Yeni çıkan kitaplar

Kitap
Edebiyat, psikoloji, teknoloji, yaşam, din… Yeni çıkan kitaplar okuyucuyla buluşmaya devam ediyor. Temmuz  ayında da birbirinden güzel kitaplar raflardaki yerini aldı. On5yirmi5 olarak Temm...
EMOJİLE

Edebiyat, psikoloji, teknoloji, yaşam, din… Yeni çıkan kitaplar okuyucuyla buluşmaya devam ediyor. Temmuz  ayında da birbirinden güzel kitaplar raflardaki yerini aldı. On5yirmi5 olarak Temmuz ayında yeni çıkan kitapları sizler için derledik.

İşte yeni çıkan kitaplar:

AKIL FİKİR YAYINLARI

Kr1pt0- Oğuz GÜL

Gözleri bir anda açılmıştı. Kalkıp kalkmama konusunda kısa bir tereddüt yaşadı. Hareketlerinin bir robottan farksız olduğunu hissetmişti uyanır uyanmaz. Yattığı yerde bir an durup, düşündü. Kimdi o? Kim olduğunu bilmiyordu. Yavaşça doğruldu ve yüzünü hatırlayamadığını fark etti. Hareketlenmişti. Çevresini gözleriyle taradı. Darca bir odaydı, ayna aradı gözleri. Basitçe bir lavabo ve önünde sırrı paramparça olmuş eski bir ayna gördü.

Solgun aynada gördüğü yüzünün, etkileyici bir yanı olduğunu düşündü. Pürüzsüz bir teni vardı. Sakalı yoktu. Ama traş olduğunu hatırlamıyordu. “Lanet olsun,” dedi kim olduğunu hatırlamıyordu, sakal kimin umurundaydı? Kazınmış saçlarının sayesinde pürüzsüz olan kafasında elini gezdirdi.

Oda çok sade döşenmişti. Tozla kaplanmış cama giderek dışarıya baktı. Eski bir binada olduğunu hissediyordu, sokak boştu. Karşıdaki binanın camları da kirden görünmüyordu. Sokak çok uzun değildi. Pencerenin izin verdiği kadarıyla sokağın bitimindeki binaya eğilerek baktı. Camın açılmayacağını düşünüyordu. Açmaya çalışanın elinde kalacakmış gibi duran bir görüntüsü vardı. Karşı binanın saçaklarına tünemiş birkaç güvercin gördü.

Derdin Nedir Yunus – Bahattin ÜNAL

YeniBir kasabaya yaklaşıyordu yine. Güneşli bir kış günüydü. Evlerin bacasından dumanlar tütüyor, köpeklerin havlaması duyuluyordu. Uzaktan çığlık ve feryat sesleri duyuldu. İleride, atlı askerler vardı. Ağır adımlarla dikkatlice yürürken bir ses duydu.

-Şişt. Hey derviş.

Sesin geldiği yeri aradı. Sağa sola baktıysa da kimseyi göremedi.

-Derviş kardeş. Şişşt, bu tarafa bak.

Kısık bir sesle konuştuğuna göre sesin sahibi, kendisini gizliyordu mutlaka.

-Derviş, sağ tarafındayım, bak hele.

Yunus, sağ tarafına bakınca, yıkık dökük harabe halde bir ev gördü. Ses o taraftan geliyordu. Yerle bir olmuş yıkıntıların içinden  sallanan bir eli fark etti.

-Çabuk buraya gel. İleride askerler var. Seni görmesinler. Durma hadi gel..

Yunus, o tarafa doğru yürüdü .

 

KUŞAK YAYINLARI

Osmanlı Padişahlarının Hobileri ve Bilinmeyen Yönleri – Metin REİS

İnsanların çoğu iş yaşamından arta kalan zamanlarda keyif aldıkları başka uğraşlarla ilgilenir, stresten arınıp iyi vakit geçirmek için ilgi duydukları alanlarda çalışır. Modern zamanlarda adına hobi dediğimiz bu uğraşlar şimdikinden farklı olsalar da Osmanlı döneminde de yaygındı ve birçok insanın olduğu gibi Osmanlı padişahlarının da özel merakları vardı. Devlet işlerinin yoğun ve yorucu mesaisinin ardından bunlarla ilgilenerek bir nebze olsun dinlenip rahatlıyorlardı.

YeniOsmanlı Padişahlarının Hobileri ve Bilinmeyen Yönleri, Osmanlı tarihine dair şimdiye dek pek işlenmemiş bir konuya, padişahların günlük yaşamlarına ve ilgi duydukları alanlara ışık tutuyor. Metin Reis’in yazıp Erdoğan Oğultekin’in resimlediği eser, çocuk kitapları konusunda iddialı bir yayınevinden, Kuşak Yayınları’ndan çıktı.

Kitapta; savaşlardan, fetihlerden, devlet işlerinden arta kalan zamanlarda padişahların neler yaptıkları, kimlerden eğitim alıp hangi alanlarda uzmanlaştıkları neşeli karikatürler eşliğinde anlatılıyor.

Henüz şehzadelik yıllarında özel hocalardan ders alan padişahlar ileriki yıllarda pek çok sanat ve zanaat dalında eserler vermiş. Bu kıymetli eserleri çevrelerindeki paşalara ve beylere satıp muhtaçlara sadaka olarak dağıtmışlar. 36 padişahından 27’si şair olan Osmanlı’da şiirin yanı sıra müzik, resim, avcılık, kuyumculuk, marangozluk, hattatlık, hakkaklık, oymacılık ve kemankeşlik alanlarında eserler verilmiş.

Oldukça yetenekli bir şair ve kuyumcu olan Yavuz Sultan Selim kitapta şöyle anlatılıyor: “Merhaba gençler! Ben Sultan Selim. Beni sizler daha çok Yavuz olarak tanırsınız. Şehzadelik yıllarımda gençliğin verdiği enerji ile biraz hareketli ve atik idim. Bu nedenle büyüklerim bana bu unvanı vermişler.

Devlet işlerindeki titizliğim ve biraz da celalli oluşumdan olsa gerek benden bahsedilirken hep bu yönüm öne çıkarılmıştı. Şimdi beraberce bakalım başka ne gibi özelliklerim varmış.

Boş zamanlarımda hobi olarak çok ince bir işçilik isteyen kuyumculukla ilgilenirdim. Bu meslekte son derece mahirdim.

Kuyumculuğun yanı sıra çok kitap okumam yani “kitap kurdu” olmamla da tanınmıştım. Geceleri üç dört saat uyur, geri kalan zamanda kitap okurdum. Çok okumaktan gözlerim bozulmuş ve bu nedenle gözlük kullanmak zorunda kalmıştım.

Kitap okurken satırları rahat takip edebilmek için özel olarak hilâller (ayraçlar) yapmıştım. Bu hilâllerin uç kısımlarına kıymetli taşlar yerleştirirdim. Ayrıca iyi bir yay ustasıydım. Ok atmayı da çok severdim.

Sevgili gençler! Şunu da ifade etmek istiyorum: “Onca zenginliğe rağmen son derece sade bir hayat yaşadım. Halkım içinde tek öğün yemek yiyenden daha zengin değilim” diyerek her zaman tahta kaşıkla tek çeşit yemek yerdim.

Şiire merakımdan bahsetmeye gerek yok değil mi? Ben de şairdim. Şiirlerimi “Selimî’ mahlası ile yazdım. Türkçenin yanı sıra Farsça ve Arapça şiirlerim de vardır.”

Osmanlı Padişahlarının Hobileri ve Bilinmeyen Yönleri, keyifli üslubu ve birbirinden eğlenceli karikatürleriyle çocukların ilgisini çekerken tarihi gerçekleri ve ecdadımızın örnek alınması gereken hayatını anlatıyor. Aynı zamanda padişahların gerçekleştirdikleri seferlere, fethettikleri yerlere, inşa ettirdikleri mekânlara, dönemin önemli olaylarına ve devrin âlimlerine de sayfalarında yer veren kitap çocuklara tarihimizi sevdirip bir tarih şuuru kazandırmak için muhakkak edinilmeli.

 

MANA YAYINLARI

MüslümanCA Demokrasi: Bir Adalet Teorisi – Mustafa Çevik

YeniElinizdeki kitapta şu soruların yanıtı aranmaktadır:

– İslam’ın bir yönetim teorisi var mıdır?

– Neden Kur’an devlet ve yönetim şeklini tanımlamaktan çok adalete vurgu yapmıştır?

– Ve neden devletin başına gelecek kişileri belirlemekten çok gelecek kişinin uyacağı ahlakı belirlemiştir?

– İslam’da bir demokrasi kültürünün zemini var denilebilir mi?

– Demokratik kültürün Müslüman toplamlarda az olmasının nedeni İslam mıdır yoksa Müslümanlar mıdır?

– Demokrasi laik olmak zorunda mıdır?

– Demokrasiyi savunmak dinden çıkmaya neden olur mu?

– Demokrasi bir itikat sorunu mudur ahlak sorunu mudur?

– İslam’da “ilahi devlet” ve “beşeri devlet” diye bir ayırım var mıdır?

– Demokraside halk sonsuz egemen midir?  Mesela halk insan haklarını da kaldırabilir mi?

 

KÜRE YAYINLARI

Felsefe Atlası: Düşünmenin Mekânları ve Yolları- Elmar Holenstein

Felsefe Atlası: Düşünmenin Mekânları ve Yolları eşi benzeri olmayan bir eser: Dünyanın dört bir yanındaki felsefe akımlarını kapsayan, insanlığın fikir tarihini 41 ayrı haritayla görselleştiren ve felsefenin göz ardı edilen coğrafya boyutunun tarihine dair cevaplar sunan bir atlas.

Bu Atlas felsefenin soyut bir kavramdan fazlası olduğunu gösteriyor. Bunu olabilecek en görsel biçimde yapabilmek için çok sayıda harita ve diyagram yardımıyla “düşünmenin mekânlarını ve yollarını” gözler önüne seriyor ve başlangıcından günümüze, Afrika’dan “Orta Ülke” Zhongguo’ya dek insanlığın fikir tarihini nakış gibi işliyor.

YeniFelsefe ve bunun temsilcilerinin kavranması, Elmar Holenstein’ın bu kitabı hazırlarken önem verdiği unsurlardan sadece biri. Yazar bunun ötesinde kültürler arası fikir alışverişine, dünyanın çeşitli köşelerini birbirine bağlayan ilişkiler ağına ağırlık vermiştir. Felsefe öğretileri, birbirinden yalıtılmış hâlde incelenemez, gelişir ve çevrelerine bağlı olarak değişirler. Nitekim “Avrupa Felsefesi” tabir edilen yönelim, sadece Hellas’tan çıkıp Roma üzerinden Paris, Oxford ya da Königsberg’e ulaşmamış, asıl önemli kazanımlarını Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika gibi “yan yollara” sapmasıyla edinmiştir.

Haritalar ve bunlara eşlik eden metinler, düşüncenin tarihini bir kez de farklı bir perspektiften değerlendirmeye davet ediyor. Dünyanın tüm kara parçalarının eşit bir bakış açısıyla değerlendirildiği bu kitapta, Avrupa merkezli adlardan vazgeçilmiş, yabancı adlar yerine özgün adlar tercih edilmiştir. Dolayısıyla, mesela Ön Asya, bu kitapta, Güneybatı Asya; Kore ise Han’guk olarak adlandırılmıştır.

“Düşünmenin mekânları ve yollarına” doğru çıkılan bu seyahatte biri kişileri, diğeriyse yerleri kapsayan iki geniş dizin eşlik ediyor. Felsefenin tüm mekânları ve büyük küçük tüm düşünürlerin ömürlerini geçirdiği yerlerin ayrıntılı biçimde yer aldığı bu dizinler, uzmanalar bir kaynak metin; felsefeyle yeni ilgilenenlereyse birer bilgi hazinesi sunuyor.

“Eğitimli bir aklı coğrafyadan daha iyi işleyen ve yetiştiren başka bir kavram yoktur” Immanuel Kant

 

NESİL YAYINLARI

Beyaz Mercan Siyah İnci-M. Fatih Çıtlak

Ey oğul, bağlarından kurtul da gel! Bırak şu dünyaperestliği artık. Biz sana, “Malını mülkünü at da gel!” demiyoruz. Onlar ecsamı süslemek içindir, kalbini doldurman için değil. Kalbinden at, at ki bir gönle iki sevda sığmaz. Bir kölenin iki efendisi olmaz. Ya bu dünyaya köle olacaksın ya da seni de, cümle mevcudatı da halkeden Cenâb-ı Hakk’a kul olacaksın. Mademki sen, kalbinde bu dünyanın ötesinde bir âlemin varlığını hissediyorsun, mademki Allah Teâlâ’ya karşı bir yakınlık, O’nun razı olacağı bir alaka kurmak derdine düştün, mademki sebeb-i icad-ı âlem ve mefhar-ı benî Âdem Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vesellem efendimize bir gün kurban olmak ümidiyle tâbi olmayı, ümmet olmayı canı gönülden istiyorsun, artık fâni zevklerle nefis sermayeni, ömür istihkakını israf etmeyi bırak.

Nefsin, Hazret-i Allah’a sunacağın mektubun gibidir. O mektubu sahibine götürecek ulak olan ecel henüz kapını çalmamışken, aç içini bir oku. Olur da enbiyaya ve evliyaya layık değilse orada yazanlar, hiç “Ne yapalım, bizim kısmetimize de böylesi düşmüş, kaderim buymuş.” gibi saçma bahanelerle daha fazla vakit kaybetme. O mektubu derhâl yırt at da yenisini yazdırmaya bak. Nihayetinde kader dediğin, bir anlamda Cenâb-ı Hakk’ın sana özel hazırladığı imtihandır. Başına gelmesi mukayyet olandan kaçış yoktur.

Ey can! Gözünü aç, sana başına gelecekten sorulmayacak, ondan sonra ne yaptığından sorulacak…

Hadis El Kitap Serisi(1-2-3-4)

Hadis El Kitabı serisi dört kitaptan oluşuyor: Bir İman ve Ahlak Rehberi, Bir Hayat ve Edep Rehberi, Bir Takva ve Kulluk, Peygamber Efendimizi (sav) Tanıma Rehberi…

Her bir kitap muhtevası sebebiyle mühim ve ince manalarla dolu…

Seride, tüm insanlara rahmet olarak gönderilen ‘En Sevgili’nin dilinden verilen, iman, ahlak, İslam, ilim, kulluk, takva, hayat ve edep konuları üzerine hadisler yer alıyor. Ayrıca Efendimizin sireti, sureti, hâl ve hareketleri üzerine hadisler de… Deri toplu bir şekilde hazırlanan, konularına göre tasnif edilen ve yol gösteren bu hadisler bir pusula vazifesi görecek.

Bu seri, Efendimizin sünnetine uygun yaşamak isteyen, ahir zaman fitnelerinden kurtulmayı arzu eden müminlere, özellikle gençlere sünnet-i seniyeyi tanıtmak gayesinde…

Kolayca okunabilecek bir başucu kitaplığı…

YeniYeniYeniYeni

İnebolu Kahramanları – İhsan Atasoy

İnebolu, maddi istiklal harbimizde olduğu gibi manevi istiklalimiz olan iman kurtarma davasında da önde gelen bir vatan toprağımızdır.

Yeni1943’ün karanlık Türkiye’sinde her yerden toplanıp Denizli hapsine gönderilen elli küsur Nur talebesi arasında, on ikisinin bu küçük kasabadan gönderilmiş olması, burada yapılan hizmetin büyüklüğünü anlatmaya yeterlidir.

Evet, başta baba-oğul Ahmed Nazif ve Selahaddin Çelebiler olmak üzere, İbrahim Mırmırlar,  Ziya Dilekler, Ahmed Şaşmazlar, Zühtü İşeriler, İbrahim Fakazlılar ve daha niceleri bu küçük vatan parçasını bir Nur fabrikası hâline getirmişlerdir. 1954’e kadar Türkiye’ye yayılan Risale-i Nur’ların üçte ikisini İnebolu’nun basıp yaymaya muvaffak olması, buradaki hizmetin boyutunu göstermesi bakımından manidardır.

İşte o zor şartlar ve ağır baskılar altında iman hizmetinde İnebolu Kahramanları’nın gösterdikleri cansipârâne gayret ve fedakârlıklarını bu kitapta bulacaksınız. Nur hizmetindeki gayretlerini okudukça, Üstad’ın onlar için neden ‘İnebolu Kahramanları’ ve ‘Küçük Isparta’ dediğini daha iyi anlayacağız.

Sünnete Göre Günlük Hayat – Mehmed Paksu

Yeni“De ki: Siz gerçekten Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Âl-i İmran, 3:31.)

Allah’ın sevdiği bir kul olmak ve Müslümanca yaşamak için en güzel örnek, Resûlullah aleyhissalâtü vesselâmdır. Onun yaşadığı gibi yaşamak imanımızın ve kulluğumuzun gereğidir.

Peki Resûlullah’ın sünnetini derli toplu nasıl öğreneceğiz?

İşte bu kitap sünneti merak eden ve hayatına taşımak isteyen herkese böyle bir fırsat sunuyor.

Sevgili Peygamberimizin günlük hayatı nasıldı, İslâm’ı nasıl yaşardı, insanlara nasıl davranırdı; ibadeti, kulluğu, aile hayatı, oturup kalkması, yemesi içmesi, alışverişi, inceliği, zarafeti nasıldı?

Şu müjdeyi hep hatırlayalım:

“Kim benim sünnetimi yaşar ve yaşatırsa beni sevmiş demektir. Beni seven de cennette benimle beraber olacaktır.” (Tirmizî, İlim 16.)

Süper Miniklerin Bilgi Dünyası-Lale Süphandağı

Süper Miniklerin Bilgi Dünyası Okul Öncesi Eğitim Seti, okul öncesi eğitimin temel ilkeleri doğrultusunda eğlenceli, oyunlu, bilimsel içerikli, eğitici, öğretici ve değerler eğitimiyle de ilköğretime hazırlayıcı niteliktedir.

YeniYeni okul öncesi eğitim programının kazanım ve göstergelerine uygun olarak hazırlanmıştır. 48-60 ay çocuklarına hitap etmektedir. Gems Programı, proje tabanlı ve öğrenci merkezli öğrenme, Scamper Tekniği gibi farklı eğitim programlarının zenginliklerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.

Süper Miniklerin Bilgi Dünyası Okul Öncesi Eğitim Seti, çocuklarımızın tüm gelişim alanlarını destekleyici niteliktedir. Sette çocukların düşünme ve öğrenme becerilerini desteklemeye yönelik birçok etkinlik bulunmaktadır.

Bu setle çocuklar öğrenmenin, öğretmenler de öğretmenin tadına doyamayacaktır.

 

İZ YAYINLARI

Erdem Bayazıt ve Şiiri – Murat TURNA

YeniSahip olduğu sanat ve edebiyat anlayışını estetik bir bütünlük içinde inşa eden Erdem Bayazıt, yerli ve millî bir sanat zevkini eserlerinde ışıklı çizgiler halinde sergileyen güçlü bir şairdir. Çeşitli cereyanların tesiriyle mühim aşamalar kaydetmiş olan modern Türk şiirinin önemli bir temsilcisi olan Bayazıt, kendi özgün ve köklü sanat anlayışını şiirlerinde başarıyla yansıtır. Bunu yaparken içinde yaşadığı çağı da gözardı etmez; kendi çağına tanıklık ederek onu sorgular. Erdem Bayazıt’ın entelektüel biyografisi, sanat hayatı, kitapları ve şiirini konu edinen bu bilimsel çalışma, şairimizin Türk edebiyatında işgal ettiği önemli yeri çözümlemeye ve taşıdığı sanatçı duyarlığın dışa vuran ifadelerini değerlendirmeye çalışmaktadır.

 

Şark’ın Şiiri İran Sineması – Cihan Aktaş

YeniModern bir çağda İslâmî bir yaşantı sürdürmenin yollarını arayan bir insanın hayatında tasvirin yeri ne olmalıdır? Sinema ile değerlerin iletilmesi mümkün mü? İslâmiyet hayatın bütün alanlarını kapsayan bir din olduğuna göre, dinî bir sinemadan söz etmek ne kadar anlamlı? Cihan Aktaş bu kitabında, bu ve benzeri soruların ardına düşerek düşünmeye ve araştırmaya başlıyor. Akabinde ise insanlığı büyük ölçüde etkilemiş olan sinemanın dinin evrensel idealleriyle olan ilişkisini de içeren büyük bir portre çiziyor. İran özelinde sinema filmlerinin değişimi, dönüşümü, Dünya sinema sahnesinde aldığı rol, kitabın ana izleğini oluşturuyor.

Çocuğa Adanmış Konuşmalar – Mustafa Ruhi Şirin

YeniYaşamakta olduğumuz çağ, çocukların sorunlarının her aşamasının tartışıldığı ama buna rağmen kökten çözümlerin geliştirilemediği bir çağ. Mustafa Ruhi Şirin, Çocuğa Adanmış Konuşmalar’da çocuğun biricik özne olmasını engelleyen ülkelerin zihniyet körlüğüne ve dünya sistemine karşı, en bütünlüklü çözümlemenin medeniyet odaklı çocuk paradigması olduğunu savunuyor. Medeniyet, çocuk hakları ve medya konusunda kendisiyle yapılan söyleşilerde, çocuğun nasıl odağa alınacağını izah ediyor.

Televizyon, Çocuk ve Aile – Mustafa Ruhi ŞİRİN

Çocuğun medya ile imtihanı aslında bir açıdan toplumun ve ailenin medya ile imtihanı anlamına geliyor. Aile, Eğitim Sistemi, Medya, Devlet ve Küresel Sistem yeni çocukluğun medya ile ilişkisinin sorumlusu artık. Mustafa Ruhi Şirin, bütün bu parametreleri dikkate alarak merkez medya televizyon üzerinden, erken çocukluk döneminden başlayıp yetişkin medyası tüketmeye doğru yol alan yeni çocukluğu ve karşısındaki medya sarmalını yorumluyor.

Deli Durumrul –  Lütfi Parlak

YeniDilden dile aktarılarak günümüze kadar ulaşan, hikâye kültürümüzün can damarı sayılabilecek Dede Korkut Hikâyelerinin dünya edebiyatındaki yeri tartışılmazdır. 15. yüzyılda yazıya geçirildiği tahmin edilen bu hikâyelerin en bilinenlerinden olan Duha Koca Oğlu Deli Dumrul, Lütfi Parlak’ın yeniden yazımıyla okurlara ulaşıyor.

 

 

İki Dünya – Rasim Özdenören

İki Dünya yazıları, Türkiye’deki Batılılaşma sürecinin ortaya çıkardığı çelişki ve bunalımları, bir uygarlık perspektifinden değerlendirme amacına yöneliktir. Bu yazılarda bünyesine uygun bir “yenileniş” fikrine sahipken, kendisine tepeden ve “resmen” dayatılan değişimi özümleyememiş Müslüman bir toplumun çıkmazları, arayışları ve yönelişleri konu edilir. Özdenören Batı karşısında eleştirel ve hatta yer yer reddedici bir tutum takınır, kendine özgü analitik üslubuyla meselelerin derinine iner.

Yeni

 

REVAK KİTABEVİ

Maârifî Nefesler – Yayına Hazırlayan: Kahraman Özkök

Ehlibeyt’in bâtınî yolu, Hazret-i İmâm Rıza efendimiz ile Horasan’a ulaşmış, orada Türkler ve diğer bölge kavimleri ile buluşmuş ve zamanla İslâm coğrafyasının her yerine yayılmıştır. Hazret-i Fethü’l-Maârif de, söz konusu yolun bu topraklardaki en önemli temsilcilerinden biridir. Rifâiyye’nin Maârifiyye kolunun sahibi Fethü’l-Maârif hazretlerinin ve silsilesinden altı halifenin nutuklarını içeren Maârifî Nefesler, Ehlibeyt’in bâtınî yolunun inceliklerini beyan etmektedir. Hakikat-i Muhammediyye ve Sırr-ı Aleviyye’ye sahip velîlerin, kimi zaman şifreli diyebileceğimiz bir tarzda, kimi zaman coşkulu ve sade bir anlatımla izhar ettikleri nefesler, bu zevâta inananların pek çok müşkilini hâllederken, yolu merak edenleri de hayret vadisine sürükleyecektir.

ENSAR YAYINLARI

Osmanlıca Okumayı Öğreniyorum: Osmanlıca’ya Giriş – Ali Altınsoy

Bu kitapla okurlarımıza, resim, alıştırma ve bulmacalarla eğlenceli bir Osmanlıca öğretimi sunmak istedik.

YeniKitapta, temel harf ve gramer bilgileri hakkında oldukça kısa bilgiler verilmiştir. Daha sonra her bir harfin metin içerisinde yazılış şekilleri, farklı yazı karakterleriyle verilerek, harflerin kelimelerin içindeki konumlarıyla ilgili örnek tanıtımlar yer almıştır. Ayrıca, hayatımızda sık kullandığımız isimler, resimlerle birlikte sunularak, “okuduğunu anlamak” kolaylaştırılmıştır. Gene konuşmalarımızda sıklıkla kullandığımız, sayılar, aylar, haftanın günleri, zamirler kolay ezberlenmeleri için renkli tablolar içerisinde sunulmuşlardır. Osmanlıca bazı orijinal kitaplardan alıntı yaptığımız okuma metinleri ise bulmaca ve alıştırmalarla oldukça rahat bir okuma çalışması sağlıyor. Kitap, mezar taşlarından, şecere, harita ve şiir okumalarına kadar pek çok metin okuma örneğine sahip.

Günümüz Müslümanı İçin Din Kültürü “İslâm Birlikte Yaşama Ahlakıdır” – İsmail Özcan

Kitapta yer alan yazıların, dolayısıyla kitabın bütününün temel tezi ve mesajı şudur:

YeniBilhassa son yarım yüzyıldan bu yana yerli, yabancı bazı kişi ve çevrelerce görülmek ve gösterilmek istendiği gibi İslam’ın; katı, duygusuz, acımasız, akıl dışı, fanatik bir din olmadığıdır. Tam tersine bu dinin; sevgiyi, merhameti, bağışlamayı, öğrenmeyi, aklı kullanmayı, adaleti, dürüstlüğü vb insani ve toplumsal erdemleri emreden ve tarihinde bunları yaşatmış olan bir din olduğudur. Son ilahi din olmasının tabii sonucu olarak her çağın din ihtiyacına cevap verebilecek yeterlilikte manevi değerleri ve kuralları bünyesinde barındırdığıdır.

Konularına Göre Arapça-Türkçe Resimli Büyük Sözlük – Muhammed Sabır El-Haznevi

YeniBu sözlük, 4.000 adet resimle, Türkiye’de yayınlanan en büyük Arapça-Türkçe resimli sözlüktür.

Dil öğrenmenin yolu, kelime ezberlemekten geçer. Resimler, ciddî manada ezberi kolaylaştırmaktadır.

Bu sözlüğün ana gayesi, kelime ezberlemeyi kolaylaştırmaktır. Her gün 1 sayfa ezberleyerek kısa zamanda büyük bir ilerleme kat edebilirsiniz. Eğer günde 11 kelime ezberlerseniz, bir yılda 4.000 kelime ezberlemiş olursunuz.

Sözlükteki kelimeler, Arapça’da en sık kullanılan kelimelerdir.

Ezberlemeyi daha da kolaylaştırmak için kelimeleri konularına göre gruplandırdık. Sözlükte, 32 bölüm vardır ve her bölüm, kendi içinde gruplara ayrılmıştır. Ayrıca, kitabın sonunda Arapça alfabetik sözlük de mevcuttur.

Sözlüğün sonuna, atasözlerinden oluşan bir bölüm de eklenmiştir.

Bu sözlük, temel düzeyde Arapça bilen, İmam-Hatip Lisesi ve İlahiyat Fakültesi talebeleri, İlahiyat Fakültesinden mezun olan talebeler, Arap Dili Bölümü talebeleri, medrese talebeleri ve Arapçasını geliştirmek isteyenler için hazırlanmıştır.

 

YAZILAMA YAYINLARI

Küba Tarihi – José Canton Navarro – Çeviren: Gözde Kök- Ali Somel

Küba’da Fidel Castro ve arkadaşlarının bütün dünyada saygı uyandıran mücadele ve başarılarının nasıl bir tarihsel arka planı olduğunu anlamak isteyenler için Küba’nın önemli tarihçilerinden José Canton Navarro’nun bu çalışması önemli bir fırsat sunuyor. Yerli halkın neredeyse tamamının işgalci

İspanyollar tarafından yok edildiği küçük bir adada, halkın, yaklaşık 50 yıl süren zorunlu mücadelelerin ardından elde edilen özgürlüğe büyük bir kıskançlıkla sahip çıkmasına şaşırmamak gerek. Navarro, işte bu mücadelelerin çarpıcı öyküsünü anlatıyor. İşgalciler, zalimler, sömürgeciler, diktatörler, faşistler, emperyalistler, çeteciler, rüşvetçiler, sömürücüler, pezevenkler… Ve onlara karşı direnme azminden hiçbir şey yitirmeyen onurlu bir halk, onların önderleri!

Yeni Müzik – Aaron Copland – Çeviren: Ali Cenk Gedik

Bu kitap, Türkçede hakkında çok az metin yayımlanmış olan 20. yüzyıl müziğinin kapsamlı bir incelemesini içeriyor. Yeni Müzik olarak adlandırılan bu türün Avrupa’da yavaş yavaş ortaya çıkışını takip ediyor; Amerika kıtasındaki yansımasını ele alıyor ve yeni eğilimlerin bazı örneklerini ve 1950 sonrası besteci kuşağının kafa yorduğu konuları inceliyor.

Kitapta caz müziğinin yeni müzikle ilişkisine de önemli bir yer ayrılmış. Caz müziği üzerine yapılan tartışma, cazın ayırt edici özellikleri ve çağdaş müzikle karşılıklı etkileşimiyle bu müziği çağdaş müzik tarihi içine yerleştirmesi, şimdiye kadar dilimizde yayınlanan değerlendirmelere göre daha kapsamlı.

on5yirmi5.com