Okul öncesi eğitimciler İstanbul’da buluştu

Etkinlikler
Yarınlarımızın teminatı çocuklarımızın daha etkili yetişmeleri için 22 ilimizden 17 üniversite, 3 lise, 65 kolej, 288 okul ve özel okullardan bin 149 eğitimci İstanbul’daki “Okul Öncesi Eğitim Sempozy...
EMOJİLE

Yarınlarımızın teminatı çocuklarımızın daha etkili yetişmeleri için 22 ilimizden 17 üniversite, 3 lise, 65 kolej, 288 okul ve özel okullardan bin 149 eğitimci İstanbul’daki “Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu”nda buluştu.

Çamlıca Çocuk Akademi, Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliği ile Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre Merkezi’nde geleceğin büyüklerine daha etkili eğitim verilmesini amaçlayan bir sempozyum düzenledi. “Etkili Öğretmen Etkili Çocuk” temalı sempozyuma bini aşkın eğitimci katıldı. Türkiye’nin ilk çocuk psikologlarından Prof. Dr. Haluk Yavuzer, okul öncesi eğitimin öncülerinden Prof. Dr. Ayla Oktay başta olmak üzere Yard. Doç Dr. Oktay Aydın,  Öğr. Gör. Dr. Tamer Karakoç ve Dr. Esin Dibek sempozyumda birer sunum yaptı.

DEĞERLER EĞİTİMİ ÇOK ÖNEMLİ

21. yüzyılın içinde olduğumuzu ve 15 senenin de tamamlandığını anlatan Prof. Dr. Ayla Oktay, “Yeni kuşaklar farklı özellikler taşıyor. Ne değişti ya da değişim ne yönde olacak üzerine kafa yormazsak yarını inşa edemeyiz. Küreselleşme sadece ekonomistleri değil eğitimcileri de ilgilendiriyor.” dedi.

Okul

Ulus devletlerinin, toplumların, kültürlerin değiştiğini, hızla yenilenen teknolojiyle birlikte kültür çeşitliliğinin arttığını, değerlerin değiştiğini kaydeden Oktay, “Kürselleşme dünyaya farklı eğitim modelleri, farklı eğitim yöntemleri sunuyor. O zaman bu farklılıklara Türkiye olarak, Türk insanı olarak ayak uydurmak durumundayız. Bunu yaparken de kendi öz değerlerimizi temel almak durumundayız. Aksi takdirde küreselleşme rüzgarında bir yaprak da Türkiye olur. Bunu istemiyoruz. Kendi değerlerimizle birlikte evrensel değerleri de taşımak istiyoruz. Bunlara da sahip olmak istiyoruz.” diye konuştu. 

ÇANAKKALE’Yİ BİRLİKTE BAŞARDIK
ÇOK KÜLTÜRLÜ HAYATA ALIŞMAK DURUMUNDAYIZ

Küreselleşmenin ve göçlerin toplumları çok kültürlü hayata doğru ittiğini ve bunun kaçınılmaz olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ayla Oktay şunları söyledi:

“Göçler, farklı kültürlerin bir arada olduğu durumları meydana getiriyor. Bu çok kültürlü toplum yapıları aslında birlikte yaşamayı öğrenmek için çok iyi fırsatlar sunuyor. Ama aynı zamanda çatışmanın da çok olabileceği durumlara sebep oluyor. O zaman herkesin kendi kültür değerini kabul ederek, onaylayın ya da onaylamayın, bu insanlarla çatışmasız yaşamak durumundayız. Şu an gündemde Suriyeliler var. Türkiye topraklarında göçle gelen çok sayıda milletten insan var. Batıdan göçüp gelen var. Bizim ülkemiz de Osmanlı devrinde de olduğu gibi çok kültürlü yapıları içinde barındırıyor.”

BİREY ODAKLI EĞİTİM YAYGINLAŞIYOR

21. yüzyılda en önemli ve iyi gelişmelerden birinin, birey odaklı eğitim anlayışının giderek artması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Oktay, “Erken eğitim artık çok önemli, değerlerimizi çocuklara yeniden kazandırmamız gerekiyor. Çevreye duyarlı bir insan yetiştirmemiz gerekiyor. Bireysel eğitim ya da öğrenmeden öğretmeye doğru değişen öğrenme yaklaşımı giderek önem kazanıyor.  Bunu başarabilmek için kişilerarası sağlıklı iletişim kurabilme becerileri yüksek insanları yetiştirmemiz gerekiyor.” diye söyledi.

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLER ÇOK DEĞERLİ

Prof. Dr. Haluk Yavuzer ise okul öncesi öğretmenlerin çok değerli olduğunu ve vatan için çok önemli işler yaptıklarını anlatarak, “Okul öncesi öğretmeni olarak siz 50 yıllık Haluk Yavuzer’den daha değerlisiniz. Çünkü siz çocuktaki gizil yetileri bulan, keşfeden çocuğu yönlendiren, onunla da kalmayan, aileyi yönlendiren kişilersiniz. Sizin elinizde böyle bir güç var. Bu nedenle ben sizden bu önemli göreviniz nedeniyle çocuk psikoloğu olarak rica ediyorum, okuyun ve kendiniz geliştirin.” şeklinde tavsiyelerde bulundu.

Okul
OYUNUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDE TEDAVİ EDİCİ ETKİSİ VAR

Sunumunda oyunun çocuklar üzerindeki etkisinden de bahseden Prof. Dr. Yavuzer, oyunun eğitici değeri, gelişim değeri, teşhis değeri ve terapi yani tedavi edici değeri olduğuna dikkat çekti. Bebeklerin doğduğundan itibaren oyun oynamaya başladığını vurgulayan Haluk Yavuzer şunları söyledi:

Oyun gerçek dünya ile hayal dünyası arasında bir köprüdür. Duygusal bir doyum sağlar. Oyun oynarken çocuk kendi artılarını eksilerini arkadaşının artılarını ve eksilerini görür. Oyun çocuğun birikmiş enerjisini toplumsal yolda boşalmasına fırsat kazandırır. Duygusal bir doyum sağlar.”