Yabancı kelimelerin dilimize etkileri

Edebiyat
BBC Türkçe’de yer alan makalede Yazar, “Türkilizce”ye doğru gidişata dikkat çekiyor. “TÜRKİLİZCE”YE DOĞRU Bilgisayar terimleri, dünyanın pek çok diline İngilizceden bir anda ve kolayca savuşturu...
EMOJİLE

BBC Türkçe’de yer alan makalede Yazar, “Türkilizce”ye doğru gidişata dikkat çekiyor.

“TÜRKİLİZCE”YE DOĞRU

Bilgisayar terimleri, dünyanın pek çok diline İngilizceden bir anda ve kolayca savuşturulamayacak bir akın halinde geldi. Binlerce İngilizce sözcüğe karşılık bulmak hiç kolay değildi. Ama Prof. Dr. Aydın Köksal, bir kişinin, tek başına bile olsa neler yapabileceğinin kanıtı sayılabilecek büyük bir iş başardı; gelen İngilizce terimlere, başta bilgisayar sözcüğü olmak üzere, donanım, yazılım, bilgi işlem, veri tabanı, bilişim, işlemci gibi 2500 dolayında Türkçe karşılık buldu ve Türkçe, Aydın Köksal sayesinde bilgisayar terimlerinin Türkçelerine kavuşmuş oldu. Şimdi can alıcı soru şu: Bu Türkçe terimler herkes tarafından benimsendi mi? Madem ki Türkçe karşılıkları var, bilgisayar eğitimi alan ya da yaptığı iş nedeniyle bilgisayar terimlerini kullanan kişiler hiç yadırgamadan kullanmakta mıdırlar bu Türkçe terimleri? Kullanmıyorlarsa neden?

Belki de yanıt, üç buçuk yıldır Amerika’da yaşadığını söyleyen şu gencin dile getirdiği görüşlerindedir: 

Turkce aslinda son derecede kisir bir dil !

Kutuphane`deki Ingilizce/ingilizce sozluge gozum ilisti. Bir de yaninda duran, “Fakir pazarci tezgahi” gibi siginmis, 2 parmak kalinligindaki Oz Turkce Sozlugune baktim…Baktim…Ve…Uzuldum acikcasi.

Yaniliyor (ve de atiyor) olabilirim , aklimda kaldigi kadari ile Turkce 80 bin kelimeden olusuyor ve gunluk sadece 200-330 kelime ile konusuyoruz (hangi kelimelerle konustugumuzu da hatirlatip, sinirinizi asabinizi bozmaya gerek yok?) Oysa Ingilizce`de bir milyon kelime var ve en az 100 kelime kullaniliyor gunluk diyaloglarda.

Karşılaştırma İngilizce sözlük ile Türkçe sözlük arasında yapılsaymış elmalarla armutlar karışmaktan kurtulabilirmiş. Ama İngilizce Sözlük ile Öz Türkçe Sözlük karşılaştırılmış. “Öz Türkçe Sözlük”, yabancı dillerden gelen sözcüklere Türkçe karşılıklar öneren sözlük demek. İngilizceye dışarıdan gelmiş sözcüklere karşılık öneren “Öz İngilizce Sözlük” diye bir sözlük olsaydı ve bu ikisi arasında karşılaştırma yapılsaydı anlamlı olabilirdi. Gerisi zaten su götürür saptamalar, uydurma rakamlar… Üstünde durmaya değmez. Ama bir şey var. Çok önemli. Anadili hakkında en olumsuz yargıya ulaşmış, anadilinin “kısır bir dil” olduğunu düşünen bir genç var karşımızda. Şöyle diyor olabilirsiniz: “Amerika’da öğrenim görmek için bulunuyorsa ve dört bir tarafı İngilizce ile kuşatılmışsa Türkçe konusunda böyle bir yargıya varması doğal karşılanabilir.” Demeyin. Türkiye’deki en önemli devlet ve vakıf üniversitelerinde öğrenim görenler de Türkçenin “kısır” ya da “yoksul” bir dil olduğuna inan(dırıl)ıyorlar. O okulları bitirdiklerinde çalıştıkları ofislerde, plazalarda nasıl konuştuklarını bilmek ister misiniz?

Buyurun:

Overload oldum, down durumdayım.

Bu case’i handle edebiliyor olmalıyız arkadaşlar.

HR, IT, CTS, UPS bütün departmanlara brief verelim, onların da bu case’e attach olmalarını sağlayalım. Face to face olabilmek önemli.

Reportların deadline’ı yarın fyi.

Ayrıca verileri process, dataları sort edelim!

Sizinle hemen bir meeting set edelim.

Üstelik kurumsal assetlerimizi maximize edecek :))

Ayrıca taskleri de schedule ediyorum, mailleri de forward ediyorum.

Third partyler call back edildi mi?

Peki ya share holderlar? Clientlar assemble edildi mi? Peki emailing yapıldı mı?

Bir üst levela atlama processinde, schedule’un çok gerisinde kaldık.

Bu konudaki major concernümüzü clarify ettiğimizi sanıyordum?

Yaşlandığında işini devredebilmesi için oğlunun da kendisi gibi inşaat mühendisi olmasını isteyen baba, İngilizce eğitimini bitirip dönen çiçeği burnunda inşaat mühendisi oğlunu işten nasıl kovduğunu anlatmıştı da biz dinleyenler kahkahalarla gülmüştük. Oysa olay acıklıydı. Var etmek için bütün yaşamınızı harcadığınız firmanızda oğlunuzla birlikte çalışamıyordunuz; çünkü ortak bir iş diliniz yoktu.

Türk Dil Kurumu’nun kapatıldığı 1983 yılından beri başsız kalan Türkçe, son on yılların dayattığı küreselleşmenin etkisiyle İngilizcenin etki alanına zaten girmişti. Ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarında İngilizce eğitim öğretim yapılması, İngilizcenin beslendiği ana kaynağı oluşturuyordu ama yaygınlaşması yine de sosyal medya yüzünden oldu. İnternet, blog, Youtube, Facebook, Twitter gibi ortam adlarıyla bile İngilizceyi dayatan sosyal medya, İngilizceyi kaçınılmaz bir gereklilik olarak benimsetti.

Değişimin temelinde yaşam tarzındaki değişiklikler var elbette. Mahallelerin ortadan kalkıp sitelerin yaygınlaşması çoğu tarihsel kişilerin adını taşıyan mahalle adlarının da değişmesini gerekli kılmış olabilir ama bu değişim, Türkçeden yana da olabilirdi. Olmadı. “Uphill, Down Town, Incity, My World, My Town” gibi adlar aldı bu yeni siteler. “Outlet”lerin, “center”ların, “showroom”ların, “tower”ların sıradan Türkçe sözcüklermiş gibi rahatça kullanılmalarının yanı sıra yüzyıllardır kullanageldiğimiz “hastane” sözcüğü bile yerini sessizce “hospital”a bıraktı. Yalnız yeni açılan dükkânlar değil, eskiler de İngilizce adlar taşıyan tabelalar astılar dükkânlarına. Kimi “West Side” oldu, kimi “Road Line”.

Korkarım bu gidiş, İngilizce – Türkçe karışımı yeni bir Osmanlıcaya, “Türkilizce”ye doğru…