Edebiyat dergileri tablet olur mu?

Edebiyat
Yurtdışında birçok edebiyat dergisi basılı versiyonlarının yanında tablet baskılarını da hazırlayarak günümüz okuruna ulaşmaya çalışıyor. Peki bu uygulama ülkemizde mümkün mü?   Düşünce dünyamızı...
EMOJİLE

Yurtdışında birçok edebiyat dergisi basılı versiyonlarının yanında tablet baskılarını da hazırlayarak günümüz okuruna ulaşmaya çalışıyor. Peki bu uygulama ülkemizde mümkün mü?

 

Düşünce dünyamızın önemli isimlerinden Cemil Meriç, “Dergiler hür tefekkürün kalesidir.” diyor. Özelde ülkemizdeki edebiyat dergilerine bakacak olursak bu kalelerin birer birer düştüğünü görüyoruz. Düşmeyenler de adeta sadece bir kişinin omuzlarında ayakta kalma savaşı veriyor. Özellikle internetin dünyamıza girmesinin ardından edebiyat dergilerinin satışı oldukça azaldı. Öyle ki Türkiye’de en çok satan edebiyat dergisinin tirajı beş bin bile değil. Bu durum aslında yurtdışında da farklı değil. Ancak tablet devriminden sonra birçok dergi, kriz gibi görünen dijital dünyayı, lehlerine çevirmek için önemli adımlar attı. Birçok edebiyat dergisi basılı versiyonlarının yanında dijital yayına da geçerek tabletler vasıtasıyla okuruna çoktan ulaşmaya başladı bile. Bu dergiler yıllık abonelik sistemi ile tablet versiyonlarını internet üzerinden satışa sunuyor. Sadece Amazon.com’da yıllık abonelik fiyatı 15-100 dolar arasında değişen yüzlerce edebiyat dergisi mevcut. Özellikle genç okurların tercih ettiği bu yayınlara ilgi hiç de az değil. Kolay ulaşımı ve basılı olana göre daha ekonomik oluşları dijital dergileri daha cazip kılıyor. Ayrıca bazılarının sesli ya da görüntülü söyleşiler, eser seslendirmeleri, gibi interaktif özellikleri de bulunuyor.    

 

Ülkemizde de son yıllarda tablet kullanımı oldukça arttı. Çoğu kullanıcı online satış kanallarından kitap ya da dergi satın alıyor. Özellikle FATİH projesi ile önümüzdeki yıllarda milyonlarca öğrencinin tablet kullanacağını düşünürsek, gelecekte dijital yayınlar etkisini daha da artıracak. Ülkemizde farklı konularda yayın yapan bazı haftalık ya da aylık dergiler tablet versiyona geçti. Peki edebiyat dergilerinde bu mümkün mü? Maalesef kısa vadede pek mümkün gibi gözükmüyor. Çünkü her şeyden önce bu bir ekip işi. Ayrıca bilişim ve IT konularında bilgi ve deneyim de gerektiriyor. Ülkemizde edebiyat dergilerinin çoğunun yükünü sadece bir kişinin yüklendiği malum. Böyle bir ekibin ve teknolojik altyapının kurulması için elbette maddi destek gerekiyor. Konuyu ülkemizin önde gelen edebiyat dergilerinin yayın yönetmenleri ile masaya yatırdık. Dijitalin kaçınılmaz olduğunu düşünenler de var, basılı olarak yayın hayatına devam etmek isteyenler de.

 

Kâğıttan olanı tercih ediyorum

 

Ali Haydar Haksal (Yedi İklim Genel Yayın Yönetmeni): Kitap ve kâğıdın bizde bir kutsallığı var. Ben bir kitabı okurken satırlarının altını çiziyorum. Kütüphanemin raflarında durunca gezinebiliyorum, yeniden ele alabiliyorum. Dijital yani tablet ortamın böyle bir imkânı var mıdır bilmiyorum. Biz henüz intibak edemedik diyelim. Edebiyat dergileri artan nüfus ve okuma oranına göre geriliyor. Bu, doğru. Dijital ortam olsa artacak mı? Sanal dünya bir gayya kuyusu. Kimse bir yerde mola vermiyor ki. Dergiler, fırından çıkan taze ekmek gibidir. Her ay buğusu tüten bu taze nesneler bizi çekiyor. Elimize alıp kâğıt kokusunu duyumsuyoruz. Tablet olanın böyle bir imkânı var mıdır dersiniz? Dergileri binbir güçlükle çıkarıyoruz. Teknik durumlar da maddi destek gerektiriyor. İnsanlar ellerinde tabletlerle dolaşıyorlar. Geçenlerde tablette kitap okuyan bir arkadaş, “Kitap okumak için açıyorum, biraz okuyunca birden internete giriyorum kitap okumayı unutuyorum.” dedi. Kitap bir tutkudur, elimize aldığımızda sever koklarız. Bir tablet insana aynı duyguyu verir mi dersiniz? Ben bilgisayarı bir daktilo gibi kullanıyorum. Gayyasında yitmek istemiyorum. Ben kâğıttan olan dergi ve kitabı tercih ediyorum.

 

Eninde sonunda dijitale taşınacak

 

Beşir Ayvazoğlu (Türk Edebiyatı Genel Yayın Yönetmeni): Zor zamanlar yaşayan edebiyat dergileri de herhalde eninde sonunda dijital ortama taşınmak zorunda kalacak ve tabii bunun için gerekli altyapıyı kurabilenler yaşayacak. Çok kısıtlı imkânlarla hazırlanan edebiyat dergilerinin bunu nasıl başarabilecekleri konusunda sarih bir fikrim yok. Maliyeti nedir, bu maliyeti karşılamak mümkün müdür, hakikaten bilmiyorum. Bildiğim şu: Dergilerini gazete bayiinden almak, aboneyse postayı dört gözle beklemek, sayfalarını çevire çevire okumak, sayfaları çevirirken kâğıdın dokusunu parmak uçlarında hissetmek isteyenler daha bir süre var olacak. Ama ne zamana kadar? Benim nazarımda, ne kadar cazip olursa olsun, dijital ortamdaki her şey ‘sanal’dır, yani aslında yoktur. Biz kalemle kâğıtla büyüdük; bilgisayarla büyüyen nesilleri anlamakta ve onlara hitap etmekte artık zorlanıyoruz. Belki de yerlerimizi dijital çağın çocuklarına bırakma zamanı gelmiştir.

 

Dergiler dijital olarak da var olmak zorunda

 

Semih Gümüş (Notos Genel Yayın Yönetmeni): İnternet yüzyılın en önemli buluşu mu, bilmiyorum ama en önemli birkaç buluşundan biri. Notos’u altı buçuk yıl önce tasarladığımızda internetin de bizim için önemli bir mecra olduğunu biliyorduk. Önce tanıtım için kullandık. Sonra da Notosoloji.com’u yayına soktuk. Edebiyat, sanat, yayıncılık, kendi ilgi alanımıza dönük teknoloji haberleri Notosoloji’nin içeriğini oluşturuyor. Ama dijital bir dergi de değil Notosoloji. Ben dijital dünyanın getirdiği olanaklara inanıyorum. İnanmasak ne olur? Yeni dünya kendi gerçekliğini aynı zamanda dijital dünya içinde oluşturuyor. Ama bizde edebiyat dergilerinin dijital olarak yayımlanması kolay değil. Her şeyden önce, bir ekip işi bu. Önemli olan, yapamayacaklarımızı bilmek, sonra onları bir yana koymak ama yapılması gerekenin ne olduğunu düşünmek. Bence basılı dergiler dergiciliğin mücevherleri olarak her zaman olacak. Ben hiçbir zaman vazgeçmem ondan. Bu arada dijital olarak da var olmak zorunda kalacak dergiler. Her iki alanda birden yayımlanmak, bir zorunluluk haline gelecek. Bunu yapamayanların etkinliği azalacak.

Ali Pektaş

Zaman