Leonardo da Vinci

Görsel Sanatlar
Mükemmelliğin ve insan zekâsının en son noktasının gelmiş geçmiş en büyük temsilcisi, çok yönlü sanatçı, yüzyıllara damgasını vuran mucit, heykeltıraş, mimar, mühendis, İtalyan Rönesans’ın...
EMOJİLE

Mükemmelliğin ve insan zekâsının en son noktasının gelmiş geçmiş en büyük temsilcisi, çok yönlü sanatçı, yüzyıllara damgasını vuran mucit, heykeltıraş, mimar, mühendis, İtalyan Rönesans’ının en büyük ressamı…

İtalyan Rönesansının ve hümanizmin en büyük güçlerinden biri olan Leonardo Da Vinci, 1452 yılında ailesinin adını aldığı Vinci kasabasında doğdu. Babası avukat Ser Piero Antonio da Vinci, Leonardo’nun annesi soylu bir aileden gelmediği için onunla evlenemedi ve Leonardo evlilik dışı doğdu. Annesi Catarina sonradan başka bir erkekle evlendiği için Leonardo babasının evinde yetiştirildi. Floransalı ressam, heykeltıraş ve kuyumcu Verrocchio’nun atölyesinde yetişti, resim, heykel ve dekorasyon öğrendi.

Leonardo, ilköğrenim yıllarında aritmetik ve geometride öğretmenlerini sorduğu sorularla şaşırtacak kadar çabuk ilerledi. Keskin zekası ve yetenekleri çok küçük yaşlarda bile dikkat çekiyordu. Müzikle de ilgileniyor ve oldukça iyi bir şekilde lut çalıyordu. Fakat çocukluk yıllarında en gözde uğraşı resimdi. Babası bu yeteneği fark edince, onu Floransa’nın en önemli atölyelerinden birinin başında olan ve aslen bir kuyumcu ustası olan Andrea del Verroccio’nun eğitimine verdi. Burada Botticelli, Perugino, Lorenzo di Credi, Francesco di Simone, Botticini ve Biagio d’Antonio ile birlikte son derece kapsamlı bir sanat eğitimi aldı. Leonardo,1469 ile 1476 yılları arasında devam ettiği alışılmışın dışında bir eğitim veren ‘politeknik labarutuvarından’ çizim, mimari ve heykelin yanı sıra optik, botanik ve müzik alanlarında da temel bilgiler edindi. (Leonardo’nun ünlü Arno Manzarası, Müneccim Kralların Tapınması ve Aziz Hieronymus eskizi ile birkaç resim bu döneme aittir.) Veroccio’nun ”İsa’nın Vaftiz Edilmesi” tablosundaki meleklerden birinin Leonardo’ya ait olduğu düşünülmektedir.

1482’de Milano’ya, Ludovico Sforza’nın sarayına giderek orada geniş çapta çalışmalara girişti: resim yaptı, heykel yonttu, Milano ve Pavia katedrallerinin mimari sorunlarıyla ilgilendi. Dük tarafından şenlikleri düzenlemekle görevlendirildi, tiyatro dekorları, şenlikler ve turnuvalar için kostümler çizip gerçekleştirdi, sarayı eğlendirmek için yeni oyunlar icat etti. Aynı zamanda matematik, jeoloji, şehircilik ve hidrolik sorunlarıyla yakından ilgilendi, "Resim Üstüne İnceleme" adlı bir de kitap yazdı.

Resim, Leonardo da Vinci’nin sanatında önemli bir yer tutar. Onun bütün araştırmalarının yüce ereği resimdi. Nitekim bu amaçla yeni bir üslûp geliştirip kabul ettirdi: tuvalleri gölge ve ışık yığınları halinde işlenmiş, düzenli geometrik (üçgensi ya da piramitsi) kompozisyonlar halindedir; eritilmiş, yumuşatılmıştan kenarlar, bir çizgiyle belirlenmemiş, estomplanmıştır (hafif gölgelerle belirlenmiştir [sfumato tekniği]). Hafifletilmiş, örtülmüş olan renkler derin bir gizem ve şiir izlenimi yaratır. Leonardo resimlerinde ruhun sırlarını, tutkuları, duyguları vermeğe çalışır. İtalya’da o tarihte yeni olan bu teknikle yağlıboya resimler de yaptı.

Leonardo, bilimin her alanında öncüdür. «Defter»lerinde yer alan krokiler ve notlar, olağanüstü çalışmalarının kanıtlarıdır. Bilgisi, doğaya ilişkin gözlem ve deneye dayanır. Yukarıda sözü edilen bilim dallarından başka, astronomi, botanik ve biyoloji ile de ilgilenen bilgin, cesetleri kesip inceleyerek anatomi alanındaki bilgileri de geliştirdi. Optikte ve mekanikte perspektifi, ışığı ve hareketi inceledi.

Teknik alanda yaptığı yenilikler sayılamayacak kadar çoktur, çağdaşlarınca pek az yararlanılan birçok makine projesi yapmıştır. El arabası, zırhlı savaş aracı ve tırtıllı taşıtlar onun eseridir. On kadar silâh ve makinenin de kuramsal planım yapmıştır: uçan makineler (uçağın ve helikopterin atası), su altında gidecek makineler (perdeli ayaklar, dalgıç elbiseleri, denizaltılar) gibi. Ayrı parçaların birleştirilmesiyle yapılan taşınabilir evler fikri de onundur; ayrıca birçok âlet düşünmüştür: krikolar, pompalar, saatler v.b. Tarihte, yaşamı boyunca bunca şey öğrenmiş ve keşfetmiş insan pek azdır.

1499’da Fransızlar Milano’yu ele geçirince Leonardo, önce Mantova ve Venedik’e, sonra Floransa’ya gitti. Ünlü Gioconda tablosunu o zaman yaptı. 1506’da Milano’ya dönerek Fransızların hizmetine girdi, sanat ve bilim çalışmalarını sürdürdü. Roma’da, Giuliano de Medici’nin yanında geçirdiği iki yıldan sonra, François I’in çağrısını kabul ederek 1516’da Fransa’ya gitti. «Kralın başressamı, mühendisi ve mimarı» olarak atandı ve Amboise yakınlarında Cloux Şatosu’na yerleşti, iki yıl sonra 1519’da orada öldü.