Yirmi İki Kalem Trabzon’u Yazdı

Kitap
Heyamola Yayınları, kentlerin kimliğini edebiyatçılar aracılığıyla ortaya çıkarmak için başlattığı seriye İstanbul ve İzmir’in ardından Trabzon’u ekledi. Trabzon’da doğup büyüyen ya ...
EMOJİLE

Heyamola Yayınları, kentlerin kimliğini edebiyatçılar aracılığıyla ortaya çıkarmak için başlattığı seriye İstanbul ve İzmir’in ardından Trabzon’u ekledi.

Trabzon’da doğup büyüyen ya da bir şekilde yolu buradan geçmiş 22 şair ve yazar; tanıdıkları, sevdikleri, küstükleri ya da kaçtıkları Trabzon’u anlatıyor kitaplarında.Deli fişek bir şehir nasıl olur da bunca zarif ve nazik sözcükle ifade edilebilir? Üniversite yılları Trabzon’da geçen Ercan Yılmaz, "Cemal Süreya yaşasaydı da görseydi aşkların bakımının nasıl yapıldığını Ganita’da" diye yazmış mesela. Ganita, Trabzon deyince ilk akla gelen, şehrin uç taraflarında, sırtı Trabzon Kalesi’ne yaslı bir yer. Güneşin batışını izlemek için herkesin gittiği bir mekân.

Güzel hisar, kale kapısı anlamına geliyor. Bütün lise öğrencileri dünya klasiklerini bu mekânda okurmuş. Trabzon’un yetiştirdiği ne kadar şair, ressam, karikatürist varsa hepsinin yolu buradan geçmiş…

Eğer Ganita’da bir şiir akşamı yapılacaksa okunması gereken şiirleri de listelemiş yazar: İlhan Berk’ten Akşama Doğru, Ahmet Haşim’den Bir Günün Sonunda, Hilmi Yavuz’dan Akşam ve Yazmak, Necip Fazıl’dan Akşam ve Behçet Necatigil’den Akşam şiiri. Ne menem bir yerse burası! Ercan Yılmaz’ın yazdığı, "Ganita, Akşama Doğruyum Ben" kitabını okuyunca kalkıp gidesiniz geliyor.

Heyamola Yayınları, kentlerin kimliğini edebiyatçılar aracılığıyla ortaya çıkarmak için 2010 yılında bir kitap projesi başlatmıştı. Önce 80 yazar, kültür başkenti İstanbul’un 80 semtini yazdı. Sonra 41 kalem sahibi "İzmirim" dedi. Kısa bir süre önce ise "Trabzon’dur Yolumuz" üst başlığı ile Trabzon’a dair 22 kitap çıktı. Bu şehirde doğup büyüyen ya da bir şekilde yolu buradan geçmiş yazarlar; tanıdıkları, sevdikleri, küstükleri ya da kaçtıkları Trabzon’u anlatmış kitaplarında.

Trabzon’da bir mahalleden bahsedeceksek eğer, telkarici Celal Efendi, dokumacı Emine, fanilacı Ayşe, hastalık hastası Sacit Amca ve mahallenin Adile Naşit’i Vesile Teyze’nin geçip gittiği Hacıkasım en doğru adres. Çiğdem Sezer, "Taş Beşiğim Hacıkasım" kitabında, doğup büyüdüğü mahalleye yıllar sonra tekrar gitmiş ve aklında kalanlarla yeni gördüklerini harmanlamış. Mahallesiyle ilgili hiçbir yazılı belge bulamadığı için eski insanların belleklerini yoklayıp her şeyi kayıt altına almış. İlk önce Aldıkaçtı Yokuşu sokağının adının nereden geldiğinin peşine düşmüş. Sakinlerden Perukan teyze ayaküstü bir çırpıda anlatıveriyor: Kayınpederi Ali Efendi, Osmanlı’da askermiş de, baskın düzenlermiş düşman karargâhına da, alıp kaçırırmış askerlerimizi düşmanların elinden de… Bir gün paşası demiş ki, "Senin namın Aldıkaçtı olsun…"

TRABZON’UN TANINMIŞ SİMALARI

Böyle bir projede ister istemez Trabzonlu edebiyatçı Nazan Bekiroğlu’nun olmaması dikkat çekiyor. Yayınevinin sahibi Ömer Asan, "Nazan Hanım, yoğunluğundan dolayı katkıda bulunamayacağını söyledi." diyor. Ama yazarın çocukluğunun geçtiği Sotka Mahallesi’nde babasıyla çekildiği bir fotoğrafa Ayşe Sevim’in yazdığı "Trabzon’un Denizden Koparılan Kalbi Sotka" adlı kitapta ilk kez yer veriliyor. Sotka, Trabzon’un en eğlenceli kıyı mahalleleri arasında. Şimdi o sahilden eser yok, yol geçiyor. Bekiroğlu’nun büyüdüğü, bugün yıkılıp yerine apartman yapılan evleri Kuloğlu Sokak ile Hallaçoğlu Sokağı’nın köşesinde bulunuyormuş. Babası Sabri Bey gibi amcası, eski belediye başkanlarından Ahmet Rasim Karanis de ölene değin Sotka’da yaşamış. Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş de bu mahalleden. Ayşe Sevim, kitabı yazma aşamasında Şenol Güneş ve arkadaşı eski Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canikoğlu ile görüşerek anılarını kitabına eklemiş.

"Trabzondur Yolumuz" dizisinin tek sorunu, kitapların arka kapak yazılarının hepsinin aynı olması. Önsözden alıntılanan yazının Hacıkasımlı Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın yazmasının etkisi büyük elbette ama bu en çok Ganita kitabına haksızlık. Bir kitapseverin yorumu dikkate değer: "Arka kapak okumayı sevenlere büyük ayıp."

‘Trabzon’dur Yolumuz’

Trabzon’un 22 semt veya mahallesini, yolu bir şekilde bu şehirden geçmiş isimler kaleme aldı. İşte o isimler ve kitapları: Adnan Taç: Bir Kalekapı’m Vardı, Ahmet Özer: Trabzon’un Kalbi Meydan, Ayşe Sevim: Trabzon’un Denizden Koparılan Kalbi Sotka, Bekir Gerçek: Başkentin Baş Mahallesi Ortahisar, Çiğdem Sezer: Taş Beşiğim Hacıkasım, Ercan Yılmaz: Ganita "Akşama Doğruyum Ben", Ertuğrul Aydın: Trabzon’un B Kapısı Kalkınma, Esma Âlâ: Kavakmeydan "Gözü, Gözümdü", Hasan Kantarcı: Babamın Veresiye Defteri Moloz, Hayrettin Orhanoğlu: Sessizliğin Karanlığında Kemeraltı, İlkay Somel: Çömlekçi’ye Kar Yağıyordu, Kadri Özcan: Arafilboyu Çağlayan Merdivenler, Kudret Emiroğlu: Okludere, Mehmet Ongan: Bela Vista Soğuksu, Murat Başman: Kendi Odağında Bir Uzunsokak, Murat Ergin: İçimdeki Mavi Beyaz Faroz, Mustafa Reşat Sümerkan: Trabzon’un Yaşlı Bakkalı Mumhaneönü, Öner Ciravoğlu: Aziz Eugenios’un Rüyası Yenicuma, Serkan Türk: Güneşli Bayir Erdoğdu, Şengül Öymen Gür: Gazipaşa’nın Yerlisi Olmak, Tayfun Pirselimoğlu: Mithra ve Bıldırcınlar Boztepe, Yaşar Bedri Özdemir: Ayasofya Mahrem, Kemik Falı ve Lacivert

"Edebiyatçıların bakışı çok yönlüdür gönül gözüyle bakarlar şehirlere"

Ömer Asan (Heyamola Yayınları Yayın Yönetmeni): "Türkiye, kentsel dönüşüm projelerine sahne olmaktadır. Bu dönüşüm projeleri kentleri neredeyse yüzlerce yıllık kent tarihinden koparmakta, halkın sosyal ve kültürel bağlarını yok etmektedir. Buradan yola çıkarak, tarihi derinliği olan kentleri ve semtlerini yazılı kayıt altına alma fikri oluştu. Trabzon’da yaşayan edebiyatçıların, bulundukları semtleri; kendi yaşam deneyimlerinden yola çıkarak yazmalarını istedik. Bir kentin tarihini, coğrafyasını, toplumsal hayatını, geçirdiği değişimleri, insan tiplerini, yollarını, aşklarını, gecesini gündüzünü, folklorunu herkes kendince görür. Bir tarihçi, coğrafyacı, toplumbilimci, turizmci kendi bilgi alanıyla sınırlı bir bakışla yaklaşır bütün bunlara. Edebiyatçının bakışı ise çok yönlüdür. Edebiyatçı, çevresine gönül gözüyle de bakar."

Zaman