Bu ressam duayı resmediyor

Görsel Sanatlar
Yasin Börekoğlu İstanbul’da sanat çalışmalarına devam eden bir ressam… Börekoğlu bir yandan fırça ve tuvalle meşgul olurken, diğer yandan da kamış kalemi mürekkep hokkasına daldırarak ahar...
EMOJİLE

Yasin Börekoğlu İstanbul’da sanat çalışmalarına devam eden bir ressam… Börekoğlu bir yandan fırça ve tuvalle meşgul olurken, diğer yandan da kamış kalemi mürekkep hokkasına daldırarak aharlı kâğıdın müşfik yüzü üzerinde zikir sesi alma gayretinde bulunuyor.

Ressam Yasin Börekoğlu ile sanat serencamı üzerine hasbıhal ettik…

Yasin Bey sizi tanıyabilir miyiz?

1983 yılında Adana’da doğdum. Ortaokul yıllarında Kadans Art Center’da Nini Önözden ile deyim yerindeyse fırça tutmayı öğrendim. Ardından Anadolu Güzel Sanatlar Merkezi’nde Sezgin Shola ve Serkan Torun ile hat çalışmalarımın temel ritüellerine başlamış oldum. Konya Ereğli’de ikamet eden Ahmet Hilmi Erel’in çalışmalarından etkilenerek ve Erel’in çalışmalarından feyz alarak yoluma devam ettim.

Resimle birleştirdiğim ilk hat çalışmalarımı 2008 yılında yaptım. Bugüne kadar altı kişisel sergi açtım, şimdilerde Çengelköy’de resim çalışmalarıma devam ederken Hattat Mithat Topaç’ın talebesi olarak hat sanatını öğrenme gayretindeyim.

Resim serencamınız nasıl başladı?

Aklınızda hep bir şey olur,  yapmaya başladıktan sonra fark edersiniz ve sevmeye başlarsınız. Ben, işlerin hiç bu noktaya geleceğini düşünmemiştim açıkçası. Ama İstanbul’da yaşamaya karar verdikten sonra çok çalışıp bir sergi hazırladım. Çok ciddiye almamıştım ama oldukça profesyonel bir sergi oldu. Sanata ya da yaptığım işe hırslı bir bağlılığım yoktu başlarda ama zamanla o yapmaya başladığım şeyden çok keyif aldığımı fark ettim ve devam ettim. Biri, diğerini getirdi. Yaptığım işle olan içsel bağım, beni birçok yere götürdü. Hem içsel olarak, hem de fiziksel olarak. Bol bol geziyorum anlayacağınız.

 

RESİM HAYATA YENİDEN BAŞLAMAKTIR

Niçin resim yapıyorsunuz?

İlk başlarda resim yapabiliyor olabilmek beni şaşırtıyordu aslında, bir yaşa kadar dünyadaki herkes benim yapabildiğim her şeyi yapabiliyor sanıyordum… Ben kendime ve hayata dair bir şeyler öğrenebilmek için resim yapıyorum. Bu soluk alıp vermek gibi benim için. Resim bir doğumdur. Sancılıdır, yeniden, yeniden hayata başlamaktır.

Resim yapma süreci size ne ifade ediyor?

Kendime ve hayata dair bir şeyler öğrenebilmek için resim yapıyorum. Bunu resim kabiliyetimin farkına varmadan önce de yapıyordum. Çocukluk dönemlerimde de bu böyleydi. Profesyonel hayatta da bu psikolojiyle iş üretmek çok keyif veriyor. Ve şanslı olduğumu düşünüyorum.

Tuvallerinizde yoğun olarak işlediğiniz temalar var mı?

Kendinizi beyaz bir tuvalin önünde, paletiniz ve fırçanız hazır, konuya başlarken düşünün. O an hayâl gücünüzü kullanacağınız ve resminiz için karar vereceğiniz andır. Bazen günlerce hatta haftalarca boş bir tuval önünde sabahlamam gerekse de ben böyle yapıyorum.

 

RENKLER KARANLIĞIN İÇİNDEKİ KEŞFEDİLEN DEĞERLERDİR

Zaman zaman sizi yüzünüz-gözünüz boyalı olarak görüyoruz.  Boya ile aranız nasıl?

Renkler, kâinatın karanlığının içerisinde keşfettiğimiz değerler manzumesidir. Boyarken keşfettiğim o kadar çok şey var ki…

Keşfetmek… Eğer hayatımda bir amaç varsa, sanırım en başta bu geliyor. Keşfetmek, soru sormak anlamına gelmiyor çoğu zaman. Daha çok, gözlerimi asıl amaçlarından farklı kullanmak belki de…

BEN “AŞK” ADAMIYIM

Fırçayı, paleti elinize aldığınızda nasıl bir halet-i ruhiye içerisinde bulunuyorsunuz?

Ben ‘aşk’ adamıyım.  Aşkı yaşarım fırçamı ve paletimi elime aldığımda. Onlar ve ben diye bir ayrım olmaz aramızda ve bir macera başlatırız dörtnala. Sosyal medyada da çalışmalarımın üretim sürecini de her zaman göstermek istemişimdir. Çünkü işlerim genelde, “Nasıl yapıldı acaba?” sorusunu sordurur. Ama üretim sürecini göstermemin amacı, “Bakın ne zor şartlar altında yapıyorum bu çalışmaları” denmesi değil; üretim sürecinin önemli ama zor olmadığını göstermektir. Bu bir filmin kamera arkasını izlemek gibidir. Zevklidir, güldürür ve teşvik eder.

Şimdiye kadar kaç esere imza attınız?  Kişisel sergileriniz hakkında bilgi verir misiniz?

13 yaşından bu yana resim yapıyor, yazı yazmaya gayret ediyorum. Ne kadar çalışmaya imza attığımı hiç saymadım; ama bugüne kadar altı kişisel sergi açtım. Tüm sergilerimde toplam 86 çalışmam yer aldı. Bunlardan 74’ü alıcısını buldu.

Her sene sergi açmak niyetinde değilim aslında. Yeni bir şeyler üretip göstermem gerektiğini hissettiğimde sergi açmanın doğru olduğuna inanıyorum. Gelirinin tamamını bağışta bulunduğum iki kişisel ve birçok karma sergiye çalışmalarımla katıldığım da oldu.

Sanatseverlerin sergilerinize rağbeti nasıl oldu?

Çalışmalarımda klasik hat sanatı ile modern resmi birleştirdiğim için sanatseverlerin bu farklılığa olumlu tepkileri olduğu gibi, kamış ve mürekkep kullanmadığımdan harflerin anatomisini ve estetiğini sekteye uğrattığım yönünde hattatların eleştirileri de olabiliyor. Bu eleştiri, yaptığım çalışmalara resim değil de klasik hat eseri olarak bakmalarından kaynaklanmaktadır. Çalışmalarıma baktıklarında farklı okuma yapanları da anlıyorum.

Sizce iyi bir resim nasıl olmalıdır? Mükemmel bir resim tablosunun bileyenleri nelerdir?

İyi bir resim, sanatçının hayata bakışıyla, hayatı algılayışıyla özdeş ve özgün olmalıdır. Hat sanatı için ise bir öğüt vardır: “Hat sanatı üstadın öğretiminde gizlidir. Onun kıvama ulaşması çok meşk etmekle olur. Devam ettirebilmek için ise İslâm üzere bir hayat yaşamakla…”

 

RESİM PİYASASINDA ADAMCILIK BİTMEDİKÇE YANLIŞ YÖRÜNGEDE SAVRULMAYA DEVAM EDER

Türkiye’deki resim piyasasına dair genel bir değerlendirme yapacak olursanız neler söylemek istersiniz?

Sanat Türkiye’de daha fazla bilinen, tanınan bir piyasa haline gelmeye başladı. Giderek artan galeriler, açılan Güzel Sanatlar Fakülteleri ve fuarların etkisi yüksek oldu bu bağlamda elbette. Ama Türkiye’de sanat piyasasının henüz doğru yerde olduğunu düşünmüyorum. Alıcılar da eksperle çalışmaları sonucunda doğru yere ulaşır. Boş çerçeveye de para veren var, isme de… Ama resim değeri için Türkiye’de iyi ekspertizler olmadığından henüz sanat piyasası doğru düzgün işlemiyor. Ne yazık ki bu durum için biz sanatçıların yapabileceği çok fazla bir şey yok. Belki bu zamanla daha doğru bir çizgiye oturur; ya da umalım ki otursun. Falancanın çocuğu diye insanlar kötü resimlerine binlerce, yüzlerce liralar veriyorlar.

Adamcılık bitmedikçe, doğru düzgün ekspertizler çoğalmadıkça bu piyasa hep yanlış bir yörüngede savrulur.

 

BENİM İÇİN HER HARF BULMACANIN BİR PARÇASI

Eserlerinizde hat sanatı öğelerine de yer veriyorsunuz? Hattın-resimle münasebeti hususundaki düşünceleriniz nelerdir?

Benim için her harf bulmacanın bir parçası, her renk, yolculuğun olmazsa olmazıdır. İşte bu yüzden resim yapıyor, hat ile bu yüzden ilgileniyorum. Yaptığım şey bir bakıma duayı resmetmek…

Resim bir yandan bize kâinatı tanıtırken, yazı ise kâinatı içimizden geçirterek damıtıyor bizi. Sadeleşiyoruz.
İbrahim Ethem Gören
Dünya Bülteni