Hem Fransız Hem Türk

Etkinlikler
Doğu, Batılılar için her zaman büyülü bir dünya olarak tepelerde durmuştur. Batılı tüccarlar, askerler, din adamları, şairler, yazarlar, bilim adamları bu zenginlikten istifade etmenin yollarını senel...
EMOJİLE

Doğu, Batılılar için her zaman büyülü bir dünya olarak tepelerde durmuştur.

Batılı tüccarlar, askerler, din adamları, şairler, yazarlar, bilim adamları bu zenginlikten istifade etmenin yollarını senelerce aradı. 17. yüzyılın ikinci yarısında özellikle Fransızların Osmanlı‘ya yönelik ilgisi bir hayli arttı. İmparatorluğa gelip yerleşen Batılıların çoğunu Fransızlar ve İtalyanlar oluşturdu. Moliere, Mostesquieu, Voltaire gibi Fransız yazarlar eserlerinde bu renkliliği işledi. Flaubert, Lamartine de Osmanlı topraklarına doğru yollara düştü, seyahatnameler kaleme aldı. Pierre Loti ise tezgâhını bu şehre kurdu. Bunun karşılığında Paris‘e giden Osmanlı elçileri çok büyük alaka gördü. Her iki dilden birbirine geçen pek çok kelime var: Trikot-triko, restaurant-restoran, taxi-taksi, virgule-virgül, camion-kamyon, tirage-tiraj, minaret-minare… Seyyahlar, Osmanlı‘dan Avrupa‘ya lale ve kahve gibi iki güzelliği taşıdı. Kısacası Türkler ve Fransızlar arasında gündelik hayattan düşünceye kadar pek çok alışveriş oldu.

Fransız Kültür Merkezi, bugünlerde "Café&Croissant: Hem Fransız Hem Türk" başlıklı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi yukarıda söz edilen tarihten gelen karşılıklı ilişkilerin, her iki ülkede dil, düşünce, bilim, gündelik yaşam gibi alanlarda kalıcı izler bıraktığını göstermeyi amaçlıyor. Cengiz Aktar‘ın bir fikrinden esinlenen "Café&Croissant" sergisi Zerrin Baydar, Çağlar Şavkay ve Mesut Tufan tarafından hazırlanmış. Sergi, Fransa ve Türkiye arasındaki ilişkilerin taşıdığı önem ve sürekliliğine vurgu yapmak amacıyla, Kelimelerin Yolculuğu, İnsanların Yolculuğu, Fikirlerin Yolculuğu, Bilim Doğa Kültür, Gündelik Yaşam, Hem Türk Hem Fransız, Olaylar ve Tarihler gibi seçilmiş tematik başlıklar çerçevesinde iki kültürün yakınlaştığı ve etkileştiği noktaları ele alıyor. Bir belgeseli andıran sergide minyatürlerden tablolara, seyahatnamelerden fotoğraflara kadar pek çok malzemenin panolarda baskısı yer alıyor.

Panoları seyrederken her iki ülkenin kültürlerinde birbirinden aksetmiş izleri görmek mümkün. Serginin sonunda ise Fransa ve Türkiye arasındaki siyasi-diplomatik ilişkilerin yanında bilim, kültür ve sanat alanlarında da pek çok etkileşim olduğunu fark edeceksiniz. "Café&Croissant", gezici sergi olarak "Fransa’da Türk Mevsimi" çerçevesinde, Fransa‘nın çeşitli şehirlerinde Ekim 2009-Mart 2010 tarihleri arasında sergileniyor. Fransız kalmayacağınız sergi, İstanbul Fransız Kültür Merkezi‘nde 10 Şubat‘a kadar devam edecek.