Edebiyatımız aşiretlerin tekelinde

Edebiyat
Türk şiirinin ‘ak saçlı kartal’ı Bahaettin Karakoç, 70. sanat yılını İstanbul’da kutladı. Küçükçekmece Belediyesi, şeref beratı verdiği Karakoç’u Göl Saatleri Şiir Akşamı&rsquo...
EMOJİLE

Türk şiirinin ‘ak saçlı kartal’ı Bahaettin Karakoç, 70. sanat yılını İstanbul’da kutladı. Küçükçekmece Belediyesi, şeref beratı verdiği Karakoç’u Göl Saatleri Şiir Akşamı’nda ağırladı.

Edebiyatımız aşiretlerin tekelinde

Türk şiirinin çınarlarından Bahaettin Karakoç 70. Sanat yılını Küçükçekmece Belediyesi tarafından düzenlenen bir dizi etkinlikle kutladı. Dolunay şiir ekolünün kurucusu olan ve uzun yıllar tek başına Dolunay Şiir Şöleni’ni düzenleyerek bir şiir geleneğini ayakta tutan Karakoç, üretkenliği ile de dikkat çeken bir şair. İstanbul’da Bahaettin Karakoç için düzenlenen etkinlikler Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul şubesinde başladı. Şair dostları ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay’ın katıldığı bir törenle şeref beratı verilen Bahaettin Karakoç, şiir ile geçen 70 yılın 12 yaşında ettiği bir duanın kabulü olarak yaşandığını söyledi.

70 yılın özeti 12 yaşında verilen söz

Türk Edebiyatı Vakfı’nda düzenlenen panelde ise Doç. Mehmet Narlı ve Yrd.Doç. Bahtiyar Aslan Karakoç’un şiiri ve şair kimliği üzerine değerlendirmelerde bulundular. Doç. Aslan, “Bahaettin Karakoç’un açık sözlü bir insan olduğu konusunda herkes hemfikir. Çok dürüsttür ve düşündüğünü çok sert ifade eder. Açıkça bir şey söylediği zaman tenkit ediyor demektir.

Kurumların, edebi kuşakların kuramlarına, ilkelerine karşı çoğu zaman uyumsuz bir tavır sergiler. Şiirde kendi ilkelerini kendisi koymak ister. Bahaettin Karakoç’un tabiata düşkün bir ruhu olduğunu onu şahsen ve şiiri üzerinden tanıyan herkes bilir. Şiirindeki tema çeşitliliği yaşam şekliyle, tabiatı algılamasıyla ilgilidir” diye konuştu. Toplantı sonrası kürsüye gelen Bahaettin Karakoç, şiir yolculuğunun başlangıcıyla ilgili ilginç bir anekdot anlattı. 12 yaşında şiir yazmaya başladığında bir şiirini gönderdiği Nihat Sami Banarlı’nın “Zengin bir hayal dünyanız var. Biraz daha gayret ederseniz usta bir şair olursunuz” öğüdüne çok sinirlenen Karakoç, “Benim gibi büyük bir şaire bunu nasıl söyler!” diyerek tepki gösterir.

Şiirde yozlaşma Tanzimat’la başladı

Dağlara çıkar, bulutlarla, kuşlarla, tepelerle söyleşir. O gün “Türkiye’nin en büyük şairi olacağım. Allah’ım, sen beni verimli kıl” diye dua eden ve şiiri nefsi için yazmayacağına söz veren Karakoç, o gün bugündür verdiği sözden sapmaz. “Bugüne kadar 18 kitabım yayımlandı. Hiç kendimi tekrar etmedim. Bayatlamış bir şiir yazmadım. Hep yeninin peşinden koştum. Hiçbir okuyucumu evvela kendimi kandırmayacağıma söz verdim. Beni anlayan anlar” diye konuştu. Karakoç, edebiyatımızın geldiği nokta ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Türk şiirinin Tanzimat’la birlikte yozlaşmaya başladığını söyleyen Karakoç, “Türk edebiyatı aşiret edebiyatı haline geldi. Dilimiz, edebiyatımız aşiretlerin tekeline girmiştir

Star