İslami Eser Kaçakçılığının Kalbi İstanbul

Edebiyat
YAKIN zamanda restorasyonu tamamlanan Süleymaniye Camii güvenlik önlemlerinin artırıldığı mekanların başında yer alıyor. 16. yüzyılda yapılan cami onlarca güvenlik kamerasıyla 24 saat izleniyor, hem k...
EMOJİLE

YAKIN zamanda restorasyonu tamamlanan Süleymaniye Camii güvenlik önlemlerinin artırıldığı mekanların başında yer alıyor. 16. yüzyılda yapılan cami onlarca güvenlik kamerasıyla 24 saat izleniyor, hem kapalı hem de açık alanları güvenlik görevlilerinin gözetimi altında. Caminin imamı Ayhan Mansız alınan önlemlerden memnun olduğunu ifade ediyor: “Güvenlik görevlilerinin varlığı bizi güvende hissettiriyor. Allah’a şükür bizim camide herhangi bir hırsızlık yaşanmadı. Yenilenme çalışmaları sonrası her şey kayıt altına alındı ve çok değerli eşyalar müzeye kaldırıldı.”
Sayıları tam olarak belirlenemese de çalınan kıymetli eşyaların arasında tarihi Kuran-ı Kerim’ler, el işlemesi çiniler hatta ahşap duvar paneller olduğu biliniyor.

Son üç yıldır ilgi arttı

Londra merkezli Christie’s Müzayede Evi’nde İslami Sanatlar ve Halı Bölümü’nün başındaki isim William Robinson son yıllarda İslami sanat eserlerine duyulan ilginin arttığını doğruluyor: “1997 yılında Katar piyasaya girdiğinden beri talep giderek artıyor. Özellikle son üç senedir bu eserler çok revaçta. Geçen yıldan bu yana talepte yüzde 30 ila 40 arasında bir artış gerçekleştiğini söyleyebilirim.”
Türk yetkililer de bu artışın elbette farkında. 2011 yılına kadar İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele bölümünün başında görev yapan İsmail Şahin, kaçak İslami eser ticaretinin kalbinin attığı yerin Kapalı Çarşı olduğunu belirtiyor ve sistemin nasıl işlediğini anlatıyor: “Üç dört kişilik çeteler tarihi eserleri müze ve camilerden çalıp Kapalıçarşı’ya getiriyor. Burada eserler Avrupa’yla bağlantıları olan aracıların eline geçiyor.
 

Avrupa’dan özel sipariş geliyor

Arkeoloji eğitimine sahip olan Şahin, Kapalıçarşı’ya pek çok baskın gerçekleştirmiş ve bu baskınlar sırasında ele geçirilen eserler sebebiyle ticaretin uluslararası bir yönü olduğunu ifade ediyor: “Çoğu zaman Avrupa’dan özel siparişler geliyor. Bunun üzerine aracı kişi çeteyi istenen eseri çalmak üzere tutuyor. Camiler bir yana bazı müzelerin bile doğru dürüst güvenliği yok. İşimiz çok zor.”
Güvenlik güçleri kaçakçılıkla mücadelede somut adımların atıldığını söylüyor. 2010 yılında kaçakçılık suçuyla yakalanan 5 bin kişiden toplam 68 bin tarihi eser ele geçirildi. Yakalanan kişi suçu kanıtlanırsa 20 yıl hapis cezasına çarptırılıyor.
 

Kaçakçılığa karşı önlem alan tek merci güvenlik güçleri değil. Geçen mayıs ayında sanat uzmanları, müzayede evleri ve polis teşkilatının katılımıyla Türkiye’nin tarihi eser kaçakçılığı hakkında ilk uluslararası toplantısı gerçekleştirildi. Giderek artan farkındalığa rağmen kafa yapısının değişmesinin zaman alacağı uzlaşılan bir başka konu.

Hürriyet