Benim Adım Rachel Corrie Sahnede

Etkinlikler
Corrie’nin günlüklerinden yola çıkılarak yazılan ve ilk olarak ölümünden 3 yıl sonra sahnelenen "Benim Adım Rachel Corrie" adlı oyunun galası 27 Ocak’ta Muammmer Karaca Tiyatrosu...
EMOJİLE

Corrie’nin günlüklerinden yola çıkılarak yazılan ve ilk olarak ölümünden 3 yıl sonra sahnelenen "Benim Adım Rachel Corrie" adlı oyunun galası 27 Ocak’ta Muammmer Karaca Tiyatrosu’nda yapılacak.

Filistin’de bir İsrail buldozerinin altında kalarak can veren Amerikalı barış eylemcisi Rachel Corrie’nin kendi günlüklerinden ve mektuplarından derlenen bu tiyatro oyunu meydan okuyan, zeki ve ilkelerinden vazgeçmeyen bir insanı su yüzüne çıkarıp seyircisi ile tanıştırıyor. Adına da ‘Benim Adım Rachel Corrie’ denildi. 27 Ocak saat 20.00’da Muammer Karaca Tiyatrosu’nda izleyiciyle buluşacak oyunun galasına Rachel’in anne ve babası Cindy ve Craig Corrie de katılacak.

Rachel Corrie’nin günlük ve yazılarını oluşan "Benim Adım Rachel Corrie" oyunu İngiliz aktör Alan Rickman ve The Guardian gazetesi editörü Katharine Viner uyarlandı. Türkçe’ye çeviren Setenay Yener, aynı zamanda "Benim Adım Rachel Corrie"nin oyuncusu. Turgay Kantürk’ün yönettiği ve A-Z Kültür Sanat Ajansı tarafından prodüksiyonu gerçekleştirilen oyun, İstanbul’daki sahnelerinin ardından tüm Türkiye’yi dolaşacak.

Rachel Corrie Kimdir?

Rachel Corrie Olympia, Washington’da doğan 23 yaşında Amerikalı bir barış eylemcisiydi. 16 Mart 2003’te bir İsrail buldozeri tarafından ezilerek öldürüldü. Öldürüldüğü sırada Filistinli bir ailenin evinin yıkılmasını, şiddete başvurmadan engellemeye çalışıyordu. Öldürüldüğü günden bu yana dünyanın dört bir yanında onun anısına sayısız barış eylemi düzenlenmektedir. Sözcüklere ve şekillere olan merakını küçük yaşlarda göstermeye başlayan Rachel, eli kalem tutar tutmaz gözlemlerini kağıda dökmeye koyuldu. Çevresinde olup bitenleri kendine has bir üslupla ifade etmeye çalışırken, dünyanın herkes için yaşanılabilir, barışçıl bir yer olacağı günü görebilme arzusunu da her fırsatta dile getirdi.

10 yaşındaki Rachel’ın, "Dünyada Açlık Konferansı"nda yaptığı konuşma: "Başka çocuklar için buradayım. Buradayım çünkü umursuyorum. Buradayım çünkü her yerde çocuklar acı çekiyor ve çünkü her gün kırk bin kişi açlıktan ölüyor. Buradayım çünkü bu kişiler çoğunlukla çocuk. Biz, yoksul insanların her yanımızda olduğunu ve bizim onları umursamadığımızı anlamak zorundayız. Biz, bu ölümlerin önlenebilir olduğunu anlamak zorundayız. Biz, üçüncü dünya ülkelerindeki insanların da bizim gibi düşündüklerini, bizim gibi güldüklerini, bizim gibi ağladıklarını anlamak zorundayız. Biz, onların bizim rüyalarımızı gördüğünü, bizim de onların rüyalarını gördüğümüzü anlamak zorundayız. Biz, onların biz olduğunu anlamak zorundayız. Biz, onlarız. Benim hayalim, 2000 yılına kadar açlığı durdurmak. Benim hayalim, fakirlere bir şans vermek. Benim hayalim, her gün ölen kırk bin insanı kurtarmak. Benim hayalim, hepimiz geleceğe bakıp orada parlayan ışığı görürsek gerçekleşebilir ve gerçekleşecektir. Açlığı umursamazsak, o ışık söner. Hepimiz yardım edersek ve birlikte çalışırsak, büyür ve yarının imkânlarıyla özgürce o ışık yanar."

Ölümünden sonra, Rachel’ın Filistin’den ailesine göndermiş olduğu mektuplar, başta İngiliz The Guardian olmak üzere dünyanın bütün gazetelerinde yayınlandı.

Rachel, 2003’te üniversite öğrencisiyken, barış gönüllüsü olarak gittiği Filistin’de bir İsrail buldozerinin altında kalarak can verdiği güne kadar yazmaya devam etti.

Rachel’ın genç, duyarlı, samimi cümlelerini The Guardian gazetesinde okuyan ünlü İngiliz aktör Alan Rickman gazetenin editörü Katharine Viner ile hemen temasa geçti. Rachel’ı anlatan bir tiyatro oyunu üzerinde birlikte çalışmaya başladılar. Rachel’ı tanıyan herkesle bağlantı kurup hikâye toplamaya uğraşırlarken, Corrie ailesi Rachel’ın çocukluğundan beri yazıp çizmiş olduğu her şeyle devreye girdi. Ve o an karar verildi: Rachel Corrie, kendi hikâyesini kendi anlatacaktı. Rickman ve Viner, böylece Rachel’ın yazılarından Benim Adım Rachel Corrie adlı oyunu derledi. Bu oyun, Rachel’ın ölümünden üç yıl sonra sahnelendi ve İngiltere’de tiyatro izleyicileri tarafından belirlenen Yılın En İyi Yeni Tiyatro Oyunu Ödülü’nü aldı.

Londra’daki başarıdan sonra Benim Adım Rachel Corrie’nin New York’ta sahnelenmesine karar verildi. Fakat oyunun sahneleneceği New York Theatre Workshop, oyunu son anda herhangi bir açılış tarihi belirtmeksizin erteledi. Bu karar çoğu tiyatro yazarı, eleştirmeni, oyuncusu ve izleyicisi tarafından kınandı. Alan Rickman, bu kararı "korku kaynaklı kötü bir sansürcülük" olarak yorumladı. NYTW yöneticisi Jim Nicola’nın açıklamasına göre bu karar, o günlerde Orta Doğu’da içinde bulunulan hassas siyasi ortam değerlendirilerek alınmıştı. Filistin’de Hamas iktidara gelmişti ve İsrail seçim arifesindeydi. Nicola, oyunun iki ülke arasında yeni çatışmalara yol açabileceği ve politikanın sanatın önüne geçeceği yargısına varmıştı. Benim Adım Rachel Corrie, NYTW’de ertelene dursun, dünyanın hemen hemen her şehrinde tiyatrolar oyunun zamanlamasının mükemmel olduğunu düşünerek ona kapılarını açtı ve onu izleyicilerle buluşturdu.

Rachel Corrie Davasından…

Kızımız Rachel ile ilgili ailemizin İsrail’de açmış olduğu sivil dava, 10 Mart’ta dört uluslararası görgü tanığı, otopsiyi yapan doktor, ağır makineler konusunda bir uzman ve bir askeri polis müfettişinin tanıklık etmeleriyle başladı. 24 Mart’ta, devlet mahkemede ifade verecek olan askeri personeli tespit edene kadar mahkeme yaz tatiline girdi. 5 Eylül’de dava tekrar başladı ve iki aya yayılmış beş seans halinde devam etti. Bunlardan en sonuncusu 4 Kasım da oldu. İsrail Ordusu’ nun dokuz üyesi (Rachel’I öldüren buldozerin sürücüsü ve komutanı dâhil olmak üzere) İsrail Savunma Bakanlığı lehine ifade verdi. Bir sonraki duruşmada ifade vermek üzere çağrılan altı kişi arasında bir Bölük Komutanı, bir Tabur Komutan Vekili ve bir Tabur Komutanı da olacak. Bu günlerde Devlet Savcılığı’ndaki avukatlar grevi nedeniyle, Aralık’ta olması gereken mahkeme tarihlerimizden emin olamıyoruz.

Bu davanın ortaya çıkarttığı birçok yön var. Ancak, belki de en önemli ve geniş meselelerle en alakalı olanı, İsrail askeri soruşturmaların (hem iç, hem operasyonel hem de askeri polis tarafından yürütülenlerin) yürütülüş şekline çektiği dikkattir. Avukatımız Hüseyin abu Hüseyin, konuyu şöyle yorumladı:

"Bu sivil dava sadece Rachel’ın hayatını korumakta başarısızlık gösterenleri sorumlu tutmak adına değil, aynı zamanda ne tarafsız, ne de tam olamayan askeri soruşturmaların olduğu bu kusurlu sistemi sorumlu tutmak adına da önemli bir adımdır."

on5yirmi5.com