Hazırlayan: Selim Sebilci
Cemil Meriç’in ifadesiyle “hür tefekkürün kalesi” olan dergiler… Uzun bir zaman dergilerin ve dergiciliğin merkezi İstanbul idi; hâlâ da öyledir. Sanatın –özelde edebiyatın- merkezi İstanbul olduğu için bu böyledir sanırım… Doğrudur da… Ancak son yıllarda taşradan da iyi işlere imza atan nitelik çıtası yüksek dergiler çıkmaya başladı.
Eskiden taşra dergisi denilince tasarımından içinde yazılara varana değin “basitlik” ve “söz kalabalığı ile edebiyat yapmak” akla gelirdi. Aslında merkezi İstanbul olduğu halde taşra dergisi sınıflandırmasına giren dergiler de yok değil.
Bu seri konuşmalarda ana akım dergilerden uzakta, taşra dergilerinin dinginliğinde konaklamaya çalışacağız.
Sivas’tan ses veriyor Aşkar Türkiye’ye.
Aşkar dergisi genel yayın yönetmeni İdris Ekinci ile yayıncılık serüvenlerini, dergiciliği ve projelerini konuştuk.
Hocam, önce sizi tanıyabilir miyiz?
Sivaslıyım. İlahiyat eğitimi aldım. Evliyim, bir çocuğum var.
Aşkar nasıl doğdu?
Aşkar, Sivas’ta şiiri ve edebiyatı kaygı edinen birkaç insanın biri araya gelip üç yıllık bir süre zarfını mutad sohbetlerle değerlendirdikten sonra doğdu. Bizler yazıyorsak, sözün seviyeli ve güzel olanına talip olmak zorundaydık. Acele etmedik, sabırla çalıştık, okuduk, değerlendirmelerde, eleştirilerde bulunduk. Baktık ki, paylaşmanın zamanı gelmiş; bunun da yolu bir dergi etrafında kenetlenmekti. Yani Aşkar bir kader mahsulü.
Sivas’ta dergi çıkarmanın ne gibi zorlukları var ya da zorlukları var mı? Destek görüyor musunuz?
Sivas’ta dergi çıkarmanın hem zor hem de zevkli tarafları var. Zor olanı şu; baskı imkanları çok kısıtlı. Bir veya iki yere mecbursunuz. Onların haricinde bir seçeneğiniz yok. Sonunda onlar ne yapmışlarsa kabulleniyorsunuz. Zevkli tarafı; işte bu imkanlar dahilinde iyi işler yapmanın gayreti içinde olmak var ya, anlatılır gibi değil. Destek meselesine gelince. Kısmen, kararınca diyelim. Aşkar’a karşı büyük bir teveccüh yok; fakat, işi bilenler her zaman yanımızda. Bu da yetmez mi zaten.
Dergi ilk yılını bitirdi. Oldukça iyi bir tasarımla da ikinci yılına girdi. İçerik olarak bir değişim var mı?
İçerik olarak büyük bir değişim yok. Şiir ve şiir üzerine yazılar, hikâyeler ve değiniler her sayıda ortaya koyduğumuz ürünler. İlerdeki sayılarımızda sanat yazıları da yerini almaya çalışacak. Elimizden geldiğince…
Taşra dergilerinde genelde yayınlanan ürünlerin vasat olduğu söylenir. Hâlbuki Aşkar’da durum hiç de öyle değil. Birçok usta ismi dergide görmek mümkün… Bunu nasıl başardınız?
Çalışarak, samimi ve ciddi olarak. Bizi harekete geçiren amiller heves zeminine dayanmıyor. Biz varlığı “söz” penceresinden seyrediyoruz ve bununla bir yere varılması için çok sağlam olmak gerekiyor. Siz safları sık ve düzgün tutarsanız, cemaat konusunda bir derdiniz olmaz.
Usta isimlerin yanında genç isimlere de şans veriyor musunuz? Dergiye ürün göndermek isteyen okuyucularımıza bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Önceki cümlelerimden herhalde tutumumuz biraz anlaşılmıştır. Bu tutumu benimseyen gençlere her zaman kapımız açıktı hala kapanmış değil. Yalnız şunu her zaman akılda tutmak lazım: Eleştirilmek, kıymetli bir husustur. Sıkı eleştirilmeyen sıkı işler çıkaramaz. Gözü kesen hiç durmasın gelsin.
Sizce de edebiyatta hâlâ taşra-merkez ayrımı var mı?
Ortada bir gerçek var: İstanbul ve Ankara gerçeği; fakat meseleyi kavramış olanlar için gerçek yaşanılan her yerdedir. Bence Aşkar, taşra-merkez ayrımını kırmış bir dergidir. Biz işimizi yapıyoruz, birileri bizi nasıl adlandırırsa adlandırsın. Evet, merkezimiz Sivas; Ankara’yı, İstanbul’u, Mardin’i, Konya’yı, Van’ı, İzmir’i, Antakya’yı, Kahramanmaraş’ı… yanına alan Sivas.
Aşkar dergisine ulaşmak için ne yapmalıyız, dergiyi nasıl bulacağız?
Dergiye ulaşmanın en kestirme yolu idrisekinci58@hotmail.com adresine bir mesaj atmak. İstanbul ve Ankara’da derginin sürekli bulunduğu kitapçılar var. Mevzu buraya gelmişken şunu da belirteyim; bizim abonelere ihtiyacımız var. Bence dergiyi temin etmenin en güzel tarafı bu olsa gerek.
Aşkar dergisi olarak projeleriniz var mı, okuyucu neler bekliyor?
İlerdeki sayılarımızda çeşitli dosyalarımız olacak, bazı isimler ve meseleler üzerinde. Bunları şimdi açıklamayayım, dünya halidir, bir kesinlik yok. Bizler her zaman yeni projeler ve fikirler üzerine çalışıyoruz. Asıl mesele proje üretmek değil, onu gerçekleştirmektir. Gerçekleştirdiğimiz zaman zaten herkes görecektir.
Teşekkür ediyorum.