İhsan: Müslüman aydınlar din dışı tefekkür içinde

Etkinlikler
19 Ocak’ta ilki gerçekleşen Edebiyat ve Öteki Şeyler seminerinde, modernite eleştirisini ortaya koyan Gökdemir İhsan, moderniteye dair önemli tesbitlerde bulundu. Teorik alt yapımızın olmadığına değin...
EMOJİLE

19 Ocak’ta ilki gerçekleşen Edebiyat ve Öteki Şeyler seminerinde, modernite eleştirisini ortaya koyan Gökdemir İhsan, moderniteye dair önemli tesbitlerde bulundu. Teorik alt yapımızın olmadığına değinen İhsan, afaki fikirlerin konuşulduğundan söz ederek; dünyayı doğu-batı diye ikiye ayırarak modernizmle mücadele edildiğinin sanılmasını da eleştirdi.

Gökdemir İhsan modernite konusuna ilk girişini markistlerin modernite mücadelesinin yanlışlığından bahsederek yaptı.

KAPİTALİZMLE SAVAŞMAK ONU GÜÇLENDİRİR

“Doğu ve Batı diyerek mutlak karşıtlıklar olarak düşünmeyelim. Ben modern Batı ve kadim gelenekler diyorum. Bugün moderniteyle mücadele ettiğini söyleyen Marksistler modernliğin tarihine bakmıyor. Kapitalizmle mücadele ediyorlar. Kapitalizm modernliğin sadece iktisadi yüzüdür. Sadece iktisadi yüzüyle hesaplaşmak ise sadece onu güçlendirir. Mesela Sovyetlerde kapitalizmin hayat bulamayacağı Çarlık Rusyası’nda birden devlet eliyle kapitalizm kurulması gibi. Öncelikle modernitenin kendisiyle hesaplaşmak gerekir.”

Modernitenin edebiyattaki yansımalarına ise teori kavramı üzerinden örnek veren Gökdemir İhsan; teorinin kadim geleneğimizde olmadığını söyledi ve günümüz Müslüman aydın ve entelektüellerini eleştirdi.

“Batı’nın bir teorisi var. Teori bakış demektir, bizdeki karşılığı da nazariyat. Bakış için bir mesafe gerekir. Çok yakınlaşırsan göremezsin. İnsan içinde yaşadığı dünyayı göremez, biraz dışına çıkması gerekir. Bir mesafe gerekir. Kadim geleneğimizde ise ulemamız, şairimiz, hattatımız  hakikatin tam da içinde yürüyen kişilerdi. Bir hattat metafizik anlamda noktanın manasını bilirdi. Şimdi bir grafiker bunu bilmez, ona teori anlatmanız gerekir. Hattat ise o harfi tanımış, hakikati bilmiş, o hal ile hallenmiş kişiydi.”

MÜSLÜMAN ENTELEKTÜELLER DİN DIŞI

“Günümüz sanatçısı hakikatin içinde yürümediği için teoriye ihtiyacı var. Son zamanlarda yazan, çizenlerin geleneğe çok mesafeli olduğunu görüyoruz. Medreseden bağımsız bir ulema hayal edilemezken, bugün üniversite okuyup, sorulara doğru cevaplar vererek prof. Oluyorlar. Mesela biri ilahiyat okuyor, vaizlik yapıyor, fırsatını bulur da bir tv’ye çıkarsa, bütün dünyaya oradan ayar veriyor. Peki icazeti nereden almış? Bu belli değil. Bugün maalesef Müslüman entelektüellerimiz, aydınlarımız, din dışı, profan bir tefekkür içindeler.”