Yazarlar da Kavga Eder

Kitap
Birbirine ‘salyangoz fosili’ diyenleri mi ararsınız yoksa ‘Isırıldım’ diye şiir yazanları mı? VS Naipaul ve Paul Theroux, yazar Ian McEwan’ın da küçük katkısıyla pazar gü...
EMOJİLE

Birbirine ‘salyangoz fosili’ diyenleri mi ararsınız yoksa ‘Isırıldım’ diye şiir yazanları mı?

VS Naipaul ve Paul Theroux, yazar Ian McEwan’ın da küçük katkısıyla pazar günü Hay Festival’de el sıkışarak barıştı. 15 yıllık küskünlüğün görünen nedeni, 90’lı yılların ortasında, Theroux’nun Naipaul’e ve ilk karısı Pat’e imzaladığı kitabının ilk baskısını Trinidadlı yazarın 1500 dolara satışa çıkarması. Gölgede kalan nedeni ise Naipaul’un, Theroux’nun eşiyle ilişkisi olduğundan şüphelenmesi.

Tabii kavga bu, elbet bir karşılığı olacak. Paul Theroux da Sir Vidia’s Shadow/Sir Vidia’nın Gölgesi diye bir kitap yazdı ve bu kitapta, Naipaul’u ırkçı, bencil ve çıkarcı olarak yaftaladı.

İşte 30 yıllık arkadaşlığı bir çırpıda bitiren bu kavga, geçen hafta basit bir el sıkışmayla nihayete erdi. Galler’de düzenlenen Hay Festival’de Naipaul’ü gören Theroux, yanında duran arkadaşı McEwan’a döner ve ne yapması gerektiğini sorar. McEwan’ın da cevabı “Hayat kısa. Merhaba demelisin” olur ve Theroux gider, Naipaul’un elini sıkar…

Tabii, bunların hiçbirisi unutulmuyor. Lev Tolstoy’un Turgenyev’i düelloya davet etmesinden bu yana edebiyatta, kan davaları ve tartışmalar hiç eksik olmadı.
 
Biri bencil, biri küstah

Geçen günlerde Man Booker Uluslararası Ödülü’nü reddetmesiyle gündeme gelen John le Carré ve Şeytan Ayetleri’nin yazarı Salman Rushdie, 80’li yılların sonlarında Le Carré’nin Rushdie’nin Şeytan Ayetleri kitabını eleştirmesiyle bozuştu. Le Carré 1997 yılında anti-semitik olmakla suçlanınca Salman Rushdie kalemini çıkardı ve Guardian’a Le Carré’nin iyi niyet eksikliğiyle ilgili bir yazı yazdı. Bunun üzerine gazetenin bir sonraki günkü baskısında Le Carré, “Rushdie’nin doğrusu, her zamanki gibi kendine hizmet ediyor” yazdı. Rushdie’den gelen bir sonraki mektup ise polisiye yazarı Le Carré’nin küstah olduğunu söyledi.
 
Tuhaf ve alçak bir adam

Britanyalı roman ve kısa hikâye yazarı Tibor Fisher, Martin Amis’in Yellow Dog kitabıyla ilgili “Kitap, çok iyi olmama ve biraz hayal kırıklığı yaratmama noktasında kötü değil… Londra metrosunda kitabı okurken, birinin omzumun üzerinden baktığını görünce tedirgin oldum. En sevdiğiniz dayınızın okul bahçesinde masturbasyon yaparken yakalanması gibi” şeklinde yorumlar yapınca, Martin Amis de buna sessiz kalamaz ve “Tibor Fisher, tuhaf ve alçak bir adam” der.
 
Eyvah, ısırıldım

Naipaul ve Walcott, komşu adalarda doğmuş iki yazar. Walcatt’un şiiri, Karayipleri överken, Naipaul kariyerini İngiliz düzenini savunmakla geçirdi. Her şey 2007 yılında, Naipaul’un “Walcott’un yeteneği, yerinde ama kolonyel dekora boğulmuş” demesi, Walcott’un ona bir şiirle cevap vermesine neden olur: “Isırıldım/Enfeksiyondan sakınmam lazım/Aksi halde Naipaul’un kurgusu gibi ölü olacağım.”
 
Salyangoz fosili

Türkiye’de yazarlar arası polemik her dönemde çok olmuştur. Fakat en geçimsiz yazarlar kategorisinde, (günümüzü sıfır alırsak) en polemiksever yazarın Peyami Safa olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Peyami Safa ile Aziz Nesin’in köşe vuruşları, basın tarihinin de ‘top’ polemikleri arasında sayılır. Safa’nın Milliyet’te Aziz Nesin için yazdığı “Kızıl mikrop olur, genç ve saf okuyucuların beynine girer; cambazhane ibişi olur, soytarılık yoluyla propagandasına devam eder. Nihayet domuz olup mukaddes bölgelere saldırırken…” ifadesine Aziz Nesin’in cevabı bir hayli bir hayli ilginçtir: “Terbiyesiz yazar Peyami Safa… Sen tarih öncesinden kalma salyangoz fosilisin. Sen yalnız nüfus sayımlarında insanlar arasında yer bulabilen yaratıksın.”
 
Putları yıkalım…

Nâzım Hikmet’in Resimli Ay dergisinde Vala Nurettin ile başlattığı ve dönemin muhafazakâr yazarları ve gazetecilerini hedef alan “Putları Yıkalım” kampanyası da bu polemiklere zemin hazırlar. Nâzım Hikmet’in Peyami Safa’ya yazdığı “Dostlara şu tavsiyede bulunmayı bir vazife bilirim. Üç kişi bir yerde oturmuş konuşuyorsunuz… Mevzunuz havaların fena gittiğidir. Eğer karşıdan onun sökün ettiğini görürseniz susun! Peyami geliyor! (…) Bab-ı Ali Caddesi’ne düşen her gencin ilk öğrenmesi lazım gelen bir parola vardır; Susun Peyami geliyor!” ifadelerinin yer aldığı yazı da polemik liginde üst sıralara oynar herhalde…

Tabii Putları yıkalım kampanyası Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Ahmet Haşim gibi dönemin önde gelen yazarların sert çıkışıyla karşılaştı. Karşılıklı atışmalarda eleştirilerini şiirine de döken Nâzım Hikmet, bir yazısında Namık Kemal’i eleştirince Abdülbaki Gölpınarlı’nın hışmına uğrar. GUARDIAN/TARAF