100 Yıl Sonra Kıymeti Bilindi

El Sanatları
Kültür Bakanlığı’nın yayımladığı Osman Hamdi Bey Sözlüğü bu gerçeğe dikkat çekiyor Toplumun büyük bir kısmı tarafından Türkiye’nin en pahalı resimlerinden Kaplumbağa Terbiyecisi’nin ...
EMOJİLE

Kültür Bakanlığı’nın yayımladığı Osman Hamdi Bey Sözlüğü bu gerçeğe dikkat çekiyor

Toplumun büyük bir kısmı tarafından Türkiye’nin en pahalı resimlerinden Kaplumbağa Terbiyecisi’nin ressamı olarak tanınan Osman Hamdi Bey, aslında bir ressam olmanın ötesinde çok önemli bir aydın, kültür ve bilim insanı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında, o sancılı dönemde yaşayan Osman Hamdi Bey, arkeoloji alanında öncü çalışmalar yapan, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ni ve 1882’de Sanayi-i Nefise Mektebi’ni (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) kuran bir isim. Ama buna rağmen, değeri çok anlaşılamamış bir kültür insanı. Bunun sebebiyse, ölümünden (1910) sonra yaşanan toplumsal, siyasal gelişmelerin etkisi. Bu gelişmeler sonucu ortaya çıkan hakim kültürün, Osman Hamdi Bey’i konumlandırırken yarattığı perspektif kaymaları. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Osman Hamdi Bey’in değerini ortaya koyan Osman Hamdi Bey Sözlüğü adlı bir kitap yayımlayarak bir anlamda üstadın itibarını hem toplum hem de devlet adına iade ediyor. Edhem Eldem’in yazdığı kitap, Osman Hamdi Bey’i yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini de ortaya koyuyor.

GÖRÜNÜRLÜLÜĞÜ SINIRLI
Eldem kitapta yazdığı uzun giriş yazısında Türkiye elitlerinin ve devletin Osman Hamdi Bey’i nasıl algıladığını ve yıllar içerisinde bu algının nasıl farklılaştığını ayrıntılı bir şekilde yazıyor. Eldem’in tespitlerinden biri Osman Hamdi Bey’in kamusal ve devlet katında görünürlülüğünün sınırlı oluşu. Bugün ressam kimliği baskın olarak öne çıkan Osman Hamdi Bey’in, Cumhuriyet döneminde müzecilik kimliği öne çıkarılmış ve ressamlığı neredeyse görmezden gelinmiş. Ama Eldem, özellikle Mustafa Cezar tarafından 1971’de yayımlanan Sanatta Batı’ya Açılış ve Osman Hamdi adlı kitaptan sonra ‘özel sektörün’ uyandığını ve üstadın tekrar ressamlığının keşfedildiğini, sonrasında da eserlerinin değerlendiğini belirtiyor. 1980 sonrası ise ilgi, resim piyasası ile sınırlı kalmıyor ve akademik dünya da Osman Hamdi Bey üzerine eğilmeye başlıyor.

TABLONUN GÖLGESİNDE
2000’lerde ise durum bambaşka… Kaplumbağa Terbiyecisi’nin 2004’te 5 milyon TL’ye satılarak Türkiye’nin en pahalı tablosu unvanını ele geçirmesi sonrasında ise Eldem, tablonun ulaştığı ‘ikonik’ statünün yaratıcısını ve diğer bütün eserlerini gölgede bırakacak kadar baskın hale geldiğini anlatıyor. Bu gölgelemenin ise Osman Hamdi Bey’in bilim insanı kimliğinin iyice yok sayılmasına neden olduğuna vurgu yapıyor. Osman Hamdi Bey Sözlüğü’nün önemi de burada ortaya çıkıyor. Kitap, üstadın hem resim anlayışını, bilim ve kültür insanı olarak yaptıklarını ayrıntılı bir biçimde anlatarak Osman Hamdi Bey’in çok yönlülüğü inceliyor.

Milli tarih anlatımı ve kurgusu tarafından hazmı zor bir kişilik
"Osman Hamdi birçok açıdan Türk tarih yazımına sorunlu bir şekilde girmiş bir şahsiyettir. II. Abdülhamid döneminde yaşamış olması, Avrupa ile ve özellikle Fransa ile sıkı bir irtibatı bulunmuş olması, hayat tarzının ve genel kültürel konumunun fazlaca ‘alafranga’ olmuş olması, her bakımdan seçkin bir zümrenin içine doğup aynı ortamda varlık göstermiş olması, tablolarında işlediği konuların ve resmettiği sahnelerin oryantalist olabileceği şüphesinin her zaman hissedilmiş olması gibi muhtelif olgular, Osman Hamdi’nin milli tarih anlatımı ve kurgusu tarafından hazmedilmesini zorlaştırmıştır."
 

Sabah