“Ali Murat Güven” Yazıları ile on5yirmi5’de…

Etkinlikler
Kendine has üslubu, özgün yazıları ve dobra kişiliği ile gençler tarafından ilgi ile takip edilen Gazeteci Yazar ve Sinema Eleştirmeni Ali Murat Güven artık yazıları ile on5yirmi5’de… 22 ...
EMOJİLE

Kendine has üslubu, özgün yazıları ve dobra kişiliği ile gençler tarafından ilgi ile takip edilen Gazeteci Yazar ve Sinema Eleştirmeni Ali Murat Güven artık yazıları ile on5yirmi5’de…

22 Mart 2011 tarihinden itibaren her Salı günü yazıları ile bizler ile birlikte olacak olan değerli Gazeteci Ali Murat Güven’e “on5yirmi5” ailesi olarak “hoş geldin” diyoruz…

Ali Murat Güven Kimdir?

7 Mart 1968’de, basın ve reklâmcılık sektöründe faaliyet gösteren bir ailenin ilk çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. İlkokulu 50. Yıl Ahmet Merter İlkokulu’nda, ortaokulu ise 50. Yıl Ahmet Merter Ortaokulu’nda bitirdi. Lise öğrenimine Şehremini Lisesi’nde başladı, Plevne Lisesi’nde tamamladı.1985 yılında, üçüncülükle kazandığı İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi (o dönemdeki adıyla Basın-Yayın Yüksekokulu) Radyo-TV Bölümü’nde yükseköğrenime başladı.

PROFESYONEL MESLEK HAYATI

Üniversite eğitimine paralel olarak gazeteciliğe atıldı ve basın sektöründe çalışmaya başladı. 1985-1990 yılları arasında çeşitli kültür-sanat dergileri ve gazetelerde muhabirlik ve editörlük yaptı. Bu süreçte, ağırlıklı olarak sinema ve televizyon dünyası üzerine haberler ve yorumlar kaleme alırken, sinemaya meraklı yakın arkadaşlarıyla birlikte süper 8 mm formatında bir dizi kısa film de çekti. Bunlardan 1987 yılında hazırladığı 9 dakikalık “Pasif Direniş” ile 1989-İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması’nda bir “özendirme ödülü” kazandı.

1989 yılında Anadolu Ajansı’na girerek, bu kurumda bir yıl süreyle polis-adliye muhabiri olarak çalıştı. Ertesi yıl, haftalık haber dergisi Yörünge’nin kuruluş çalışmalarına katıldı. Sonradan muhafazakâr kesimin önde gelen yayın organlarından birine dönüşecek olan bu dergide iki buçuk yıl süreyle muhabir, editör ve istihbarat şefi olarak görev yaptı.

1990 yılında ön lisans eğitimini tamamlayarak yükseklisans sınavına girdi. Sınavı birincilikle kazanarak İstanbul Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde sinema konulu yükseklisans eğitimine başladı. Ancak, tezini tamamlayamadan okuldan ayrılmak zorunda kaldı ve çalışma hayatına geri döndü.

1992-93 yılları arasında Federal Almanya’ya giderek, Stuttgart kentinde yayınlanan haftalık bir Türk gazetesinde yazı işleri müdürü olarak çalıştı.

Ertesi yıl Türkiye’ye dönerek, URT (Ulusal Radyo ve Televizyon A.Ş.) adlı özel bir prodüksiyon şirketinde asistan kameraman ve set sorumlusu olarak çalışmaya başladı.

1994 yılında vatanî görevini yerine getirmek üzere çalışma hayatına ara verdi ve Van-Erciş’te kısa dönem erbaş olarak askerlik yaptı. Askerlik hizmeti sırasında, ağırlıklı olarak Doğu operasyonlarında belge-film kameramanlığı, askerî haber filmlerinin hazırlanması ve fotoğrafçılık gibi teknik hizmetler verdi.

Askerlik dönüşünde Millî Gazete’de editör olarak göreve başladı. Bu gazetede dış haberler servisini yeniden yapılandırıp zengin içerikli bir dünya sayfası hazırlamasının yanı sıra, “Asabî Yazılar” ve “Ayrıntı” başlıklarını taşıyan iki ayrı köşede de yazarlık yapmaya başladı. Sert, ama akıcı bir üslûba sahip köşe yazılarıyla kısa bir süre içinde büyük beğeni topladı. Özellikle muhafazakâr sağ kesimde tabu olarak kabul edilip ele alınmaktan kaçınılan kimi hassas konulardaki keskin söylem ve eleştirileri, onu genç kuşak dindarların dikkatle takip ettikleri bir imzaya dönüştürdü.

1995 yılında, o günlerde yayın hayatına yeni başlamış olan Yeni Şafak gazetesine geçti ve bu gazetede yaklaşık bir yıl süreyle istihbarat şefi olarak görev yaptı. 1996 yılında tekrar eski görev yeri olan Millî Gazete’ye döndü ve dış haberler editörlüğü görevini bir süre daha sürdürdü.

1997 yılı başlarında, Star Televizyonu’na transfer oldu ve “Teksoy Görevde” adlı programda muhabir-editör olarak çalışmaya başladı. Bu program kapsamında yüzlerce görüntülü habere ve belgesel nitelikli bölüme muhabir, editör ve metin yazarı olarak katkıda bulundu. 1998 yılında, Teksoy Görevde”nin en popüler bölümlerinden biri olan “Soğuğun Kalbine Yolculuk” (Kuzey Kutbu Gezisi) adlı belgesel bölümün yapımındaki katkılarından dolayı, İstanbul Medya Mensupları Derneği’nden bir başarı plaketi aldı.

1999 yılında, “Teksoy Görevde” programının sona ermesiyle birlikte reklâm sektörüne yöneldi; çeşitli ajanslarda metin yazarı ve yaratıcı yönetmen olarak görev yaptı. Bu dönemde irili ufaklı ticarî kuruluşlar için hazırlanan 50’nin üzerinde reklâm ve tanıtım filminin metinlerini yazıp yönetti. Bu arada, çeşitli gazete ve dergilere de dışarıdan sinema yazıları yazdı.

2000 yılında, STV için hazırlanan 13 bölümlük “Gurbetteki Vatan” adlı haber programında şef editör ve yönetmenlik yaptı.

2002 yılında, daha önce de çalışmış olduğu Yeni Şafak gazetesine özel haber muhabiri olarak dönüş yaptı. Bu dönemde, özellikle sinema, televizyon ve dinî içerikli hurafelerin iç yüzünü ortaya seren ilginç özel haberleriyle ön plana çıktı. 2005 yılı sonbaharında, Yeni Şafak’ın yazı işleri kadrosunda gerçekleşen değişiklik sonrasında, kendisine gazetenin sinema servisini kurma görevi verildi ve her cuma (2008’den itibaren de pazar günleri) düzenli olarak yayınlanan bir sinema sayfası oluşturdu. Ayrıca, bu sayfada film eleştirilerinin yanı sıra köşe yazıları da yazmaya başladı. Sinema eleştirmenliğinde, sektöre egemen olan dil ve tavrın dışında kendine özgü yeni bir yaklaşım geliştirerek yürüttüğü bu görevinde, ilgiyle izlenen bir yazar olmasının yanı sıra, zaman zaman da -eşcinseller ve "rocker"lar gibi- çeşitli sosyal kesimlere karşı eleştirel yazıları nedeniyle karşıt eleştiri oklarına hedef oldu. Film eleştirilerinde muhafazakâr bir duruş sergilemesi, seks ve şiddeti ön plana çıkartan yapıtları toplum açısından zararlı olarak nitelendirmesi gibi gerekçelerle sadık taraftarları oluştuğu gibi nefret edenleri de ortaya çıktı.
2007 yılında, bir eğitim kurumları zincirinin geleneksel olarak düzenlediği "medyada yılın en iyileri" başlıklı bir kamuoyu anketi kapsamında "yılın sinema yazarı" seçildi. Yine aynı yıl Feta Vakfı tarafından dağıtılan geleneksel ödüllerde, terörist bir saldırıda hayatını kaybeden ünlü Arap yönetmen Mustafa Akkad’ın anısına İstanbul’da düzenlediği anma toplantısı nedeniyle "Yılın Vefâ Ödülü"ne layık görüldü.
2010 yılı ekim ayında ise İstanbul-Galatarasaray’da "Beyaz Sinema’nın 40 Yılı" başlıklı, bir hafta süren bir film seçkisi ve söyleşiler dizisi düzenleyerek, ülkemizde dinî ve ahlâkî duyarlılıklara sahip bir sinema anlayışının temsilcisi konumundaki bir düzine dolayında yapımcı ve yönetmeni yıllar sonra yeniden biraraya getirdi; bu sanatçıların geçmişte pek çoğu büyük bir ilgiyle karşılanmış olan yapıtlarının geniş kapsamlı birer dijital restorasyon süreci sonrasında sinemaseverlerle bir kez daha buluşmasına öncülük etti.

Meslek hayatı boyunca, aralarında Mısır, Peru, Meksika, Grönland, İngiltere, Fransa, Makedonya, Romanya, Kazakistan, Almanya, Hollanda, Bulgaristan, İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Danimarka, Hindistan, Endonezya, Singapur, Malezya ve Suudi Arabistan’ın yer aldığı pek çok ülkede görev yapan, bu arada hazırladığı televizyon haberleri nedeniyle Türkiye’nin tamamına yakınını görme fırsatı bulan Ali Murat Güven, halen Yeni Şafak’taki editörlük ve yazarlık görevlerinin yanı sıra kendisine ait bir reklâm ajansının bünyesinde metin yazarlığı ve yönetmenlik çalışmalarını da sürdürmektedir.
Evli ve iki kız çocuğu babası olan Ali Murat Güven, iyi düzeyde İngilizce ve orta düzeyde de Almanca bilmektedir. Halen Yeni Şafak Gazetesi Sinema Eleştirmenliği görevini yürüten Güven, 1996 yılından bu yana sarı basın kartı sahibidir. (Kaynak: wikipedi)