İLEM kapanış konferansı gerçekleştirildi

Etkinlikler
Program, İLEM Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Sunar’ın konuşmasıyla başladı. Sunar, “kendi medeniyetimizin köklerinden hareketle ilmi üretim yapacak akademisyenler yetiştirme gayretindeyiz. Çalışmalarımı...
EMOJİLE

Program, İLEM Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Sunar’ın konuşmasıyla başladı. Sunar, “kendi medeniyetimizin köklerinden hareketle ilmi üretim yapacak akademisyenler yetiştirme gayretindeyiz. Çalışmalarımıza başlarken bilgi-iman-eylem mefkuresinden hareket ettik, o günden bu güne aynı şekilde devam ediyoruz. Biz sözü eylem olarak görüyoruz. Bunun için sözümüzle hareket ediyoruz. İlim adamı İslam için önemlidir. Bu açıdan onun tuttuğu ışıkla ümmetin yol bulacağını, bu derin anlamı idrak ederek ilim adamı yetiştirme gayretindeyiz” şeklinde konuştu. Sunar, İLEM Eğitim Programı’ndan mezun olan talebelere İslam ilim anlayışından hareketle ilmî eserler vermelerini tavsiye ederek konuşmasını sonlandırdı.

İLKE Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Davut Şanver ise konuşmasında, İLEM’in toplumun dertleriyle dertlenen, ilmî üretkenliğe sahip gençler yetiştirme gayretinde olduğuna değindi. Şanver “bu program bizim için bir veda programı değildir. İLEM’den mezun ettiğimiz her bir arkadaşımız, kendisiyle vedalaştığımız biri değil, daha uzun soluklu yürüyüşler için kazandığımız “yeni bir yol arkadaşı”dır. Davanız İslam, yolunuz açık olsun.” diyerek sözlerini nihayete erdirdi. 

Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler ise, İslam medeniyetinin sanat  alanında önemli mesafeler katettiğini bu medeniyetle aidiyet bağının koparılmasının sorunlu olduğunu dile getirdi.  Konuşmasını “ Güzel bir medeniyetin mirasçılarıyız, uzun yıllar bu mirasa sahip çıkmadık. Medeniyetimiz ıstırap içerisindeyken rüzgarın yönü değişti. Bu değişimin daimî olmasında emek sarfeden İLEM çalışanlarına katkılarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. 

Açılış konuşmalarının ardından Hattat Hüseyin Kutlu’nun vermiş olduğu “Medeniyetimiz ve Sanat” başlıklı konferans gerçekleştirildi. Hüseyin Kutlu konuşmasına, “Osmanlı’da Batı medeniyetinden faydalanma teşebbüsü, ‘batılılaşma hamlesi’ adı altında bir projeyle yürütüldü. Batı’nın takip ettiği usulün tam aksine bir anlayış ve tepeden inme uygulamalarla dayatılan bu proje, bütünüyle Batı’ya benzeme ve aynen onun gibi olmayı hedefliyordu” sözleriyle başladı. Konferansın devamında Kutlu, bu değişimin ilk adımının Tanzimat Fermanı’yla atıldığını belirterek bunun bir değişim değil başkalaşım olduğuna değindi ve bunu kimsenin farketmediğine değindi. 

İslam-Toplum düzeninde, Hz. Peygamber’in örnekliğini “Hz. Peygamber’in Medîne vesikasıyla uygulamaya koyduğu Medîne modeli, daha sonraki İslâm devletlerinde “Âdemiyet” ve “İbrahimiyet” farkıyla yüzyıllar boyu uygulanmaya devam etmiştir. Hz. Peygamber’in Medîne’de oluşturduğu sosyal, siyasî, hukukî ve kültürel yapıyı, açık medeniyetin müesseseleşmiş en güzel örneğidir” sözleriyle aktaran Kutlu, Batı’nın ise öteki ile barışa ve saygıya dayanan bir ilişkiden çok, yok etmeye veya asimile etmeye yönelik bir çaba sergilediğini kaydetti

İslam sosyal hayatını yansıtması bakımından en güzel örneğin Ahîlik olduğunu vurgulayan Kutlu, ‘’Ahîlik, fütüvvet esasına dayanan içtimaî, iktisadî hayatla el ele ve işbirliği hâlinde çalışan ve hukukî münasebetleri düzenleyen siyasî otorite hüviyetini haiz olan bir teşkîlâttı” şeklinde tanımladı. Aynı şekilde Ahîlerin sosyal, hukuki, ekonomik tesirlerinin yanında ahlaki anlamda da fazlaca etkili olduklarına değinerek bunu tasavvufî arka planlarına dayandırdı.

Konuşmasının son kısmında İslam sanatının inceliklerine değinen Kutlu, Batı’nın sanatını tabiatı taklit olarak değerlendirerek,  İslam sanatını ise tabiatın kanunlarını sezen ve ardındaki manayı anlayan bir anlayış olarak nitelendirdi. Batı Sanatı ve İslam sanatı arasındaki fark bağlamında sözlerine devam eden Kutlu “Batı’nın insana, eşyaya ve tabiata bakışı en ideal bakışmış gibi sanatımız ve kültürümüz hakkında yersiz şüpheler yaratılmıştır. Oysa ki sanatın gelişim süreci bir başka açıdan değerlendirildiği zaman, Batı sanatının bu değerlendirmede dünya sanat tarihinin ancak bir cüz’ü olarak kalacağı muhakkaktır. Ama ne yazık ki Batı’dan sürekli estetik teorileri ithal eden aydınlarımız Türk İslam sanat ve kültürünün zengin estetik birikimini bu teorilerin ölçülerine vurarak kendilerince bir takım eksiklikler bulmuşlardır’ diyerek konuşmasını tamamladı.

Konferanstan sonra İLEM Eğitim Programı’nda bulunan öğrencilerin konu edildiği kısa film gösterimi gerçekleştirildi. İLEM Eğitim Programı’nı tamamlayan öğrencilere mezuniyet belgelerinin verilmesinin ardından program musiki icrasıyla son buldu