Çizgi Klasikler Ne Kadar Faydalı?

Etkinlikler
Yazılı 640 sayfa yerine, renkli çizimlerle dolu 64 sayfada dünya klasiği okuyoruz. Son dönemde peşpeşe basılan dünya klasiklerinden uyarlama çizgi romanlar, eserin aslını okumayı engelliyor mu? Yazarl...
EMOJİLE

Yazılı 640 sayfa yerine, renkli çizimlerle dolu 64 sayfada dünya klasiği okuyoruz. Son dönemde peşpeşe basılan dünya klasiklerinden uyarlama çizgi romanlar, eserin aslını okumayı engelliyor mu?

Yazarlar, çizgi romanların insanları okumaya teşvik ettiğini düşünüyor ama eserin aslından okunması gerektiğinin altını çiziyorlar.

Okunacak eserler listesinde her zaman önemli bir yer tutan dünya klasiklerinin şimdi ‘çizgi roman hali’ yayınlanıyor. Özellikle de genç okurlar bu tür kitaplara ilgi gösteriyor. İşte bu durum önemli bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Klasiklerin çizgi romanını okuduktan sonra, tekrar eseri okumaya gerek var mı? Ülkemizde insanlara bu soru yöneltildiğinde, "Tabii ki gerek yok!" cevabını verenlerin sayısı hiç de az değil.

Edebiyat klasikleri ile çizgi romanları buluşturmak ve bu ‘cin fikir’ marifetiyle çocuklara meşhur kitapları sevdirmek dünyada uzun süredir uygulanan bir yöntem. 1941‘de Albert Lewis Kanter ‘Classics Illustratredi yayınlamaya başladığı anda, bu tartışma filizlenmişti. Çizgi romanlar bazı kimseler tarafından edebiyatın haylaz çocuğu gibi görülüyordu. Yazar Buket Uzuner, çizginin de yazı gibi bir ifade biçimine sahip olduğunu düşünüyor. Kendisi hâlâ Belçikalı sanatçı Hergé‘in ürettiği Tenten çizgi romanlarını okuyormuş. Yurt dışına gittiğinde de Hugo, Moliere gibi yazarların eserlerini satın alıyormuş. Uzuner‘e göre problemin temelinde, eğitim sisteminin edebiyat zevki olmayan, ezberci çocuklar yetiştiriyor olması yatıyor. Çizgi romanlar ancak yazının büyüsünü çizgiyle bozduğu zaman eleştirilebilir. Fransa‘daki liselerde gençlere edebiyatı sevdirtmek amacıyla kendi klasik yazarlarının yaşamları ve eserlerinden parçaların çizgi roman formatında ek okuma olarak verildiğinden bahsediyor.

***

Yazarlar ne düşünüyor?

2-3 ciltlik kitapların 50-60 sayfalık çizgi romanları çocukları kolaycılığa mı itiyor? Bu soruyu yazarlara sorduk.

Harf, kitapla teması olan kişiyi korkutuyor

Ayşe Kulin, çizgi romanlara destek verdiğini söylüyor. Batı ülkelerinde çocukların küçük yaşta çizgi romanlar sayesinde okumayı sevdiğini aktaran yazar, harflerin kitapla ilk defa temas eden kişileri korkuttuğunu düşünüyor. Okullarda tavsiye edilen okunması gereken temel eserleri de şiddetle eleştiriyor. Kulin‘e göre kurulların seçtiği kitaplarla okuma sevgisi aşılanamaz. Çizgili, çizgisiz her şey okunmalı. Klasiklerin çizgi romanları okunduktan sonra mutlaka orijinallerine geçilmeli.

Aslının yerini tutmaz

Celal Üster, klasiklerin çizgi romanlarının aslıyla kıyaslanamayacağının altını çiziyor. Bu romanların belirli yaş grupları için yararlı olduğuna ve gençlik dönemindeki okurları klasiklerin asıllarına yönelttiğine inanıyor. Üster, "Çizgi romanın, yazınsal ya da siyasal bir klasiğin aslının yerini tutması olanaksız. Birinin görsel yanı ağır basıyor, öbürü ise tümden yazıya dayanıyor." diyor.

Çizgi roman aracıdır

Selim İleri, çizgi romanı, okumak için atılan adım olarak görüyor. Okumayı sevdirmek amacıyla çizgi romana değer verdiğini söyleyen İleri, "Bir klasiğin çizgi romanını okumak kesinlikle yetersiz. Günün modası haline gelen bu romanlar ana metni okumadan önce yapılan bir egzersizdir sadece." ifadesini kullanıyor.

Başarılıysa esere çağırır

Mavi Bulut Yayınları sahibi ve çocuk kitapları yazarı Fatih Erdoğan, çizgi romanların okurları asıl metne götürmesi gerektiğini söylüyor. Çizgi-romanları ülkemizde de gelişmesi gereken önemli bir tür olarak gören yazar, bu türde verilen iyi örneklerin okuma zevkini köreltmeyeceğini, aksine körükleyeceğini düşünüyor.

İnsanlar yeter ki okusun

Çizgi roman tutkunu yazar Kanat Atkaya, çizgi romanların çizgi kalitesini, kurgusunu, özetleme şeklini beğenmiyor. Çizgi romanların okuma alışkanlığı kazanmada araç olarak kullanılması gerektiğini düşünen Atkaya, "Bu konuda çok katı olmamak gerektiğini düşünüyorum. Çizgi klasikleri okuma sürecinde ‘gerçek kitabın’ kıymeti anlaşılır diye umut ediyorum." diyor.