Alimi Kaybettik Entel Olduk!

Etkinlikler
İstanbul Sirkeci Garı’nda 2. ‘si düzenlenen Türkiye Dergi Günleri’nin 13 Aralık’taki konuğu Umran Dergisi yazarı  Cevat Özkaya idi. ”Türkiye’de entellektü...
EMOJİLE

İstanbul Sirkeci Garı’nda 2. ‘si düzenlenen Türkiye Dergi Günleri’nin 13 Aralık’taki konuğu Umran Dergisi yazarı  Cevat Özkaya idi. ”Türkiye’de entellektüellerin sınıfta kaldığı noktalar?" başlıklı  konuşmada Cevat Özkaya dinleyicilere entellektüelliğin Batıdaki duruşu, bizim coğrafyamıza geçişi, entellektüellerimizin Ulema’dan Aydın’a geçerken nasıl bir evrilme geçirdiği ve bizdeki entellektüel duruştan bahsetti. 

Ulema- Entelektüel

Bizde entelektüel sınıfı sayılabilecek zümre ulemâ idi. Ulemâ entellektüele nazaran ahaliye yaşam biçimi veya kalitesi olarak daha yakın bir yaşam tarzına sahipti. Bu fikir dünyası açısından da ahali ile ulema arasındaki düşünce dünyasında bir yakınlık olması demekti. Çok büyük farklar yoktu. Lale Devri’ne kadar süren bu durum  Lale Devri ile değişime uğradı. Lale Devri’nde yaşanan batılılaşma furyası içinde, okumuş kesim yaşam tarzı olarak ahaliden kopmaya başlayınca fikirsel farklılıklar da artış gösterdi.

Batı ve Doğu

Tanzimattan sonra batılılaşma hareketiyle ortaya çıkan yenilikler (hukuki, sosyal, askeri) ahaliden farklı bir yaşam tarzına bürünmüş yeni bir aydın sınıfın ortaya çıkmasında etkili oldu. Batıda aydınlanma düşünmek dediğimiz şey. İlahi bir aydınlanma. Kendilerini dinden soyutlayarak kilisenin baskısından kurtuldular  Bu dini algının düşünce alanında geri plana itilmesine sebep oldu. Bizde bakış açısı bundan farklı. Bizde de bu soyutlanma örnek alınmıştır. Tercüme aydın diye bir kavram ortaya çıkmıştır. 

Bizim aydınlarımız açıktan dini reddetmiyorlar. Sözlerinde bir karşıtlık var ama açıktan dile getirilmiyor bu…

Bizim entelektüelimiz ne yaptı 28 Şubat döneminde. Entellektüeller çok fazla sokağa hitap edecek söylemlerde bulunmaz. Lakin bizimkiler sokağa etki etmeye çalıştı. Darbelere yardımcı oldular kimi zaman. 1971’de  ‘darbeyi yapan solcu askerlerdir’ şeklinde bir rivayet yayıldı. Bunun üzerine bir takım sol görüşlü aydın darbeye sahip çıktılar. 3 gün askerin yanında oldular. Ancak gerçek ortaya çıkınca darbe karşıtlığından bahsetmeye başladılar. Hayır bu doğru bir yaklaşım değildi, adalet herkes için uygulanmalı.

Cemil Meriç’in entellektüeli

Cemil Meriç’e göre entellektüel;

-Zamanın irfanına sahip olmalı

-Ülkesinin tarihinden, kültüründen haberdâr olmalı

-Dünyadan haberdâr olmalı

-Peşin hükümlü olmamalı

-Hakikât uğruna savaşabilecek cesaret ve dürüstlükte olmalı

Entelektüel ve siyasetçi 



Entelektüel insan siyasetçilik yapamaz. Karakteri buna elverişli değildir. Anlattıklarını ahalinin anlaması için değiştiremez ya da basitleştiremez. Siyasetçi öyle değildir. O ahalinin anlayacağı dile indirgemek zorundadır kullandığı lisanı. İyi bir entelektüelden siyasetçi olmaz bu bağlamda…

Entelektüel bükülünce kaybeder, siyasetçi bükülünce yani esneme gösterince kazanır. Geçmişte bunun örnekleri mevcut. Rahmetli Demirel. Gerçi ölmedi daha. Süleyman Demirel’in ilgili bir örneği vardı geçmişte. Köylüye anlayacağı dilden bir analiz yapmıştı: Geçen sene sen 1 naylon (o zaman o yörede kullanılan bir ölçü birimi) dolusu buğdaya bir traktör alıyorken şimdi 2 naylon dolusu buğdaya bir traktör alabiliyorsun. Bir de Erbakan’ın bununla ilgili bir değişi vardı. ‘’Kadayıfın altı kızarmadı’’ demişti. Zaruri bir geçiş dönemini sembolize ediyordu bu söz. 

İrfan

İrfan kültürden daha kapsamlıdır İslam Toplumlarında…

Günümüzde aydınlar



Günümüzde aydınlar sokak savaşına girişmektedirler. Bir çatışma ortamı mevcut. 

Bir de sürekli yakınan bir zümre var. ‘’Yaşanmaz bu memlekette’’ derler,  kimisi yurt dışında İslami yaşamı kastederek ‘’ asıl din orada’’ der. Buna benzer serzenişler. Biz bu adamları dışarıya okuyup doğru olanı getirsinler diye yolluyoruz, masraf ediyoruz ama onlar okuyup geliyor ve yakınmakla yetiniyorlar. Biz neden gönderiyoruz peki sizi. Alın gittiğiniz yerlerdeki doğruları getirin, ülkenin gelişimine yardımcı olun. 



Dünya Bizim