Mehmet Doğan’dan Türkçe Dersi

Etkinlikler
Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Mehmet Doğan, dünyada hiçbir dille, Türkçeyle oynandığı kadar oynanmadığını söyledi. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Düşünce Seminerle...
EMOJİLE

Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Mehmet Doğan, dünyada hiçbir dille, Türkçeyle oynandığı kadar oynanmadığını söyledi. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Düşünce Seminerleri’, Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Mehmet Doğan‘ın "Kelimelerin büyülü dünyası" başlıklı sunumuyla başladı. Büyükşehir Belediyesi Şehir Kütüphanesi Üftade Gösteri ve Konferans Salonu‘nda gerçekleştirilen seminerlerin ilkinde edebiyatta dilin önemi üzerinde duran Doğan, dilin herhangi bir kişi, hükümdar ya da bir alimler topluluğunun eseri olmadığını, yüzyıllar içinde oluşmuş ve günümüze kadar gelmiş, sadece toplumun malı olduğunu vurguladı. Toplumun tarihi ve kültürel tecrübelerinin dili meydana getirdiğini ifade eden Doğan, coğrafi değişikliklerin aynı dilde bile bazı farklılıklara yol açabildiğini kaydetti.

Bir metni anlamak için dil ve bağlam gibi iki önemli unsur olduğunu ifade eden Doğan, zaman zaman dilde yapılan değişikliklerin ve ortadan kaybolan sözcüklerin anlam karmaşasına yol açtığını belirtti. Geçmişten günümüzü Türkçe üzerinde etnik bir temizlik yapıldığını ifade eden Doğan, şöyle konuştu: "Dil bilgini James Redhouse, Türkçe’den İngilizce’ye ilk sözlüğü 1890 yılında hazırladı. Bu sözlükte 130 bin Türkçe sözcük vardı. Bizim Türk Dil Kurumu ise ilk Türkçe sözlüğü 1945’te çıkardı. Bunda ise sadece 15 bin sözcük vardı. Osmanlıcada anlaşılması zor diye çıkarılan bazı sözcüklerin yerine yenileri uydurulmuş, ancak tutmayınca halk tarafından kullanılmaz olmuş. Zaman içinde sözcüklerin aslı da ortadan kalkmış. Türkiye’de dille oynamak alışkanlık haline gelmiş. Dünyada hiçbir dille, Türkçe ile oynandığı kadar oynanmamıştır."

Dille oynamanın toplumun zihniyle oynanması anlamına geldiğini dile getiren Doğan, "Dil, toplumun tarihi, kültürü, yaşadıklarıyla şekillenir. Eğer siz bazı sözcükleri dilden çıkarıp, yerine yenilerini türetirseniz, asıl manayı ifade edemezsiniz. Eski sözcüklerin tasfiye edilmesiyle, toplumsal hafızamız da boşaltıldı. Kendine saygısı olan herkesin diline de saygı göstermesi şart. Ancak bu şekilde dilimize sahip çıkabiliriz." diye konuştu.

Not: ‘Düşünce Seminerleri 12 Ocak Salı günü Tarihçi Yazar Mustafa Armağan’ın ‘Abdülhamit’in Dünyası’; 19 Ocak Salı günü Prof. Dr. Mikail Bayram’ın ‘Türkiye Selçukluları’nda Devlet Anlayışı’ ve 26 Ocak Salı günü de Şair Cahit Koytak’ın ‘Gazze Risalesi’ konulu sunumlarıyla devam edecek.