Yahya Kemal ve Nazım Hikmet bir albümde

Edebiyat
Bestekar İsmail Birateş’in bestelediği ve Aylin Şengün Taşçı’nın okuduğu,Yahya Kemal ile Nazım Hikmet‘in şiirlerinden oluşan albüm Kalan Müzik tarafından müzikseverlere sunuldu....
EMOJİLE

Bestekar İsmail Birateş’in bestelediği ve Aylin Şengün Taşçı’nın okuduğu,Yahya Kemal ile Nazım Hikmet‘in şiirlerinden oluşan albüm Kalan Müzik tarafından müzikseverlere sunuldu.

Yahya Kemal ve Nazım Hikmet’in çok bilinmeyen 5’er şiirini bestelediğini söyleyen İsmail Birateş, “Ben beste çalışmalarına çok erken yaşlarda başlamıştım. Yahya Kemal’in bir şiirini dergide gördüm. ‘İsmini kuşlar heceler/ Seni söyler bana dağlar dereler’, mısralarıyla başlıyordu. Bir köy şiiriydi, ilgimi çekti ve Hüseyni makamında bestelemiştim. Daha sonra çeşitli kitaplarda Nazım Hikmet’in farklı şiirlerini gördüm. Tanıdığımız kişiliği ve yaygın imajı dışında Nazım Hikmet’in Tanburi Cemil Bey’in ölümünü anlatan ‘Cemil Ölürken’ ve ‘Mevlana’ şiiri çok ilgimi çekti. Bu iki şiiri besteledim. Daha sonra Yahya Kemal ve Nazım Hikmet’in arasındaki özel hayatlarında yakınlaşma olmuş. Şiirlerde bir yakınlık var. Daha sonra iki ayrı dünyanın insanları olmuşlar” dedi.

“Makamlar şiirin bir kelimesinden çıkan melodiye göre ortaya çıkıyor”

Birateş, Yahya Kemal’in, Nazım Hikmet’in Heybeliada Bahriye Mektebi’nde tarih ve edebiyat öğretmeni olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Yahya Kemal, evde özel dersler vermeye gelmiş ve annesi Celile Hanım’la büyük aşk yaşamış. Şiirlerini araştırırken bu hikayeleri de okudum ve çok etkilendim ikisinin hayatından. Acaba bunların bu farklı şiirlerini bir araya getirip bir çalışma yapabilir miyim diye düşünerek 5’er şiir besteledim. 10 şiiri bestelemiş oldum ve bir albümde toplayabilir miyiz, diye düşündüm. Genellikle az bilinen, farklı şiirleri karşımıza çıkıyor iki büyük şairin. Mesela Nazım Hikmet’in ‘Mevlana’ ile ilgili şiiri olduğunu bilmiyordum. Nazım Hikmet’in İstanbul’un fethini anlatan ‘Sekiz Elli Yedi‘ isimli şiirini de bilmiyordum. Bu tarih İstanbul’un fethinin hicri tarihidir ve Miladi 1453 yılıdır. Bunlar, Nazım Hikmet’in ilk dönem şiiri olduğu için eski şiir rüzgarına kapılmış, hocası Yahya Kemal’in etkisi olan şiirler. Şiir rengi olarak birbirine benzeyen şiirler.”

Şiirleri bestelerken makamların şiirin bir kelimesinden çıkan melodiye göre ortaya çıktığını dile getiren Birateş, “Mesela ‘Fetih Marşı’ veya ‘Sekiz Elli Yedi’ isimli şiir, Mahur makamında çıktı ki marşa uygun makamdır. Şiir çok güzel olunca beste yapmak da benim için kolay oldu. ‘Mevlana’ ilahisi de Hicaz oldu. Makamlar, şiirin içinden kendisi fışkırıyor” diye konuştu.

“İkisi de Türk edebiyatında önemli fakat farklı yere sahip iki şair”

Solist Aylin Şengün Taşçı, Yahya Kemal ve Nazım Hikmet’in Türk edebiyatına çok önemli eserler vermiş, farklı yere sahip iki şair olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Artık bizim edebiyat dünyamızda çok büyük imzalar olarak herkesin bildiği isimler. Onların şiirlerini bir kitapta okuduğumuz zaman bile başka dünyalara gidiyoruz. Bunun bir de müzikle birleştiği andaki duygusunu ifade etmek kelimelerin çok da yardım edeceği bir şey değil. Çünkü müziğin getirdiği o duyguların yoğunluğu, şiirlerin derin anlamıyla birleşince, ortaya gerçekten güzel bir bütünlük çıktı. Ben kendi adıma İsmail Bey’i bir kez daha bu konudaki çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum.”

“Yahya Kemal ve Nazım Hikmet’in bir araya getirileceği düşüncesiyle bir proje gelince büyük heyecan duydum” diyen Solist Taşçı, “İkisinin de aynı proje içinde, aynı değere sahip bir bütün olarak ortaya konması çıkacak projenin de başarısını ortaya koyacaktı. Hiç duyulmamış veya çok bilinmeyen şiirlerin ortaya konması da çok önemli ve değerliydi. Mehter tarzında bestelenmiş ‘İstanbul’ şiiri Nazım Hikmet’e mi ait diye şaşırıyorsunuz. Veya Yahya Kemal’in çok bilinmeyen ‘Leyla’yı ortaya koyan şiirinde çok ilginç mısralarla karşılaşıyorsunuz. Bu bütünlüğü bilinmezlikle ortaya koyunca ortaya çok güzel bir eser çıktı. Ben de projede bulunmaktan onur duydum” şeklinde konuştu.