Tarih Nasıl Yazılır?

Kitap
Herodotos’la başlatılan tarih yazımı ve tarih düşüncesi zamanla “dönemlerin ruhu”na bağlı olarak değişmiştir. Bu bağlamda her döneme ilişkin farklılaşan bir tarih düşüncesi ve yazımı...
EMOJİLE

Herodotos’la başlatılan tarih yazımı ve tarih düşüncesi zamanla “dönemlerin ruhu”na bağlı olarak değişmiştir. Bu bağlamda her döneme ilişkin farklılaşan bir tarih düşüncesi ve yazımı ortaya çıkmıştır. Genel hatları ile bakılacak olursa tarih düşüncesi; Herodotos öncesinde mit’ik ve efsanevi bir tarzdayken, Roma’da retorik için söylemsel bir araç olarak kabul edilmiştir. Ortaçağda dinlerin etkisi ile Tanrısal kaderin bir tasvirini ve dinsel ahlakîliğin didaktikliğini benimsemiştir. 18. Yüzyılda Aydınlanma düşüncesiyle “dünya vatandaşlığı” için insanî ilerlemenin izinin sürüldüğü bir alan olarak görülmüştür. 19. Yüzyılda bilimselleşme kaygılarıyla “belge”sel, uluslaşma gayretleri ile “millî romantik” bir çizgi seyretmiştir. 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise modern bilime yönelik eleştirilerinden kaynaklı “parçacıklı” (mikro, yerel) ve “izafî” özellikler arz etmiştir. 

Kitabımızın yazılış gerekçesi yaşadığımız “zamanın ruhu”na uygun bir tarih metodoloji ortaya koymaktır. Bugün yaşadığımız “zamanın ruhu”na göre biçimlenen tarih düşüncesi ve algısına uygun çağdaş yaklaşımlar Türk okuyucusuna öz ve pratik bir içerikle sunulmuştur. Kitapta, tarih araştırmalarının değişen/gelişen bilgiye ulaşma yollarını örneklerle gösterilmiş, tarihsel bir metnin nasıl inşa edilebileceği ele alınmıştır.

Kitabımız birbirini adım adım destekleyen toplam on dört bölüm ve ekte verilen bir küçük kılavuzdan oluşmuştur. Birinci bölümde Necmettin Alkan tarih düşüncesinin efsanevi/mitolojik formundan zamanla nasıl insanî bir içerik ve bakışa kavuştuğunu modern tarihe kadar ele almıştır. İkinci bölümde İsmail Hakkı Öztürk tarih düşüncesi ve tarihçiliğin son iki yüzyıllık macerasını işlemiştir. Üçüncü bölümde Fahri Sakal, tarih yazımının temel kavramları olarakolgu, kaynak, araştırma, nesnellik, bakış açısı, eşzamanlılık, önyargı, empati, belge-yorum ikilemi, inşa- kurgu ilişkisi, tarih yazarının etik sorumlulukları ve intihal’i açıklamıştır. Dördüncü bölümde İbrahim Şirin, tarih yazımında geçmişten bugüne etkili olmuş, bu anlamda gelenekselleşmiş tarih yazım anlayışlarından en yaygın olanlarını ele almıştır.

Beşinci bölümde Fatma Acun, tarihçilik ve tarih yazım süreçlerinde kaynak olgusunu geniş bir perspektifle işlemiştir. Altıncı bölümde Cenk Reyhan, “Arşivler ve Toplumsal Kuram Açısından Tarihî Malzeme” başlığı ile tarihçiler için vazgeçilmez bir çalışma ortamı ve kaynak merkezi olarak arşivlerin epistomolojik durumunu tartışmış, bir arşiv belgesinden toplumsal kuramlar bakımından nasıl farklı bağlamlarda yararlanılabileceği üzerinde durmuştur. Yedinci bölümde İbrahim Turan, tarih araştırmalarında internet kaynağı olarak sanal arşiv ve kütüphane konusunu ele almıştır. Sekizinci bölümde çağdaş tarih yazımı anlayışlarından “sözlü” ve “yerel” tarihçilik açıklanmıştır.

Dokuzuncu bölümde Gülin Karabağ, Annales Okulu ile gündeme yerleşen disiplinler arası tarih çalışmalarının, Türkçede şimdiye kadar ele alınmadığı bir biçimde “nasıl gerçekleştirilebileceğini” işlemiştir. Onuncu bölümde Nurcan Abacı, “Bir Tarih Metini Nasıl İnşa Edilir?” başlıklı yazısında yine bir ilke imza atmıştır. Onbirinci bölümde Ahmet Sait Candan, tarih araştırmalarında elde edilen bilgilerin yazım aşamasında nasıl atıf yapılacağı ve dipnot gösterileceğini anlatmıştır.

Onikinci bölümde Levent Yılmaz, Cemal Kafadar’ın Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken adlı değerli çalışması üzerinden bir tarih metninin nasıl okunup, nasıl eleştirileceğinin örneğini sunmuştur. Onüçüncü bölümde ortak paydası geçmiş olan sanat, mimarlık, kültür ve iktisat tarihi alanlarının kendine has farklılaşan metodolojisi üzerine alanın önemli isimleriyle soru-cevap yapılmıştır. Sanat ve mimarlık tarihi alanında Yaşar Çoruh, şehir ve semt tarihi alanında Süleyman Faruk Göncüoğlu, iktisat tarihi alanında ise Rahmi Deniz Özbay katkı sağlamıştır. Ondördüncü bölümde Türkiye’de tarih kürsülerinde eserler vermiş, metodolojik açıdan sağlam duruşa sahip usta tarihçilerle söyleşiler yer almıştır.

Eskiçağ tarihi alanında Oğuz Tekin, Ortaçağ tarihinde Ahmet Yaşar Ocak, Yeniçağ-Yakınçağ tarihinde Halil İnalcık, Cumhuriyet tarihinde Mustafa Yılmaz, Yakın dönem tarihinde Çağrı Erhan, Kültür tarihinde Salim Koca ve İktisat tarihinde Eyüp Özveren ile gerçekleştirilen söyleşiler aracılığıyla bu tarihçilerin bir konuyu nasıl belirledikleri, nasıl ön araştırma yaptıkları, nasıl araştırdıkları, nasıl veri topladıkları, bunları nasıl değerlendirdikleri sunulmuştur. Kitabımızın sonunda Mehmet Suat Bal, Fethullah Uçar ve Tuğrul Özcan tarafından bir ek olarak “Türkiye’deki arşiv ve yazma eser kütüphanelerinden nasıl yararlanıldığı” ayrıntılı bir biçimde işlenmiştir.

 
Ahmet Şimşek