Tarihi Bir Yolculuk “FATİH”

Etkinlikler
Röportaj: Arzu Erdoğral Fotoğraf: Beyhan Demirci “Emeksiz devlet olur mu?” diyen Fatih Sultan Mehmet’in son nefesine kadar vatanı için yaptıklarını… Yenilenlere bu ç...
EMOJİLE

Röportaj: Arzu Erdoğral
Fotoğraf: Beyhan Demirci

“Emeksiz devlet olur mu?” diyen Fatih Sultan Mehmet’in son nefesine kadar vatanı için yaptıklarını… Yenilenlere bu çağda bile tanınmayan hakları veren, dünyanın ilk insan hakları beyannamesi olarak gösterilebilecek olan fermanı fethettiği Bosna Hersek’e sunan yüce gönüllü Fatih’i anlatır.

Mizahla üniversite yıllarında "Mizahın Başkenti" olarak tanımladığı Trabzon’da tanışan Barboros Uzunöner, radyo programcılığı, sunuculuk, mizah yazıları ve "Siyasal Loto", "Engelleri Anlamak" "Teksas Süleyman" ve “Türk müsün Canım?” gibi birçok kitabın ardından şimdi de, adının ve soyadının baş harflerini taşıyan “Bu Tiyatro”yu kurdu.

Bu Tiyatro da, sanatsal çalışmaların yanı sıra sosyal sorumluluk projeleri de sunan Uzunöner ile son oyunu “Fatih”i konuştuk.

Fatih Sultan Mehmet’i anlattığınız tiyatro oyunu biraz değişik bir konsept de izleyicilerle buluşacak. Bu oyunun farkını bizlerle paylaşır mısınız?

Bu oyunun farkı sadece Fatih Sultan Mehmet’i anlatmıyor o çağı anlatıyor. Carlyle’in bir sözü var. Tarih büyük adamların biyografisinden ibarettir. Yani o dönemi yaşayan insanın gözü ile bakarız biz tarihe. Bu bağlamdan yola çıkarak, o dönemde Fatih Sultan Mehmet’in doğumundan beri yanında olan kişileri de biz bu oyunun içerisinde anlatıyoruz.

Oyun, Fatih Sultan Mehmet’i anlatırken II. Murat’tan başlıyor. II Murat babası olarak aslında ona adaleti bırakıyor.

II. Murat’ın Hacı Bayram Veli ile sarayda bir sohbeti var. Fatih Sultan Mehmet doğduğu zaman o sohbet anlatılıyor bu oyunda. Hacı Bayram Veli o gün diyor ki; sen değil bu beşikte yatan yiğit fethedecektir İstanbul’u diyor ve oyun burada başlıyor. Ve oyunun içerisinde Akşemsettin, Molla Gürani, Molla Hüsrev gibi önemli âlimlerden isimler var. Yahya var, Fuzuli var. Oyun tamamı ile tarihi bir harman ama ana başlığımız “Fatih” ve onun kişiliğinden yola çıkıyoruz.

Anlatım esnasında konusunda uzman kişilerce bu oyun için özel çekilen görüntülerde İstanbul Boğazı ve Haliç gibi muazzam güzellikler ile beraber Rumeli Hisarı, Topkapı Sarayı gibi eşsiz değerler de gösteriliyor. Sualtı kamerası ile yapılan çekimlerde Boğaz’ın serin sularının içine dalıyoruz bir anda ve kadraja bir istavrit giriyor. Suyun üstüne çıktığımızda da tüm haşmetiyle bizi Haliç karşılıyor. Sonra yükseliyoruz, yükseliyoruz ve Galata Kulesi’ne bakıyoruz tepeden. Bu kez kadrajda bir martı…

Bu oyunun diğer bir özelliği aktüel bir oyun. İçerisinde az da olsa mizah da barındırıyor. Örneğin, Fatih Sultan Mehmet’in espritüel yanlarını da kullandım. Örneğin, bir deliyle sohbeti var. Bunları da oyunun içerisine harmanlayarak farklı bir tarz yakalamaya çalıştım. Hem mizahi hem de dramatik kurgusu yüksek bir oyun.

“Fatih” oyununun ana teması nedir?
Biz aslına bakarsanız çok büyük bir milletiz ama bunun yeterince farkında değiliz. Aslında oyun Fatih’i anlatırken bizi anlatıyor. La Fontaine fabl yazarıdır. Ondan iki asır önce Şeyhi, Harname adlı bir eser yazmıştır. Çok önemli bir fabldır. Lâgri Hasan Çelebi, elli okka barut macunundan yedi kollu bir fişek icat etmiştir bugünkü roketlerin ilk hali. Fatih Sultan Mehmet havan topunu keşfetmiştir. Gemileri karadan yürütmüştür. Anlatmak istediğin biz mucit bir milletiz. Bunun yanı sıra oyuna dair önemli bir ayrıntı Fatih Sultan Mehmet bir bakkala giriyor 4 kilo pirinç istiyor arkasından da şeker. Bakkal, Fatih’e diyor ki onu da yan bakkaldan alın, hepsini benden alırsanız olmaz, yan bakkala gidiyor o da aynı şeyi söylüyor. Bunun üzerine Fatih, böyle bir ulus her şeyi hak eder, bırakın İstanbul’u dünyayı fethederiz. Şimdi ben gidiyorum bir simit alıyorum, ikincisi simidi de diğer satıcı kazansın diye ondan alıyorum. O diyor ki, onu da bizden alsaydın. Bunun üzerine düşünüyorum biz bu maneviyatı nasıl kaybettik. İşte bunu anlatıyor bu oyun. Bir örnek daha vermek istiyorum. Fatih Sultan Mehmet zamanında piskoposlar önce kendi mahkemelerinde yargılanmak istiyor. Fatih bizim mahkemelerimizi izleyin diyor ve sonrasında ise onlar bizim mahkemelerimizi tercih ediyor. Eskiden insanlar bizim mahkemelerimizde yargılanmak isterken şimdi biz AİHM’e başvuruyoruz.

Fatih Sultan Mehmet’i anlatırken neler hissediyorsunuz?
Çok duygulanıyorum. Özellikle de oyunun manevi yönleri beni çok etkiliyor. Ben çok farklı bir oyunda sahneleyebilirdim. Örneğin Shakespeare gibi. Tabi onlarda güzel ama bizi anlatan olayları tercih ettim. Bu hissi yaşamak çok farklı bir duygu…

Oyun nerelerde sahnelenecek?
2 Kasım Salı Saat 20.30
Altınizade Kültür Merkezi
7 Aralık Salı Saat 20.30
Altunizade Kültür Merkezi
18 Aralık Cumartesi Saat 20.30
Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi
20 Ocak Perşembe Saat 19.30
Fırat Kültür Merkezi ( GALA )

Görüntüler eşliğinde, bir buçuk saatlik tarihi bir yolculuk “FATİH”

YAZAN – OYNAYAN : BARBAROS UZUNÖNER

YÖNETMEN : ABBAS KURDOĞLU

DRAMATURG : MÜJDAT SERDENGEÇTİ

DEKOR : SENİHA NUR TUNCER

KOSTÜM : MURAT NARLIDERE

HALKLA İLİSKİLER : DİLEK AĞBABA

SANAT DANIŞMANI : TALHA MEHMETOĞLU

GÖRÜNTÜLER : NURİ KETHÜDAN

http://www.butiyatro.com