdan bazı araştırmalar da yapılmıştır. Sema esnasında baş ve bedenlerin açısı nedeniyle baş dönmesi meydana gelmediği, alınan zevk, neşe ve girilen trans halinin de psikolojik olarak insanı rahatlattığı sonucuna ulaşılmıştır.”