Esrar Dergisi Yoluna Devam Ediyor

Etkinlikler
Röportaj: Selim Sebilci Cemil Meriç’in ifadesiyle “hür tefekkürün kalesi” olan dergiler… Uzun bir zaman dergilerin ve dergiciliğin merkezi İstanbul idi; hâlâ ...
EMOJİLE

Röportaj: Selim Sebilci

Cemil Meriç’in ifadesiyle “hür tefekkürün kalesi” olan dergiler… Uzun bir zaman dergilerin ve dergiciliğin merkezi İstanbul idi; hâlâ da öyledir. Sanatın –özelde edebiyatın- merkezi İstanbul olduğu için bu böyledir sanırım… Doğrudur da… Ancak son yıllarda taşradan da iyi işlere imza atan nitelik çıtası yüksek dergiler çıkmaya başladı.

Eskiden taşra dergisi denilince tasarımından içindeki yazılara varana değin “basitlik” ve “söz kalabalığı ile edebiyat yapmak” akla gelirdi. Aslında merkezi İstanbul olduğu halde taşra dergisi sınıflandırmasına giren dergiler de yok değil.

Bu seri konuşmalarda ana akım dergilerden uzakta, taşra dergilerinin dinginliğinde konaklamaya çalışacağız. Biz burada taşra kelimesi ile ana akım dergilerin dışındaki dergileri kast etmiş oluyoruz. Yani ana akım dışında yer aldığı halde nitelik çıtası ana akım seviyesinde olan dergilerdir konuştuklarımız. İşte bunlardan birisi de ESRAR dergisi

Esrar dergisi genel yayın yönetmeni Veysel Karani Tur ile yayıncılık serüvenlerini, dergiciliği ve projelerini konuştuk.

Hocam, önce sizi tanıyabilir miyiz?
1988 Sivas doğumluyum. Kayseri’de Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Üniversite yıllarında şiirle, edebiyatla ilgilenmeye başladım. Burada edindiğim birkaç arkadaşımla beraber Esrar’ı çıkarıyoruz.

Esrar, nasıl doğdu?
Sınıf arkadaşım da olan Ahmet Yeşilyaprak’la beraber konuşmalarımızın bir yerinden bir dergi fikri doğdu birden; gönderilen hiçbir şiirin sükût suikastına uğratılmadığı, dünya şiiriyle de içli dışlı, ama ille de Kayseri’den çıkacak bir dergi. O yüzden çevremizde bu işe omuz verecek arkadaşlar aramaya koyulduk. Sonra edebiyat bölümünde hocaların anlatmadığı, öğrencilerin çocuğunun da hiç duymadığı bir ismi ders esnasında telaffuz ederek dikkatimizi çeken Faruk Koç bize katıldı. O dönem alttan ders alan Faruk Koç’un tanışmamıza vesile olan cümlesi şöyle başlıyordu: “Hocam Cahit Zarifoğlu’nun şöyle bir sözü vardır…” Diğer editörümüz İbrahim Ercan’la otobüste tanıştık, daha önceden şiirlerini görmüştük. Dergi fikrini söyleyince hemen kabul etti ve onun, daha sonra da Muharrem Yeni’nin katılımıyla dergi üzerine düşüncelerimiz zenginleşmeye başladı ve çeviri şiir, çağdaş yabancı şairlerle söyleşi, poetik yazılar gibi fikirler ortaya çıktı. Sonradan sinema, tiyatro üzerine yazılar da dergi fikrine dahil olunca ve çizerimiz Bilal Budak’ın da katılımıyla “şiir-sanat dergisi” olarak çerçeve çizildi.

Dergi çıkarmanın ne gibi zorlukları var ya da zorlukları var mı? Destek görüyor musunuz?
Dergiyi çıkaracak ekip tamamlandıktan sonra ve derginin ne olacağı karalaştırıldıktan sonra geriye pek bir şey kalmıyor aslında. Bir savcılığa, bir de notere uğruyorsunuz, tasarım hazırsa üçüncü durağınız matbaa olabilir. Maddi engel çok mesele edilmemeli, kimsenin kapısı bu iş için çalınmamalıdır. Eğer derginize tamamen yardım amaçlı bir katkı yapacak tanıdığınız yoksa dergiyi çıkaracak 8-10 kişi her birinin vereceği 50-60’ar lirayla bu işin altından kalkar. Esrar’ın sürekli bir destekçisi yok. Reklam anlamında en çok desteği yine sahibi dostumuz olan bir geri dönüşüm firmasından aldık. Onun dışında maddi-manevi bir destekçimiz ya da bağlı olduğumuz her hangi bir yer yok. İlk başlarda çevrede ne kadar “Kesin gidin yanına, size yardımcı olacaktır, hem edebiyatla da ilgilenir” denilen adam varsa yanına uğradık, edebiyatla herkesçe bilinen ne tür bir ilgilerinin olduğunu hala anlamadık, ama şurası kesin ki hiç biri yüz vermedi. Bazılarıyla diyaloga geçemedik, bazısıyla da sağlıklı bir diyalog kuramadık. Bir ünlü şirket destekçi olacağını söyledi, ama dergi basılacağı gün sabah arayıp vazgeçtiklerini söylediler. Ne olduğunu hala çözemedik.

Kayseri’den ses veriyorsunuz. Kayseri’de dergiye, dergiciliğe ilgi nasıl?
Kayseri dergicilik yapmaya son derece müsait, ev sahipliği yaptığı bütün medeniyetlerin izlerini taşıyan, düzenli, ferah bir şehir. Bizden önce gençlerin çıkardığı bir edebiyat dergisi oldu mu bilmiyoruz, ama biz çıktıktan sonra bunu iyi anladık. Yani o “edebiyatla da ilgilenen” bir takım zenginlerin dışında bütün Kayserililerde edebiyatla ilgilenme potansiyeli var.

Usta isimlerin yanında genç isimlere de şans veriyor musunuz? Dergiye ürün göndermek isteyen okuyucularımıza bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Dergimize katılanların çoğu ortalama 20-23 yaşında gençler, ama genç isimlerin yanında usta isimlere de yer verebiliriz, bu konuda her hangi bir ayrımcılığımız yok. Dergiye ürün göndermek isteyen herkes esrardergisi@hotmail.com’a kısa bir biyografisiyle birlikte ürününü gönderebilir. Biyografi istememizin amacı muhatabımızla nasıl bir diyaloga geçebileceğimizi kestirmektir. Genç biriyse eğer mektuplaşmalar daha uzun sürüyor. Ama genç-yaşlı, usta-amatör hiçbir maili cevapsız bırakmıyoruz.

Sizce de edebiyatta hâlâ taşra-merkez ayrımı var mı?
Sanırım hala her iki tarafta da böyle suni bir algı var. Taşradan çıkacakların o yüzden gözü bir korkutulur evvela, bir sürü engel sayılır, ama işin içine kararlı giren bir ekip bu karton engellerin hepsini yıkacaktır. Merkezde de sanırım tuhaf bir baş dönmesi var, havanın baskınlığından olsa gerek. Onları da taşraya davet ediyoruz, burda çok temiz bir hava var.

Esrar dergisine ulaşmak için ne yapmalıyız, dergiyi nasıl bulacağız?
Dergimize bütün NT mağazalarından ve sitemizde belirttiğimiz kitapevlerinden ulaşılabilir. Yine de ulaşamayanlar mail adresimizden bizimle iletişime geçebilirler.

Esrar dergisi olarak projeleriniz var mı, okuyucu neler bekliyor?
Şiir üzerine kafa yoran yazılar yazmaya ve genç şairleri ağırlamak için yerimizi hep geniş tutmaya devam edeceğiz. Sadece bizim değil diğer milletlerin şiirlerinin de girdiği modern, post modern durumları kollayabilmek; benzer paradigmaların, akımların farklı kültür ve dillerin şiirinde nasıl bir etki yarattığını anlayabilmek için çağdaş yabancı şairlerle iletişime geçmeye, onların şiirlerini Türkçeye kazandırmaya devam edeceğiz. Bunun dışında sinema, tiyatro, müzik, resim, şiir gibi bütün sanat alanlarında eleştiri yazıları da dergimizde yer bulacaktır.