Türk gençliği Mostar’da

Edebiyat
Mostar dergisi Türkiye’de uzun yıllar boyunca gençliğe yönelik politikalar üretilemediğini hemen herkesin gençliğin önüne birtakım idealler servis ettiğini, ama yapılanlar yalnızca anlatmakla sı...
EMOJİLE

Mostar dergisi Türkiye’de uzun yıllar boyunca gençliğe yönelik politikalar üretilemediğini hemen herkesin gençliğin önüne birtakım idealler servis ettiğini, ama yapılanlar yalnızca anlatmakla sınırlı kaldığından hareketle gençliğe odaklanan bir sayı hazırlamış.

Bu süreçte Necip Fazıl’ın deyimiyle "Zaman bendedir ve mekân bana emanettir şuurunda bir gençlik" için kimse elini taşın altına koymadığını şimdilerde ise gerek devletin gerekse sivil toplum kuruluşlarının farklı çalışmalara imza attığının altını çizen dergide konuyla ilgili farklı yazılar yer alıyor.

Yusuf Kaplan konuyu düşünsel çerçevede ele aldığı yazısında gençliğe sahip çıkılmaması durumunda gençliğin kaybolacağına işaret ediyor ve çözüm için adres gösteriyor: Tasavvuf. İpek Coşkun gençlere yönelik girişimlerdeki temel bir problemi taşıyor satırlara. Coşkun, antik çağdan bugüne konunun ezbere atılan adımlar nedeniyle bir türlü çözüme kavuşturulamadığının altını çiziyor. Hasan Sarı genç nüfusla ilgili ulusal ve uluslararası çalışmaların eksikliğinin ortaya çıkardığı problemleri tartışıyor. Genç-Fed Genel Sekreteri Ahmet Sözbilir’e göre ise gençliğin potansiyelini doğru kullanacağı sağlıklı zeminlerin oluşturulmasının birin öncelik olması gerekiyor. Dosyada görüşüne başvurulan Türkiye Öğrenci Konseyi Başkanı Nihat Buğra Ekinci, Türkiye Öğrenci Konseyi’nin gençliğe yönelik faaliyetlerde önemli bir boşluğu doldurduğunu ifade ediyor. Dosya ile ilgili iki söyleşi var bu ay Mostar’da. Gençlik Kulüpleri Federasyonu Başkanı Ali Dayıoğlu ve Gençlik ve Spor Bakan Suat Kılıçla yapılan söyleşi dikkat çekici.

"TÜRKİYE GENÇLİĞİ"

Türkiye, 28 yaş ortalamasına sahip 75 milyonluk ‘genç’ bir ülke. Nüfusunun 40 milyonu 30 yaşın altında. Başını gelişmiş Avrupalı ülkelerin çektiği dünya nüfusu ise hızla yaşlanıyor. Bu durum, sanayi ve ticaretten bilime, spor ve sanattan siyasete tüm alanlarda dünya dengeleri değiştirecek kadar önemli. Türkiye son yıllarda gittikçe büyüyen ekonomisiyle, aktif dış politikasıyla, yaşadığı yapısal dönüşümle bölgesinde ve dünya sahnesinde önemli bir aktöre dönüşüyor. Mevcut durumun devamı ve hatta dünyanın en önemli aktörüne dönüşebilmesi için tüm potansiyellerini verimli bir şekilde kullanması gerekiyor. Çünkü buna Türkiye’den çok, uzun yıllardır huzur, barış ve adalete ihtiyacı hızla artan tüm insanlığın ihtiyacı var. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi ise bu amaçlara odaklanmış, yarınlarımıza yön verecek milli ve manevi değerlere sahip, okuyan, araştıran, üreten, vizyon ve misyon sahibi gençlerle mümkün. Ama öncelikle, bugüne kadar bu potansiyeli değerlendirmede yaşadığımız sıkıntıları, gecikmişliğimizin nedenlerini, gençliğin sorunlarını ve beklentilerini, onlara nasıl davranmamız ve iletişim kurmamız gerektiğini yerli yerince saptamamız gerekiyor.

Dünya Bülteni