Jeremy Irons 52.Antalya Film Festivalinde

Etkinlikler
İngiliz aktör Jeremy Irons, vaaz veren filmlerden hiç haz etmediğini belirterek, ‘Film dediğiniz size dokunmalı’ dedi. Ünlü aktör Irons, 52. Uluslararası Antalya Film Festivali kapsamında ...
EMOJİLE

İngiliz aktör Jeremy Irons, vaaz veren filmlerden hiç haz etmediğini belirterek, ‘Film dediğiniz size dokunmalı’ dedi.

Ünlü aktör Irons, 52. Uluslararası Antalya Film Festivali kapsamında Antalya Kültür Merkezinde (AKM) adına düzenlenen ‘Masterclass’ etkinliğinde, öğrenci ve sanat severlerle bir araya geldi.

Etkinlikte oyuncu olmaya serüvenini anlatan Irons, konvansiyonel bir eğitim gördüğünü, fakat ilerleyeceği yön için bunun ikna edici olmadığını söyledi.

Hayatın kıyılarında dolaşmaya karar verdiğini ve biraz da toplumun dışında yaşamak istediğini belirten Irons, hippi hayatı gibi yaşamaya başladığını ve gitar çalarak hayatını kazandığını ifade etti.

Irons, kendisi için ‘lunaparkta çalışmak, sirkte çalışmak ve tiyatrocu’ olmak üzere üç meslek düşündüğünü anlatarak, ‘Sonra baktım ki sirk hayatı ve lunapark hayatı için biraz fazla orta sınıf kalıyorum. O yüzden alıştığım standartları bulamayacağım. Bunun üzerine bir gazete ilanına cevap verdim ve tiyatrocu olmaya karar verdim’ diye konuştu.

Tiyatro atmosferini çok sevdiği için tiyatro okuluna gitmeye karar verdiğini belirten Irons, tiyatro okulunun ardından stajyer olarak bir tiyatroda çalışmaya başladığını ifade etti.

– Londra’ya gidiş

Irons, repertuar tiyatrosunun da aile hayatını etkilemesi üzerine Londra’ya gitmeye karar verdiğine değinerek, şöyle konuştu:

‘Seçmelere katılmadan önce sosyal yardım görevlisi olarak çalışıyordum. Londra’nın çok yoksul bir semtine gidiyordum. Bize burada ‘çalıştığınız insanlarla özdeşleşmeyin, mutlaka aranıza mesafe koyun’ deniyordu. Bu, beni yıprattı. Tiyatro ise bana çok uydu. Öncelikle hepimiz sevilmek ve saygı duyulmak isteriz. Bu mesleğin en güzel yanı izleyiciyle iletişim kurma olanağı vermesidir ve bu çok rahatlatıcı bir durumdur. İster resim, ister tiyatro, ister sinema olsun sanat, izleyenle iletişim kurmaktır. Ben vaaz veren filmlerden hiç haz etmem. Film dediğiniz size dokunmalı. Gösterme, vaaz verme, göz kamaştırma ama izleyiciyle iletişim kur. Tiyatroda benim konsantre olduğum alan tam da budur.’

– Tiyatro ve film arasındaki fark

Tiyatroya haftalar süren provalarla hazırlanıldığını, filmde oyuncunun rolünün yönetmenin yaptığı yamalı bohçanın bir yaması olduğuna işaret eden Irons, sinemada rolün oynanması için çok farklı seçenekler olabildiğini, bunların da performansı etkilediğini ifade etti.

Irons, ‘Ama eninde sonunda yine kendi tarzınızı, yorumunuzu bulup katarsınız’ dedi.