Okurken Besmele Çekmeyi Unutmayın!

Kitap
Gülcan Tezcan Dünyanın dört bir yanında farklı kültürlere sahip insanlar ‘bilinmez’in cevabını bulmak için renkler, doğa olayları, hayvanlar ve bitkilerdeki birtakım işaretleri yorumlamayı...
EMOJİLE

Gülcan Tezcan

Dünyanın dört bir yanında farklı kültürlere sahip insanlar ‘bilinmez’in cevabını bulmak için renkler, doğa olayları, hayvanlar ve bitkilerdeki birtakım işaretleri yorumlamayı adeta bir sanat haline getirmişler. Fizik, kimya, mitoloji, astronomi ve matematik gibi alanların kültürel tarihi üzerine yazdığı  akademik çalışmaları ile tanınan Prof. Dr. Zeki Tez’in kaleme aldığı Gizli Bilimlerin Serüveni, herkesin gizli bilimlere yönelik kendi inanışlarının nedenlerini ve kökenlerini bulabileceği bir çalışma. Kitap, eski uygarlıklarda büyü ve sihirden, Avrupa’da ve İslam felsefesinde büyü ve gizli bilimlere kadar ilginç konuları irdeliyor. Prof.Tez’e gizli bilimlerin kökenini sorduk.

Gizli bilimlere insanlar neden bu kadar merak ve ihtiyaç duyuyorlar? Bu merakın kaynağı nedir?

Tarih boyunca insanoğlu kaderi değiştirmek, olayların akışını tersine çevirmek, onları durdurmak ve kendine uygun hale getirmek isteği ile büyüye başvurmuştur. Başta Hıristiyanlık olmak üzere tüm dinler, özellikle Ortaçağ’da dinsel dogmalara karşı seçenekli inançlar sunduğu için büyüye karşı çıkmışlardır. Eski insanlar yaşamlarını sürdürebilme açısından doğada gizli, görünmez güçler bulunduğuna inanıyorlardı. Başına gelen ya da gelebilecek kötülükleri kovmak, iyilikleri davet etmek için bu gizli güçlerle ilişki kurabileceği düşüncesiyle, “büyü” denilen inanç ve eylemlere sahiplerdi. Günümüzde “kara sanatlar” diye adlandırılan başlıca eski bilim uğraşları Babil astrolojisi, Mısır simyası, Kalde / Keldani büyücülüğü ve Etrüsk falcılığı idi. Bunlardan özel olarak astroloji, günümüze kadar uzanıp gelmiş ve magazin dergilerindeki şaşırtıcı yıldız falı ve astroloji haberleriyle, astronomi haberlerine oranla daha fazla yer kaplar bir hal almıştır. Gizli sanatları uygulayan büyücü, cinci, fal bakıcı ve müneccim gibi kişiler her dönemde var olmuşlardır.

Araştırdığınız farklı din ve inanışlara ait gizli bilimler içinde hiç ortak paydalara rastladınız mı?

Güneşe ve yıldızlara tapma eski uygarlıkların ortak bir uygulamasıdır. Ruh ve ahiret inanışlarında da ortaklıklar bulunmaktadır. Tüm kültürlerde ortak olan tılsım ile muska arasındaki fark, tılsımın iyilikleri kendine çekme, muskanın ise kötülükleri kendinden uzaklaştırma özelliğidir. Arapça “iblis”, İngilizce “devil”, Hollandaca “duivel” ve Almanca “Teufel” sözcükleri, şeytan anlamına Yunanca “diabolos” sözcüğünden gelmedirler. Rönesans döneminin ünlü hekimi Paracelsus’un “Signatur” (işaret / benzerlik) öğretisi, bir hastalık ile onu tedavi edecek bitkisel ya da hayvansal ecza arasında çoğu kez renksel ve biçimsel benzerlik ilişkisi kurmaya dayalı bir öğretidir. Doğu ve Batı kültüründe buna yönelik uygulamalarda pek çok ortak nokta bulunmaktadır. Bu uygulamaya kimi örnekler olarak kan hastalıklarına karşı kırmızı çiçekli bitki, baş ağrılarına karşı şekli beyne benzeyen ceviz içi, diş ağrılarına karşı dişe benzer taneciklere sahip olan nar kullanımının önerilmesi verilebilir. İnsanları yüz biçimlerinden tanıma bilimi olan fizyonomi (Osm. “ilm-i firâset”), hem Batı’da hem de Osmanlı’da revaçta olmuştur.

Matematik ve büyü arasında nasıl bir bağlantı var?

Matematiksel kavramlar olarak “sihirli kareler”, “dost sayılar” ve “cifr ilmi”, sayı, harf ve simgelere dayalı olup büyü ve fal ile ilgilidir.  Müslümanlar “sihirli kareler” ve “dost sayılar” gibi sayılar bilimine yoğun ilgi duymuşlar ve bu kavramları çok geliştirmişlerdir. Ortaçağ Avrupa’sında büyü uğraşları, fiziksel bir bilim sayılıyor ve deneysel bilimlerden ayırt edilmiyordu. Mıknatısın demiri çekmesi, kehribarın sürtme sonucu elektrikle yüklenmesi gibi “doğal büyü” olaylarının yanı sıra “doğal güçler olmaksızın, doğrudan doğruya matematiksel bilimler üzerine kurulmuş” olan “yapay büyü”  ya da matematiksel büyü de vardı.

Gizli ilimlerden örnekler

Mıknatısın çekim gücü, sarımsakla ya da soğan ve onun yağı ile giderilebilir ve teke kanı, ekşimiş süt ya da sirke ile yeniden kazandırılabilir.

Zümrüde bakan yılanın gözü kör olur.

Ateş, semenderi yakmaz.

Cıva, hiçbir şeyin etkilemediği altını yumuşatır ve çözer.

İnci tozu kalp çarpıntısını ve cüzzam illetini dindirir.

Star Gazetesi