Pınar Yayınları’ndan “Kaçak Yolcu” ve “Cendere”

Kitap
Yolculuk sadece gitmek demek değil; aynı zamanda var olmaktır.Arkanızda gezilmiş şehirler, upuzun yollar, bambaşka ülkeler ve birbirinden farklı insanlar bıraktıkça var olduğunuzu,hayatı doya doya yaş...
EMOJİLE

Yolculuk sadece gitmek demek değil; aynı zamanda var olmaktır.Arkanızda gezilmiş şehirler, upuzun yollar, bambaşka ülkeler ve birbirinden farklı insanlar bıraktıkça var olduğunuzu,hayatı doya doya yaşadığınızı daha fazla hissedersiniz. Bundandolayı insan gitmelidir. Hiçbir özel hedefi olmasa bile sadece varolmak için gitmeli ve yeryüzünün farklı diyarlarında kendi varoluşöyküsünün peşine düşmelidir. Çünkü yollar “hayat” denilenbilmeceyi çözebilmek için insana üst üste kapılar açar.

Ben de bu gizemli bilmecenin izini sürmek için her fırsattayollara düştüm. Bazen haber için, bazen bir belgesel için, bazen

de sadece gitmek için gittim. Fakat yaptığım bu yolculuklar arasındabenim için en unutulmaz olanı 2006 yılında İstanbul’dan

Afganistan’a yaptığım kaçak yolculuktu. Her ânı macera doluolan bu yolculuğu bir gün mutlaka kaleme alacağım düşüncesiyle hep içimde tuttum. Yıllar geçse de her hatırlayışımda beni heyecanlandıran,dost meclislerinde her anlatışımda “bunu mutlaka yazmalısın” diye cesaretlendirildiğim kaçak yolculuğumsonunda bir kitap haline geldi. Yazmak içim bilgisayarın başına her oturuşumda kelimeler adeta parmaklarımın arasından kayarakönce cümlelere, sonra da kitap sayfalarına dönüşüyordu.

Yazarken kaçak olmanın stresini, şahit olduğum acıları, yolculukesnasındaki sevinçlerimi tekrar yaşadım ve kitapta anlattığım insanlarla sanki tekrar göz göze geldim./180 sayfa, 15 TL

/

CENDERE

Geçmişten günümüze Türkiye’nin modernleşme tar ihini siyasi ve fikri hayatını tek kelimeyle; cendere ile açıkla­ yabiliriz. Batı medeniyetinin, modernitenin ve Aydınlanma düşüncesinin temel tezleri dogrultusunda, kapi talizmin ana esaslarını kabul ederek Batı’yı yenebilecegimiz fikri içinden çıkamadıgımız en büyük cenderemiz. İm paratorlugun çöküş yıllarından itibaren Türkçülük, sosyalizm, İslamcılık kendi iddialarını hayata geçiremeden sürekli bir cendereden bir başka cendereye tutulup eklektik düşüncelere maruz bırakılıyor.

Ercan Yıldırım Cendere’de yer alan yazılarında. Gezi’ den 16 Nisan sonrası Türkiye’sine siyasi ve fikri çerçeveden bakarken, aynı zamanda uzak ve yakın tarihimizin siyasi ve düşünce hayatına sık sık atıflarda  bulunuyor.

Türkiye’nin neoliberal siyasetten güçlü devlet anlayışına geçişini anlatan yazar iktisadi manada neoliberalizm den vazgeçme niyetimizin olmadıgını belirterek  yine bir  büyük cenderede sıkıştıgımızı dile getiriyor. Cendere çok kültürlülük, ötekilik, bir arada yaşama  tezlerinin  ardından yerli ve milli bakış açısına geçerken  lümpenleşmeye, İslamı olanın tasfiyesine, yeni çıkış yollarının tıkanmasına dikkat  çekiyor.

Yazar, cendereden çıkmak ıçın bizi biz yapan, Anadolu ‘nun İslamlaşmasından sonra gaza anlayışıyla ortaya çıkan kapitalizm dışı İslamı nizamı inşa ettigimiz dönemin ruhunu yeniden üretmeyi teklif ediyor.-389 SAYFA, 30tl.