Saray görmüş besteler

Etkinlikler
Yavuz Ulutürk’ün Albümde, II. Bayezid’ten Sultan Vahdeddin’e kadar yedi padişahın, rasttan ferahnaka on makamdan besteleri yer alıyor. "Hicran ile dil hastayım/ Ümmid ile nalan/...
EMOJİLE

Yavuz Ulutürk’ün

Albümde, II. Bayezid’ten Sultan Vahdeddin’e kadar yedi padişahın, rasttan ferahnaka on makamdan besteleri yer alıyor. "Hicran ile dil hastayım/ Ümmid ile nalan/ Gel sineme gel kalbime gir ruhuma yaslan/ Mecnuna ben oldum halef ey ruh-i gazalan." Faik Ali Bey’in güftesinden Sultan Vahdeddin’in bestelediği rast şarkıda, memleketin içine düştüğü durum böyle anlatılıyor. Bestesi ve güftesi kendisine ait bir başka eserde ise, "ma’mure yurdlarımızdan çıkan siyah duman"ı tasvir ediyor Osmanlı’nın son padişahı. İçinde bulunduğu ruh halinden izler taşıyan ferahnak eserde milletine ise şöyle sesleniyor: "Açsın bu hab-ı gafleti ey milletim uyan/ Bitmez mi hab-ı gafletin ey milletim uyan."

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ, Osmanlı sultanlarının bestelerini "Padişah Bestekârlar" adlı albümde bir araya getirdi. Osmanlı sultanları arasında beste yapma geleneğini başlatan II. Bayezid’in bir peşrevi ile açılan albüm, IV. Murat, I. Mahmud, III. Selim, II. Mahmud, Abdülaziz ile devam edip son padişah Sultan Vahdeddin’e kadar uzanıyor.

12 bestenin yer aldığı albüm, aynı zamanda bir tarih okuması niteliğinde. İlk sıralarda bulunan IV. Murat’ın güftesi ‘Gelse nesîm-i subh ile müjde şah-ı bahardan’ mısraıyla başlayan eseri Bağdat’ın fethinden söz ederken, III. Selim’in Enderunlu Vasıf’tan bestelediği ‘Bir nev civâna dil müptelâdır’ı ile güfte ve bestesi kendisine ait ‘Bir pür cefa hoş dilberdir’ adlı eseri ‘aşk’ı anlatıyor. Sultan Vahdeddin ise her köşesinden dumanlar yükselen Osmanlı ülkesinin hazin durumundan dem vuruyor. Buradan da anlaşılıyor ki ikbal döneminde ‘ellerinde kılıç ülkeler fetheden’, idbar döneminde çatırdayan imparatorluğunun hüznünü yüklenen padişahlar, hem kendi ruh hallerini hem de memleketin içinde bulunduğu durumları musikinin diliyle terennüm etmişler.

Bestelerde sözlere uygun makamlar kullanılmış. Bayati, hüseyni, uşşak, şehnaz, rast, buselik gibi on ayrı makamın yer aldığı albümde dikkat çeken iki makam daha var. Bugün pek kullanılmayan şevkefza ve ferahnak makamları, dönemin padişahlarının musikiyi pek de hafife almadıklarının kanıtı.

Müzik direktörlüğünü Serdar Akgün’ün yaptığı albümde eserleri Serdar Şengül seslendiriyor. Albümde 7 padişahın güftelere giydirilmiş bestelerinin yanı sıra saz eserleri de var. II. Bayezid’e ait ‘Neva Peşrevi’, IV. Murat’a ait ‘Hüseyni Peşrev’, I. Mahmud’un ‘Uşşak Peşrev’i albümde enstrümantal olarak yer alıyor. Sultan II. Mahmud’un bestelediği ‘Hüsnüne Olma Mağrur’ ve ‘Hicaz Kalender’ ile Sultan Abdülaziz’in ‘Ey Nevbahar-ı Hüsn-ü An’ da seslendirilen eserler arasında.

Kültür AŞ. Genel Müdürü Nevzat Bayhan, albümün takdim yazısında, ‘Padişahlarımızın bestelerini musikişinaslar başta olmak üzere konunun ilgilileri ve İstanbullular ile buluşturmakta son derece mutlu’ olduklarını söylüyor. Bayhan, albümün hazırlanış sürecinde yaşananları ise şöyle anlatıyor: "Ortaya konan eserlerin notalarına ulaşmak için önemli bir çalışma yapıldı. Bazı eserlerin okunuş kayıtlarına ulaşılamadığı için notalarından yola çıkıldı. Müziği ve sözleri ile dönemini aşan edebî şaheserler üreten padişahların yakaladığı estetik çıta ve musiki derinlik, ‘ellerinde kılıç ülke fetheden’lerin hemen yanı başına ‘gönülleri de fetheden’ devlet başkanlarını koyuyor. Ve asıl fethin ikisini bir arada bir kalpte barındırmaktan ve yaşatmaktan geçtiğini bir kez daha bizlere anlatıyor." [Zaman]