Müsvedde; Başlangıç ve Son…

Etkinlikler
Selim Sebilci’nin röportajı Cemil Meriç’in ifadesiyle “hür tefekkürün kalesi” olan dergiler… Uzun bir zaman dergilerin ve dergiciliğin merkezi İstanbul idi; hâl&ac...
EMOJİLE

Selim Sebilci’nin röportajı

Cemil Meriç’in ifadesiyle “hür tefekkürün kalesi” olan dergiler… Uzun bir zaman dergilerin ve dergiciliğin merkezi İstanbul idi; hâlâ da öyledir. Sanatın –özelde edebiyatın- merkezi İstanbul olduğu için bu böyledir sanırım… Doğrudur da… Ancak son yıllarda taşradan da iyi işlere imza atan nitelik çıtası yüksek dergiler çıkmaya başladı.

Eskiden taşra dergisi denilince tasarımından içinde yazılara varana değin “basitlik” ve “söz kalabalığı ile edebiyat yapmak” akla gelirdi. Aslında merkezi İstanbul olduğu halde taşra dergisi sınıflandırmasına giren dergiler de yok değil.

Bu seri konuşmalarda ana akım dergilerden uzakta, taşra dergilerinin dinginliğinde konaklamaya çalışacağız.

Müsvedde Konya’dan ses veriyor.

Müsvedde dergisi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Tosun ile yayıncılık serüvenlerini, dergiciliği ve projelerini konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1987 Ankara doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden bu yıl mezun oldum. Kırk Bir Kere Edebiyat ve Müsvedde dergilerini yayına hazırladım. Şiir, hikâye, deneme, söyleşi ve tiyatro türlerine ilgim vardır. Çalışmalarım çeşitli dergilerde yayımlandı. Amatör olarak fotoğraf çekiyorum ve bu fotoğraflara yazı yazıyorum. Konya Yenigün gazetesinde köşe yazarlığı ve kültür-sanat haberleri yaptım. Palet ve Gençlik yayınevlerinde genel yayın yönetmeni, redaktör ve editör olarak görev aldım.

Müsvedde dergisi nasıl doğdu? Bugünlere nasıl geldi?

Müsvedde, 2009 yılının Nisan ayında Ankara’da doğdu. Ama Konya merkezlidir. Konya’ya çok şey borçludur. Hâlen de Konya’da yayın hayatına devam etmektedir. Yaklaşık bir yıllık beyin fırtınasının ardından derginin temel olarak grafik-tasarım ve içeriği belirlendi. Derginin sloganı ‘başlangıç ve son’du. İstedik ki gençlerimiz ilk heyecanlarını bu sayfalarda imzalarını görerek yaşasınlar. İlerde de eğer usta bir kalem olurlarsa da Müsvedde’yi unutmasınlar. Selim Bey, her insan yazı hayatına müsvedde kâğıda bir şeyler karalayarak başlar ve hayata veda edeceğinde de bu değişmez. Yine eline bir kâğıt kalemi alır ve yazar. Müsvedde ismine bu slogan yakıştı diye düşünmekteyiz. Her sayımızda kapaktan bir müsvedde yazı ya da şiire yer verdik. Ve bunları yazarına ya da şairine yazdırdık. Türkiye’deki tüm edebiyat dergilerinden haberdardık ve edebiyat dergiciliğine içerik olarak olmasa da görsel olarak bir yenilik ya da farklı bir soluk getireceğimizin farkındaydık. Bunu da gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Her sayımızda gönüllere hitap ettiğimiz kadar göze de hitap ettik.

Müsvedde, bir grup heyecanlı gencin ortaklaşa bu işe girişmesini çook isterdi. Ama olmadı. Müsvedde, ‘tek kişilik dev kadro’nun eseridir. Kırk Bir Kere Edebiyat dergisinden epey bir çevre edinmiştik. Bu yüzden 12. sayımıza gelmemize rağmen yazı sıkıntısı çekmedik şükür. İlk sayıyı elime aldığımdaki heyecanı anlatmam mümkün değil. Belki de bu heyecanı bir gün nasip olursa çocuğumu kucağıma aldığımda yaşarım ancak…

Dergi çıkarmanın ne gibi zorlukları var ya da zorlukları var mı? Destek görüyor musunuz?

Elbette zorlukları vardır hem de çok. Türkiye’de edebiyat dergisi çıkaran herkes bence birer kahramandır. Çünkü gerçekten de çok zor şartlar altında hazırlanan dergiler, hak ettikleri ilgiyi görmüyorlar. Bunu neye bağlayacağız diye düşünmek gerekir? Sadece maddi yönden bakmamak gerekir olaya. Evet, çok pahalı olan edebiyat dergileri var ama çok uygun olanları da var. Dergi çıkarmanın zorluğu daha matbaa aşamasında başlıyor. İnsanlarla uğraşmak en zor iştir ya matbaacılarla uğraşmak da inanın daha zordur. Paranızla nasıl rezil olunur bunu çok iyi anlıyorsunuz. Sonra iyi bir ekibiniz olması gerekir. Derginizi iyi pazarlamak için oturup düşünmeniz gerekir. Kendimden yola çıkarak şunu içtenlikle söyleyebilirim ki dergi çıkaran hiçbir kişi yapmış olduğu ameleliklerden gocunmaz. Onun için bunlar keyiflidir. Matbaadan istediği verimi alamamak, her posta gönderiminde ptt’ye rahmet okumak, insanların haksız eleştirileri, vefasızlık gibi şeyler en büyük zorluklardır bizim için.

Destek meselesine gelince Selim Bey, Türkiye’de yayın hayatına devam eden edebiyat dergilerinin kaderi olsa gerek maddi açıdan refaha eren yok gibidir. Bu durumun iyiliğini de kötülüğünü de görürüz. Müsvedde, reklamsız bugüne kadar gelmiştir. Abonelerimizin ve Kıymetli Ağabeyimiz Muhammed Ali Çelik’in destekleri maddi sıkıntılarımızı tam olarak almasa da kendi yağımızda kavurtuyor bizi. Özellikle Müsvedde ve şahsım olarak Ali Ağabeyin yaptıklarını asla unutamayız. Sağ olsun var olsun.

Taşra dergilerinde genelde yayınlanan ürünlerin vasat olduğu söylenir. Bu durum hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Evet, vasat olabilirler ama büyük edebiyat dergileri sayfalarındaki usta imzalara bir anda mı ulaşmışlar? Efendim, Müsvedde gibi dergiler, İstanbul’daki dergilerin küstürdükleri gençlerin yeşerdikleri fidanlıklardır. Biz ağaç olmayı o gençlerle beraber öğreniyoruz. Onların ışıkları o kadar fazla ki onlara bir adım gitseniz, size bin adım geleceklerinden emin olabilirsiniz. Biz sayfalarımızda vasat bir yazıyı yayımlarken onun ileride usta bir kalem olacağını umut ediyoruz. Çünkü marifetin iltifata tabi olduğunu çok iyi biliyoruz. Dergimizde bunun örnekleri vardır. Murat Çelik örneğini gururla verebiliriz. Bu arkadaşımız ilk ürünlerini Müsvedde’de yayınladı. Şimdilerde ise Varlık, Hece, Temrin gibi daha ulusal dergilerde boy gösteriyor.

Dergiler, birer okuldurlar. İlkokuldaki çocuğun başarısızlığı onun ilerde de başarısız olacağını göstermez.

Sizce de edebiyatta hâlâ taşra-merkez ayrımı var mı?

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki taşra-merkez ayrımı artık ortadan kalkmıştır. İnternet denen şeyle her şey bir tık ötenizde iken bu ayrımı yapmak saçmadır. Taşra-merkez ayrımı hâlâ yapılmaktadır. Üzücüdür, fakat gerçektir. Merkezdeki dergilerin sayfalarını karıştırdığınızda rahatlıkla göreceksiniz ki bu dergileri taşra dedikleri şehirlerden yazarlar ve akademisyenler beslemektedir. Çoğu zaman İstanbul dışındaki şehirlerimizde yaşayan usta akademisyen ve yazarlar hemen burunlarının diplerindeki dergileri görmezler. Bunu bizzat yaşadığım için rahatlıkla söylüyorum. Şu an hâlâ bu ayrım yapılıyorsa bu birazda onların suçudur. Kırsal bir kesimde çıkan bir dergi, belki 75 yıl öncesinin Varlık’ı belki 40 yıl öncesinin Türk Edebiyatı belki de 20 öncesinin Dergâh’ıdır. Bunu kimse bilemez. Rize’de 10. yılını geride bırakarak azimle hâlen yayın hayatına devam eden Mavi-Yeşil dergimiz var…

Dergide ustaların yanında genç isimlere de yer veriliyor. Bu bağlamda; derginin bir okul kimliği kazanması için neler yapılıyor?

Bu, yazarlığa yeni adım atan gençler için çok hoş bir durum bizce. Aynı sayfada her açıdan kendisinden tecrübeli birisiyle yer almak genç yazarlarımızı epey heyecanlandırıyor. Bu yüzden daima usta yazarlara yer verelim diye uğraşmaktan ziyade dengeyi koruyarak yeni imzalara ve ilk imzalara da yer vermeye özen gösteriyoruz. Bazen de ehil bir kişiye dergimizde yayınlanan şiir, hikâye, deneme, makale gibi türleriyle ilgili düşüncelerini yazdırıyoruz. Bunu da yazarımıza iletiyoruz. Yazarlarımız bu durumdan çok hoşnut kalıyor. Tabii ki istisnalarda oluyor. Bizim aklımızdan hiç geçmezken alınganlık edip bize küsen yazarlarımızda oluyor. Ne diyelim canları sağ olsun. E-posta adresimize en çok eleştiri isteyen gençlerimiz eserlerini gönderiyorlar. Çünkü gerçekten de okuyucularımızda aramız en başından beri çok iyi. Onları her zaman dinliyoruz ve saygı gösteriyoruz. Onlara yol göstericiliği de yapıyoruz. Ve en önemlisi de bu okulda notun hiçbir önemi olmadığını sadece ‘vefa’nın ölçüt olarak arandığını onlara benimsetmeye çalışıyoruz.

Müsvedde dergisine ulaşmak için ne yapmalıyız, dergiyi nasıl bulacağız?

Müsvedde; Konya’da Rampalı Çarşı Gençlik Kitabevi, Bursa’da Alfa&Aktüel Kitabevi, Sivas’ta İstanbul Kitap&Kırtasiye, Şanlıurfa’da Özlem Kitabevi, Ankara’da Birleşik Kitabevi’nden temin edilebilir.

Bunların dışında okuyucularımız musveddedergisi@yahoo.com, tosuneyup@yahoo.com adreslerinden birine e-posta atarak dergimize nasıl ulaşacaklarına dair bilgi alabilirler.

Müsvedde dergisi olarak projeleriniz var mı, okuyucu neler bekliyor?

Öncelikli hedefimiz Müsvedde’yi gücümüz yettiğince yaşatabilmektir. Müsvedde adında bir yayınevi ve bir vakıf kurmak da en büyük hayalimizdir. Bunlar gerçekleşirse okuyucularımızı birçok sürpriz bekliyor.

Teşekkürler, yayın hayatınızda başarılar dileriz.
Selim Bey, dergi yöneticileri ile yaptığınız söyleşileri ilgiyle takip ediyoruz. Bizce çok yararlı çalışmalardır bunlar. Bizlere verdiğiniz değer için teşekkür ederiz…