Rus edebiyatının en büyüklerinden

Etkinlikler
20. yüzyılın en önemli romanlarından biri olan ve ölümünden yirmi altı yıl sonra yayımlanan Usta ve Margarita’da Rus halkı Bulgakov’un ünlü aforizmasıyla karşılaşır: “En büyük ahlaki...
EMOJİLE

20. yüzyılın en önemli romanlarından biri olan ve ölümünden yirmi altı yıl sonra yayımlanan Usta ve Margarita’da Rus halkı Bulgakov’un ünlü aforizmasıyla karşılaşır:
“En büyük ahlaki çöküntü korkaklıktır.”
Dönemin en güçlü ve yaygın duygusu Stalin’in ölümünden sonra belki bu sözle görünürkılınır ve başka birçok şey korkunç olmaktan çıkar. Korku, Bir Köy Doktorundan Öyküler’de de bir doktorun öykü gözünden bütün yalınlığı ve doğallığıyla, içten bir anlatımda kendini apaçık ediyor. 1925-1927 yıllarında çeşitli dergilerde yayımlanan, yıllar sonra İngilizceye çevrilen öyküleri arasından seçilen bu üç öykü ilk kez Türkçede.

Mihail A. Bulgakov (1891-1940)
Ukrayna’nın Kiev kentinde doğdu. Tıp okudu, 1920’de doktorluğu bırakarak kendini yazmaya verdi. Mizah yeteneği ve keskin yergileriyle tanınmaya başlayan Bulgakov’un Sovyet yaşam biçimine yönelttiği sert eleştiriler giderek dikkat çekti. Satirik ve fantastik öğeler kullanarak yazdığı öykü, roman ve oyunlardaki sanatsal özgürlüğe özlem ve otoriteye direnç izlekleri nedeniyle sürekli sansüre uğradı. Stalin’in ölümüyle Sovyet edebiyatında başlayan sınırlı yumuşama ortamı, yapıtlarına oldukça geç yansıdı. Yazdıkları 1962’den sonra yayımlanmaya başladı.

Öykülerden
“Her şey aydınlandı ve birden, ders kitapları ve herhangi bir yardım ve yol gösterme olmaksızın –ve sarsılmaz bir kanıyla– bir şeyin bilincine vardım: Şimdi, yaşamımda ilk kez, ölmek üzere olan birine bacak kesme ameliyatı yapmak zorundaydım. Ayrıca kızın bıçak altında öleceğinin de bilincindeydim.Çünkü damarlarındaki kan tükenmişti. Kızcağızın bütün kanı, buraya gelirken, on kilometrelik yol boyunca parçalanmış bacaklarından akıp gitmişti. Bilincinin yerinde olduğuna ilişkin hiçbir belirti yoktu. Öylece, kaskatı ve sessiz yatıyordu. Tanrım, niçin ölmemişti? Çılgın babası ne diyecekti bana?”