Mayıs ayında yeni çıkan kitaplar

Kitap
Abdullah Güner’in haberi Mayıs [2013] ayında yeni çıkan kitapları sizler için bir araya getirdik. Bu ay yayınlanan kitaplar şöyle oldu: PINAR YAYINLARI SEFERİ YAZILAR, A.Vahap Akbaş, 214 Sayfa, ...
EMOJİLE

Abdullah Güner’in haberi

Mayıs [2013] ayında yeni çıkan kitapları sizler için bir araya getirdik. Bu ay yayınlanan kitaplar şöyle oldu:

PINAR YAYINLARI

SEFERİ YAZILAR, A.Vahap Akbaş, 214 Sayfa, 12,00 TL

İnsan, yaratılışı gereği gelişmiş bir merak duygusuna ve öğrenme arzusuna sahiptir. Bunun için her zaman özge yerler temaşa etmenin, özge insanlar ve hayatlar görmenin heyecanını yüreğinde taşır. Bu heyecan, çoğu zaman gezip görme arzusunu bir tutkuya dönüştürür. Dünyanın bir kitap olduğunu, seyahat etmeyenlerin onun hep bir sayfasını okuduğunu söylerler ya… Seyahat tutkunları işte o tek sayfayla yetinmeyenlerdir. Hatta Pablo Neruda’dan ilhamla söylersek, belki seyahat etmezlerse yavaş yavaş öleceklerini düşünenlerdir. Biliyorlar ki okumadıkları her sayfada fikirlerini geliştirecek ve “öz saygılarına düzen verecek” binbir zenginlik vardır.

ATEŞ ÇEMBERİNDEKİ BALKANLAR, 382 Sayfa, 17,50 TL

“Ateş Çemberindeki Balkanlar”da yazar Fransa’nın diğer ülkeler karşısındaki konumundan hareketle Balkan Harbine bakışını ister istemez Fransa merkezli olarak anlatmıştır. Bütün bu olumsuzluğu yaşatan savaşları başlatan ülkelerin saygı adı altında kullandıkları menfaatperest dili görmek mümkündür.

Kitapta Balkan Savaşına girmemiş ancak muharip ülkelerden birini kendine perde arkasında müttefik yapmış ülkelerin iç hesaplaşmaları ve savaşın gerek dışarıya, gerekse çarpışan ülkelere yansımasını sıcağı sıcağına anlatmıştır.

OTONOM YAYINCILIK

EV CANAVARI [Yazar: Kuzey Amerikalı anonim bir işçi], Çev. Deniz Esen, 152 sayfa, 15,00 TL

Ev Canavarı hayatımızın çok gündelik ve vazgeçilmez bir olgusunu, yalnızca bir “ev”i merkeze alarak onun etrafındaki türlü toplumsal ilişkileri inceliyor. Şantiyeden ve evlerin fiziksel inşasından başlayan kitap, yavaş yavaş daha fazla meseleyi birbirine bağlıyor. Kentsel dönüşüm ve şehir politikalarından cinsiyet rolleri ve kimlik politikalarına, taşeronluk ve spekülasyondan sendika sözleşmeleri ve müzakerelerine, tümüyle kişisel olan düşünce ve etkileşimlerden büyük ölçekli politik ve ekonomik kuvvetlere, bireysel inanç, acı ve direnişlerden yapısal bölüme ve istikrarsızlığa pek çok konu iç içe inşa ediliyor. Alaycı, güzel ve kasvetli siyah-beyaz görsellerin eşlik ettiği metin bir bütün olarak kapitalizm eleştirisi şeklinde gelişiyor. Bazen bir işçinin günlüğü, bazen bir hikaye, bazen tarihsel bir anlatı, bazen de Marksist ekonomi politiğe giriş niteliği tadında…

OLUMSUZLUK VE DEVRİM [Adorno ve Politik Eylemcilik], Derleyenler: J. Holloway, F. Matamaros, S. Tischler, Çev. Kutlu Tunca, 261sayfa, 22,00 TL

Doğrudan Adorno hakkında yazılan bir kitap değilse de bu, Adorno ve onun özelinde Eleştirel Kuram’ı yeniden ve bir başka bağlamda güncelliyor. Adorno’nun “nefret” ettiği ve 1968 sonrasından başlayarak onu “akademik bir biblo”ya dönüştürmüş “kültür sanayi”nin “Adorno”sunu değil; ya da Amerikan üniversitelerinin “yazınsal” bir egzersize dönüştürdüğü “Adorno”yu da değil; tam “burada ve şimdi”, küresel “kapitalizm hapishanesi”ne karşı gezegenin her tarafında yükselen “hayır!” çığlıkları arasında yankılanan bir Adorno’yu güncelleştiriyor: bir “olumsuzluk” olarak Adorno. Özdeşin/Kimliğin sınırlarını infilak ettiren küresel direnişler bağlamında “preguntando caminamos” (sorarak yürüyoruz) ilkesiyle yola çıkan bu çalışma, bütünlüğün eleştirisinden tikele/farklılığa, isyancı öznelliklere; gündelik hayatın diyalektik karnavallarından aşka, cinselliğe; bellek ve direniş temelli kümelenmelerden sanata, mimesise ya da kavramın eleştirisinden “kavramda kavramsal olmayanın kurucu rolü”ne uzanan hatlarda “olumsuz”un, “reddediş”in ve “hayır!”ın izlerini sürüyor.

H YAYINLARI

HÜSEYİN VASSAF MEVLİD ŞERHİ, Hazırlayan: Mustafa Tatcı-Musa Yıldız-Kaplan Üstüner, 664 Sayfa, 35,00 TL

Hüseyin Vassâf Bey, yazmış olduğu eserleriyle Türk-İslâm kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuş tasavvuf tarihçilerimizdendir. Daha ziyade, “Sefine-i Evliyâ” adlı sûfiler tezkiresiyle tanınan müellifin, önemine binaen bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış eserlerinden birisi de, Süleyman Çelebi Hazretlerinin yaklaşık 600 yıldan beri okunagelen Vesîletü’n-Necât adlı meşhur Mevlid-i Şerîf’inin şerhidir.

Gülzâr-ı Aşk, Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i hakkında yazılmış bilinen en geniş ve en önemli şerhtir. Hüseyin Vassâf, eserinde Süleyman Çelebi’nin Vesîletü’n-Necât’ının her beytini -bazı istisnalar dışında- tek tek açıklamıştır. Beyitlerde geçen dinî ve tasavvufî terminolojiyi ana kaynaklardan faydalanarak açmış, bu arada söz konusu kavramlarla ilgili gramatikal ve kültürel birikimini en ince ayrıntısına kadar anlatmıştır. Bu özelliğiyle "Gülzâr-ı ‘Aşk", bir başucu kitabı niteliği taşımaktadır.


KUBBEALTI YAYINLARI

SÜHEYL ÜNVER’İN KONYA DEFTERLERİ, Haz: Gülbün Mesara ve Mine Özen, 272 Sayfa, 40,00 TL

Süleymâniye Kütüphanesi’nde bulunan A. Süheyl Ünver’in 1955-66 yılları arasındaki Bursa gezileri için hazırladığı 23 adet defterden seçilen bazı yazılar ve suluboya resimlerle, bu şehrin yakın tarihine ait çok değerli belgeler yer almaktadır.

 
O DA BANA KALSIN, Sâmiha Ayverdi, 406 Sayfa, 14,00 TL

Bu kitap, 1949 – 1989 yılları arasında Sâmiha Ayverdi ile yapılan röportajları, verilen anket cevapları ile konferans ve radyo konuşmalarını ihtiva etmektedir. Eserde yazarın edebi hayatı ile konuşmalarının tafsilatlı bilgileri yanında tarihimiz, kültürümüz, aile yapımız ve bir çok sosyal konuda fikir ve görüşleri yer almaktadır.


DERGAH YAYINLARI

EDEBİYAT DERSLERİ, Ahmet Hamdi Tanpınar, Hazırlayan: Abdullah Uçman, 320 Sayfa, 16,00 TL

“Tanpınar’ın öğrencileri, onun planlı-programlı, derste işleyeceği konuları önceden hazırlayan disiplinli bir hoca olmadığından, bu yüzden de derslerini oldukça serbest bir şekilde yaptığından bahsederler… tamamen Tanpınar’a özgü zengin çağrışımların meydana getirdiği bir üslupla anlatılan bu derslerin tam anlamıyla bir tür mukayeseli edebiyat dersi mahiyetinde olduğunu belirtmeliyim.” Abdullah Uçman

EDEBİYAT TARİHİ VE TENKİT, Ali Birinci, 497 Sayfa, 29,00 TL

Yeni Türk Edebiyatı tarihi açısından, edebi eser veren kişilerin portreleri ve tarihi rolleri son derece önemlidir. 19. asır sonrası İmparatorluk içinde gelişen edebi eserler ve fikri temayüllerin birbirlerinin içinde varlık bulması ve bir manada edebiyatla uğraşanların aynı zamanda bir dünya görüşünü yansıtması veya inşa etmek istemesi Yeni Türk Edebiyatı alanında yapılacak çalışmaların kıymetini daha artırmaktadır.

Bu çerçevede Prof. Dr. Bilge Ercilasun’un elinizdeki eseri edebiyat tarihimizin seyrindeki önemli isimleri ve bu isimler etrafındaki tenkit yazılarına eğiliyor. Yeni bir dünyanın hayal edildiği bir dönemde, tenkit fikrinin hangi unsurlar üzerinden işlediğini görmek faydalı olacaktır kanaatindeyiz.

İKİNCİ MEŞRUTİYET DEVRİNDE TENKİT, Bilge Ercilasun, 491Sayfa, 28,00 TL

Türk edebiyatı sahasındaki çalışmalarıyla bilinen Bilge Ercilasun, bu eserinde II. Meşrutiyet dönemindeki edebî tenkit mevzuuna eğiliyor. Dönemin tenkit ve kritik açısından gayet verimli olması dolayısıyla çerçeveyi Türkçü Tenkit ve Türkçülük Dışı Tenkit olarak bir tasnife tabi tutuyor. II. Meşrutiyet Devrinde Tenkit’in, Yeni Türk Edebiyatının mühim yazarlarının tenkit konusundaki tutum, tercih ve üsluplarını ortaya konması açısından önemli bir eser olduğunu düşünüyoruz.

KAĞIT MEDENİYETİ, : M. Orhan Okay, 182 Sayfa, 9,00 TL

“Denemeler kitabımın adını ‘Kağıt Medeniyeti’ koyarken belki birçokları için çağımızın bilgisayar çağı olduğunu düşünmedim değil. Bilgisayar, ‘genel ağ’ teriminde kullanıldığı gibi gerçekten bir ağ gibi dünyamızı belki kainatımızı sarmış (…) Medeniyetimize hâlâ ve ısrarla kağıt medeniyeti de meye devam etmek istiyorum.” Orhan Okay’ın farklı yerlerde yayımlanan deneme türündeki yazılarının iki kapak arasına girmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz.

ORTA SAYFA SOHBETLERİ [SANAT, KÜLTÜR, EDEBİYAT I ve EDEBİYAT II], 4 Cilt, Büyük boy. Hazırlayan: M. İhsan Kara, 398 Sayfa, 18,00 TL.

“Orta sayfa sohbetlerinden bir seçki hazırlamanın bugün için ne manaya geldiği üç açıdan değerlendirilebilir. Röportajın yapıldığı sene, üzerine konuşulan meselenin ağırlığı ve konuşmacı tarafından nasıl ele alındığı; Türkiye’de gündemde kendisine yer bulan meselelerin değişme hızı gözönüne alındığında, bu röportajların meselelerin seneler içinde ele alınış biçimlerini yansıtan bazen bir gösterge bazen bir döküm olacağını tahmin ediyoruz.”

ŞİİR DAİMA ŞİİR [Ataç’ın Şiir Yazıları] Büyük boy, Şerife Çağın, 112 Sayfa, 34.00 TL

“Şiirin teknik ve anlam cepheleri, şiirin okunuşu -şairin kendi şiirini okuyuşu- ve okuyucunun şiiri algılaması, şiirler ve şairlerle ilgili yayımlar, metin neşirleri, dergiler üzerinde, kısaca edebiyat biliminde hangi konular ele alınıyorsa, hepsi Ataç’ın yazılarında bulunur. Sadece şiir sevenler, Ataç’tan hoşlananlar değil, edebiyat tarihçileri, edebiyat türlerinde eser vermek isteyenlerin de bunlardan yararlanacakları şüphesizdir…

Ataç, çok ciddi incelemeleri hak eden bir yazardır. Ancak bütün yazılarının henüz derlenmemiş ve dizinlerinin hazırlanmamış olması, bu türden incelemeleri güçleştirmektedir. Bu derlemeler onun hakkında yapılacak incelemelere umarım yol açacaktır.” İnci Enginün

ABM YAYINLARI

KIZIL KAPİTALİZM [Çin’in olağanüstü yükselişinin kırılgan finansal temeli], Fraser Howie / Carl Walter, Çeviren: Sinan Arslaner, 294 Sayfa, 28,00 TL.

The New York Times & International Herald Tribune Asian edition
‘Kızıl Kapitalizm isimli kitaplarında, Carl E Walter ve Frase JT Howie, Çin ekonomisi ve finans sisteminin sorunlu bir portresini resmediyorlar. Ülkenin kafa karıştırıcı büyümesine ve ışık saçan gökdelenler ve lüks araçlar görüntüsüne rağmen, yazarlar, Çin büyüme modelinin defolu ve kırılgan olduğunu ispatlıyorlar.

Singapore Economic Review
Çin Amerika’yı yenerek dünyanın bir sonraki süper gücü mü olacaktır? Yakın zamanda Çin imalat sanayinde ABD’yi geçti, mevcut büyüme oranlarıyla Çin’in GSMH’si yaklaşık yirmi yıl sonra ABD GSMH’sinden büyük olacak. Bundan daha önemli çok sayıda soru yoktur ve hemen herkes Çin’in yükselişinin kaçınılmaz olacağını düşünüyor gibi görünüyor. Çin’i iyice incelemek için hiç zaman ayırmam.

KÜÇÜK EJDERHA KOKOSNUSS VE ZALİM KORSANLAR, Ingo Siegner, Çeviren: Sadettin Fırat, 72 Sayfa, 14,00 TL.

Sonunda tatil geldi çattı.Küçük ejderha Kokosnuss ve Arkadaşı Matilda, Kaplumbağa Adası’na gitmek üzere salları ile yola çıktılar. Ancak aniden ortaya çıkan bir korsan gemisi onları yakaladı ve ünlü korsan Reisi berbat Jim, Kokosnuss ve Matilda’yı zincire vurdurdu. Fakat gemideki korsanlar isyan edince bu sefer Berbat Jim Küçük ejderhanın yardımına muhtaç kaldı.

KÜÇÜK EJDERHA KOKOSNUSS HAYALETLİ ŞATO, Ingo Siegner, Çeviren: Sadettin Fırat, 72 Sayfa, 14,00 TL.

Küçük Ejderha Kokosnuss ve Kız arkadaşı matilda kayalık ormanda yaptıkları bir gezintide şiddetli bir fırtınaya yakalandılar. Son anda kasvetli bir şatoya sığınarak fırtınadan korunmak istediler.  Burası kuruydu ama biraz da ürperticiydi. Gece şömine ateşinin karşısında rahat ve huzurluydular. Ancak salon saati on iki defa çaldığında salonun içinde buz gibi bir yel esti… ve ondan sonra iki arkadaşı korkutan şeyler oldu…

YEDİTEPE YAYINLARI

OKÇU MİLLETİN TARİHİ, Aknerli Grigor, 8,00 TL

Okçu Milletin Tarihi’ni büsbütün Grigor’un eseri olarak kabul etmek mümkün değildir. Eserin ilk kısmını yazara ait bilgiler olmaktan ziyade bir derleme olarak kabul etmek daha doğru olur. Kitapta 1265 yılından sonraki döneme dair verilen bilgilerin yer aldığı son kısım ise, şive farklılığından da anlaşılacağı üzere, bizzat Grigor’un gözlemlerine dayanmakta olup onun kaleminden çıkmıştır.

FAİLİ MEÇHUL TÜRKLER, Mustafa Daş-Kubilay Koç, 12,00 TL

Bu eserde faili meçhul suikast veyahut cinayet sonucunda hayatını kaybeden ve ölüm sebeplerinde “doğallık” ile “ecel” faktörünün şüpheli görüldüğü Türk devlet başkanları ve hükümdarlarının vefatları incelenmektedir.

DEGALUS KİTAP

ÇÖL SAVAŞLARI, J. E. Pachecho, 64 Sayfa, 8,00 TL

Ustalıkla ve tutkuyla yazılmış bir kısa roman, Çöl Savaşları. İmkânsız bir aşk hikayesi. Kahramanlarının gerçek olmadığına inanmayı tercih ettikleri gündelik bir korkunun destanı. Bu destan, sadece sosyal yozlaşmayı, geleneksel Meksika’nın ortadan kaybolarak, yerini modern bir ülkeye bırakmasını değil kişisel dönüşümler çevresinde insanlığını ortak anılarının bir not defteri.

Bu kısa roman şimdiye kadar İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Rusça, Japonca ve Yunanca’ya çevrilmiş ve İspanyolca konuşulan tüm ülkelerde de yayımlanmış. Anlatımındaki sadeliğine rağmen farklı hikâyelere bağlanan bir çok bağlantı noktasıyla hazırlanmış karmaşık yapısıyla bu kitap, okuyucuyla yazar arasında da kırılmaz bir bağ oluşturuyor.

İLAHİ BUGS BUNNY KOMEDYASI’NA İKİ CİLTLİK METRO BİLETİ, Bahri Vardarlılar, 135 Sayfa, 12,00 TL

Buggs Bunny figürü, sizi cadde ve meydanlarda onunla yürümeye çağırıyor. Öykülerinin sürükleyici olmasının nedeni bu. Çeşitlilik taşıyor öyküleri. Mesela, bu kitap yüzünden hiç okumadığınız bir Prevert şiirini rüyanızda görebilir, olup bitenin gerçek olduğunu düşünebilirsiniz. Derin, yumuşak ve hızlı bir okuma keyfi sunan İki Ciltlik Metro Bileti’nin yazarının şu an burada bulunmuyor olmasını fırsat bilerek, kendisi biraz alçakgönüllü, hemen söyleyelim.

TEMMUZ SAĞANAKLARI, Kenan Sarıalioğlu, 8,00 TL.

Okşadım öptüm bebeği
Zamanın söküğünden beliren
kimsesiz bir şafak gibi baktım ona.
Olmayan bir yıldızı gördüm
ben denen yalnızı…

Ön Kapak
(…) acı bilgiyi tatmadın henüz/sadece arzu ediyor/ yazgının memesinden/ kendini emiyorsun (…)

KURTUBA YAYINLARI

TÜRKÇENİN ISTILAH MESELESİ VE İDEOLOJİK KAYNAKLI SAPMALAR, (Öztürkçe Dayatmasıyla Fransızcalaştırılan Resmi Dil] Ş.Alparslan Yasa, 524 Sayfa, 25,00 TL.

Türkçede, bir asra yaklaşan bir zamândır, yeni mefhûmlar için kelime türetmekten ziyâde, bir takım ideolojik sâiklerle, asırlardır Târîhî Türkçenin malı olmuş İslâm Medeniyeti kaynaklı kelimeleri dilden tasfiye gayreti içinde, mütemâdiyen ve planlı bir şekilde onların yerine yeni kelimeler ortaya atılmakta ve bunlar resmî dayatmalarla yaygınlaştırılmaktadır. Üstelik, bunların büyük bir kısmı Uydurma kelimelerdir (“barbarismes”; Barbarca). Çünkü türetme veyâ teşkîl kaidelerine aykırıdırlar. Hattâ -sAl, -mAn, -Ay, -v gibi Fransızcadan (“Frenkçe”den) devşirme eklerle ve Fransızcaya benzeterek uydurulmaktadırlar. Dahası, Fransızca, dış-, eş-, iç-, ön-, öz-, tek-, yad- gibi bir takım ön ekler ihdâsıyle dahi taklîd edilmektedir. Bu Uydurmalarla berâber, ayrıca, menşêi 19. asır ortalarına kadar çıkan “Güneş-Dil Sahte-Teorisi” (daha doğrusu stratejisi) ile, Türkçenin kapıları ardına kadar Fransızca kelimelere açıldığı, bunlar -“Öztürkçe” oldukları iddiâsıyle- “okul” (<école) kitaplarına konulduğu, hattâ (“Türkçenin de bir Hind-Avrupa dili olduğu” iddiâsıyle) cümle kuruluşu dahi –devrik cümlelerle- Fransızcaya benzetilmeye çalışıldığı için, Türkçe, yapısı, zevki ve kelime hazînesi îtibâriyle büyük ölçüde Fransızcalaşma sürecine sokulmuş, -1960 Balyoz Darbesinin ardından- bu Fransızcalaşmış, istikrârsızlaşmış, köksüzleşmiş, nesepsizleşmiş “Türkçe”ye, “Öztürkçe” adı altında, resmî dil statüsü kazandırılmıştır. O târîhten beri, “Türkçe” (yâni resmî dil sıfatıyle Türkçe, yoksa -târîhin derinliklerinden günümüze- kendi tabiî mecrâında varlığını ve inkişâfını devâm ettiren Târîhî Türkçe değil), fetret devrini yaşamaktadır.

İZ YAYINLARI

İNSAN MEVSİMİ, Erol Erdoğan, 172 Sayfa, 12,00 TL

İnsanın fıtrat üzerine yaratılışı dünyanın farklılıklar üzerine kurulduğu anlamına gelir. Onun için insan mevsimler gibi rengârenktir. Doğal haliyle aylar, mevsimler, iklimler, coğrafyalar gibi olan insan, küçükken yakın çevresinin terbiyesi, büyürken edindiği korkular, yanlış eğitim, taraf olduğu ideolojiler sebebiyle farklılıklarını birer birer azaltır. Farklılıkların azalması fıtrattan uzaklaşmak demektir. Böyle anlarda kişinin yeniden “insan mevsimi”ne dönmesi gerekir. İnsan mevsimi, dünyanın ilk mevsimidir.
Kitapta; Güz, Kış, Bahar, Yaz, Çocuk, Kedi, Oruç, İstanbul, İnsan başlıklı dokuz bölümde kırk dört yazı yer alıyor.

AYAK İZLERİNDE UĞULTU, Cihan Aktaş, 160 Sayfa, 10,00 TL

Cihan Aktaş yeni öyküleri ile yeniden okurun karşısında. Ayak İzlerinde Uğultu adı altında toplanan öykülerin ortak yanı, kalmakla gitmek, mekânla mekânsızlık, gitmekle kalmak, aşina olunanla yabancı olunan, ertelenen dönme düşüncesi, evin eşiğinde bekletilmek, mültecilik, umutlar, göçmenlik, kırgınlıklar, ve elbette keşfetmenin tedirginliği…

GÜNEŞE YOL YAPAN ÇOCUK [ Cahit Zarifoğlu Kitabı], Mustafa Ruhi Şirin, 302 Sayfa, 17,00 TL

Cahit Zarifoğlu, bu kitabın yazarı Mustafa Ruhi Şirin’in ifadesiyle "…çocukluktan hızla uzaklaşmış erken olgunlaşmış bir şair…" Herkesin ittifakla düşündüğü üzere, umulmadık bir zamanda, erken yaşta vefat etmiş biri. Edebiyat camiasındaki eksikliği 25 seneyi de aştı. Ancak şiiri daha çok okundu genç kuşaklarca, okur çevresi de giderek genişledi. Cahit Zarifoğlu’nun adeta yeniden keşfedilmiş olması Türk şiiri adına, önemli bir ivmedir. Cahit Zarifoğlu, iç çocuk gövdesiyle yazdığı ve içe bakışa yaslanan çocuk kitapları ile önce yetişkinlerin sonra da çocukların yazarıdır. Bu mütevazı çalışma, yakın dostu M.Ruhi Şirin’in, Cahit Zarifoğlu’nun çocukluktan beslenen şiiri ile çocuk ve yetişkin okur için yazdığı çocuk kitaplarındaki çocuk evrenini ve edebiyatı yeniden anlama çabasıdır.

YAHUDİLER VE TÜRKLER, Nuh Arslantaş, 382 Sayfa, 22,00 TL

Ülkemizde dil probleminden dolayı Osmanlı tarihinin önemli kaynaklarından biri olan İbranîce kroniklerden şimdiye kadar sistematik bir şekilde istifade edilmemiştir. Bu araştırma, Osmanlı Devleti ve Yahudileri üzerine yazılmış ilk kapsamlı İbranîce kronik hakkında, ülkemizde yapılan ilk müstakil çalışmadır. Araştırmada, Eliyahu Kapsali’nin (1483-1555) Osmanlı tarihi üzerine yazdığı İbranîce eserden hareketle, Yahudi bir tarihçinin gözünden Osmanlı tarihi, Sultanların Yahudilerle ilişkileri, İspanya ve Portekiz’den sürülen Yahudilerin Osmanlı Devleti’ne kabulü gibi, değişik pek çok konuya yer verilmiştir.

FENÂ RİSALESİ, İBN ARABÎ, Çev.: Mahmut Kanık, 71 Sayfa, 5,00 TL. [Yeni Baskı]

“İbn Arabi’nin gerek bu risalesinde, gerekse büyük eseri Fütuhat’ta fena üzerine geliştirdiği argümanlar Batılı düşünürler ve filozoflar tarafından çoğu kez referans gösterilmeden kullanılmıştır. Onun fikirlerinden esinlenerek meydana getirilmiş ürünlerin hesabını ise bilmek mümkün değildir.” Rasim Özdenören

İPİN UCU, Rasim Özdenören, 176 Sayfa, 11,00 TL. [Yeni Baskı]

İnsanların, kendi aralarında iletişim kurabilmeleri için birlikte tutmaları gereken bir ip olması gerektiğini düşünen Rasim Özdenören, ip metaforunu kullanarak kendisi ve başkaları veya bir topluluk ile başka bir topluluk arasındaki irtibatı masaya yatırıyor. Birbirinden özgün 30’a yakın denemeyle, sesini ve sesinin yankılandığı yerleri/kişileri/coğrafyaları konu ediniyor. Söz sanatının bu büyük ustasının deneyimleri, okur için kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak nitelendirilebilir.

TFM KİTAP

BİRİNCİ SÖZ, Senai Demirci, 100 Sayfa, 8,00 TL

Besmele bahsi, bir esma bahsidir. Çünki Allah’ın adıyla başlamak, her işte, her şeyde, Allah’ın ismini okumayı gerektirir. Risale-i Nur’un kronolojik olarak değilse de, metodolojik olarak başı olan Birinci Söz, Her şeyin başı olan Besmeleyle başlar.

CAN KIRIĞI, Senai Demirci, 150 Sayfa, 10,00 TL.

Can, paslı bir bıçak yarasıdır varlığın göğsünde. Tenin beyaz yüzünde bir kardelen hülyasıdır. Göğün en canlı yıldızı, yerin en kanlı çiçeğidir. Yüreğimizin yayında gerili oktur can, ki buralı değildir, şimdiye de razı değildir, bizden önceleri ve bizden sonralarıdır. Gölgemizin kuytularında saklı bir hayaldir. Can ki bizden ama bizden olmayandır, bizimle ama bizimle kalmayandır. Alnımızda doğmuş bir şebnemdir can, ki bizde ama bize ait olmayandır, bizden ötelere aşkları vardır.

DAR KAPIDAN GEÇMEK, Senai Demirci, 245 Sayfa, 12,00 TL.

Senai Demirci, bu kitabıyla bizleri, aşılabildiğinde aydınlık bir hayata götüren dar kapıdan geçmeye hazırlıyor.İnsanı ,kendini ve kainatı keşfetmeye ,haddini ve rabbini bilmeye çağıran denemelerle okuyucuyu akli ve kalbi bir yolculuğa çıkarıyor.

KALBİMİZİ YENİDEN YAZMAK, Senai Demirci, 158 Sayfa, 10,00 TL.

Risâle-i Nûr, bir insan teki olarak, var oluşumuzdaki derin çelişkileri uyandırıyor, üzerine kül bastığımız temel acılarımızı tazeliyor. Her birimizi ‘doğuştan Müslüman’ kabul eden tarafgirlik kalıplarını hiç ciddiye almadan, ‘elimizde hazır bulduğumuz’ imanımızı dayanak yapmadan, sıfır noktasından hareketle, tüm insanları aynı kumaştan dokunmuş bilerek konuşuyor. Bizi tam da düştüğümüz yerden kaldırıyor. Risâle-i Nûr, kalbimizi yeniden yazıyor.

ŞÖYLE GALİP BENCİLEYİN, Senai Demirci, 140 Sayfa, 8,00 TL.

Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile! İşte, çok merak ediyorsanız, asıl mesleğim bu. İşim yeryüzünü gezmek. Köşe, bucak, dere tepe. Gecesiyle, gündüzüyle, yazıyla, kışıyla, solan yapraklarıyla, açan çiçekleriyle Allah’ın bu güzel eserlerini seyretmek insanda kainatta Allah’ı görmeye, anlamaya çalışıyorum. Onun için hayatımı bütün lüzumsuz teferruattan arındırdım.

İTHAKİ YAYINLARI

SUİKAST BÜROSU, Jack London, 200 Sayfa, 14,00 TL

 “Sorumluluğu bize ait olan bütün ölümler için diyebilirim ki, ölenler arasında bunu hak etmeyen tek bir kişi bile yoktu. Ölümü insanlığa fayda sağlamayan tek bir kişi ölmedi.”

Jack London: Maceraperest-yazar. John Griffith Chaney. Bir müddet John Barleycorn kimliğiyle de yaşadı. İntihal ettiği iddia ediliyor: Şüyuu vukuundan beter. İntihar ettiği kabul ediliyor: Şüyuu vukuundan evla. Suikast Bürosu, birçok açıdan ilham verici bir kitap olabilir.



YAPAY ZEKA NASIL OLUŞTURULUR?, RİCHARD ELWES, 224 Sayfa, 20,00 TL

Leed’s Üniversitesi’nde matematik dersleri veren Richard Elwes zor, karmaşık ve sıkıcı olan nitelendirilen matematik konularını, ilgi çekici 34 başlık altında Yapay Zeka Nasıl Oluşturulur? kitabında kolay ve eğlenceli bir şekilde okuyucuya sunuyor. 

Dünya üzerinde nasıl ünlü bir matematikçi olabileceğini, Da Vinci şifresinin nasıl çözebileceğini ya da nasıl bir milyon dolar kazanabileceğini merak eden pek çok insan bulunmakta. Bir matematik profesörü olan Richard Elwes bunun gibi 34 soruya Yapay Zeka Nasıl Oluşturulur?  kitabında cevap veriyor. Elwes, Yapay Zeka Nasıl Oluşturulur kitabında pek çok kişinin çocukluktan itibaren korkulu rüyası haline gelen matematiği, sıkıcı olmadan okuyucularına anlatmayı amaçlıyor.  Anlaşılmaz ve karmaşık bulunan matematiği açık ve hassas bir şekilde sunan Yapay Zeka Nasıl Oluşturulur?, “Daireden kare nasıl yapılır?”, “Borsada 1 milyon dolar nasıl kazanılır?”, “Aynı zamanda hem canlı hem de ölü nasıl olunur?”, “İnterneti  nasıl çökertebilirsiniz?”, “Nasıl güzel bir çocuk sahibi olunur?”, “Zaman nasıl yavaşlatılır?” gibi sorulara verdiği cevaplarla da dikkat çekiyor. 

UYUYAN ORDU, Francesca Simon, 192 Sayfa, 15,00 TL 

Francesca Simon, çocukluk yıllarını Kaliforniya’da geçirdikten sonra Yale ve Oxford üniversitelerinde Ortaçağ tarihi üzerine eğitim aldı. Sunday Times, Guardian, Telegraph, Mail on Sunday, Vogue gibi gazete ve dergilerde çalıştı. 1989’dan itibaren tüm zamanını çocuk kitapları yazmaya ayırdı ve bugüne kadar elliyi aşkın kitap kaleme aldı. Felaket Henry dizisi, dünya çapında 27 ülkede yayımlandı ve toplam 15 milyon sattı. Simon 2008’de Felaket Henry ve Karadamı Yeti ile Galaxy British Book Awards En İyi Çocuk Kitabı Ödülü’nü aldı. Halen kocası, oğlu ve köpeği ile birlikte Londra’da yaşıyor. 

İLETİŞİM YAYINLARI

ÇAĞDAŞ SANAT VE KÜLTÜRALİZM, Ali Artun, 210 Sayfa, 18,00 TL

“Demir Perde”nin yıkılıp Soğuk Savaş’ın son bulmasını izleyen küreselleşme döneminde, dünya bir “kültür dönemeci”ne girdi. Toplumsal, ekonomik, siyasal hayat ve düşünce giderek kültüre tercüme edildi. Modern zaman ve mekân, tarih ve coğrafya, ruh ve bilinç; bütün bunları kuran mitler ve metafizik geride kalıyor, modernlik sonrası bir çağa geçiliyordu: endüstri ve Fordizm sonrası; tarih ve ideoloji, komünizm ve kolonyalizm sonrası; hatta modern öznenin parçalanmasıyla birlikte, insan sonrası. İşte bu sonraki “post” zamanlar, artık kültürün biteviye şimdiki zamanını ya da çağdaşlığını ifade ediyor.
 
Kültüralizm önemli ölçüde sanatın seferber edilmesi sayesinde örgütleniyor. Guattari günümüzde kitle imha silahlarının yerini iletişim silahlarının aldığını söylüyor. Sanatın sembolik gücü de bir iletişim silahına dönüştürülmeye zorlanıyor, ama o buna direniyor.

ARKADAN MÜDAHALE, Kenan Başaran, 285 Sayfa, 20,50 TL

Kenan Başaran, Arkadan Müdahale’de başından beri yakından izlediği “Şike Davası” sürecini tüm boyutlarıyla aktarıyor: İddianame, yargılama süreci, sanık ve tanıkların davranışları, “kriz yönetilirken” Futbol Federasyonu içinde yaşananlar, ceza yargısı-spor yargısı arasındaki ilişki, taraftarların tavırları, medyanın olayları yansıtırken aldığı pozisyonlar…

OSMANLI BİLİM KURGUSU: FENNÎ EDEBİYAT, Seda Uyanık, 237 Sayfa, 18,00 TL

Seda Uyanık, Türkçe edebiyat literatüründe sıkça göz ardı edilmiş bir konuya, “Osmanlı bilim kurgusu”na odaklanıyor. 19. yüzyıl sonu ve erken 20. yüzyılda Osmanlı edebiyatında ortaya çıkan ve “fennî edebiyat” olarak bilinen türün izlerini sürüyor. Hasan Rûşenî Barkın, Refik Halid, Abdülhak Hâmid, Yahya Kemal, Behlül Dânâ, Ahmet Mithat, Molla Davudzade Mustafa Nâzım, Celal Nuri gibi isimlerin kaleme aldıkları metinler çerçevesinde, bir Osmanlı bilim kurgusunun mümkün olup olmadığı sorusunu irdeliyor.

"YAV İŞTE FABRİKALAŞARAK", Kurtuluş Cengiz, 456 Sayfa, 28,50 TL

Anadolu kaplanları”… “Yeşil sermaye”… “İslami Kalvinistler”… Bu tabirlerTürkiye’de 20./21. yüzyıl dönümünden beri sadece sosyal bilimlerin değil medyanın da moda deyişleri arasına girmiş durumda. Taşra şehirlerinin global piyasayla eklemlenen muhafazakâr-dindar girişimcileri kastediliyor bu tabirlerle.
 
Tipik bir kapitalistleşme ve modernleşme hikâyesi bu. Hırsla “hatta hınçla” çalışan pratik ve pragmatik bir kapitalist tipinin hikâyesi… Bir girişimci iştahının hikâyesi… Moda tabirlerin düşündürdüğü türden “kendine mahsus” bir hikâye değil. İlginçliği daha çok, modernizmin ve kapitalizmin nüfuz kudretini olanca canlılığıyla gösteriyor olmasında.
 
Kurtuluş Cengiz, datasıyla, zengin mülakatlarıyla, ayrıntılı gözlemleriyle, teorik akıl yürütmesi ve keşif heyecanıyla, Türkiye’de modernleşme literatüründe köşe taşı olacak bir eser ortaya koyuyor.

TUDEM YAYIN GRUBU

ANNE BENİ GERİ GETİR, Toprak Işık, Resimleyen: Doğan Gençsoy, 168 Sayfa, 12,00 TL

Bilim sonunda zamanın sırrını da çözüyor. Bir odaya girip saatlerce kalıyorsunuz. Dışarıya çıktığınızda ise sadece beş on saniye geçtiğini görüyorsunuz. Böyle bir bilimsel gelişmenin ardından elbette ki hayat eskisi gibi akmayacaktır. Alışıldığı biçimde insanoğlu biliminin önüne tuttuğu ışıkla ilerlemek yerine hırsının emirlerine uyuyor. Kontrol edemeyeceği kadar fazlasını isteyip geri dönüşü olanaksız bir kazaya neden oluyor. Aybeniz ve Kartal zaman dondurma odasında iken onları dünyadaki zamandan ayıran duvarlar yıkılıyor. Nasıl geri döneceklerini bilmedikleri bir başka evrende Garget diye minik bir gezegene düşüyorlar.

UMACI, Hanzade Servi, Resimleyen: Sedat Girgin, 144 Sayfa, 12,00 TL
[8 yaş ve üzeri, roman]

Mizah yüklü kıvrak kalemiyle, edebiyatımızda kendine has bir üslup geliştiren sıra dışı yazar Hanzade Servi’den, geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan umacılık efsanesinin hiç bilinmeyenlerini açığa çıkaran acayip bir roman! Umacıların hayali yaratıklar olduğunu sananlar, nihayet gerçekleri öğrenecekleri bir kaynağa kavuşuyor. Okuyunca anlayacaksınız ki, hiçbir yazar bu kadar acayip şeyleri uyduramaz.

Umacistan’ın meşhur Umacılık Okulu’nun 150 yıl kadar süren zorlu eğitimini bin bir güçlükle tamamlayan Gırrgor’un yeni görevi, dolabına gönderildiği Topaç’ı korkutup ona sürekli huzursuzluk vermekti. Oysa, binlerce yıllık umacılık tarihinde ‘omlet pişirme’ dersini seçerek bir ilke imza atan böylesi yeniyetme bir umacının değil bir çocuğu korkutmak, bir kediyi korkutmaya bile gönlü el vermiyordu.

KADİM YAYINLARI

DEMOKRASİNİN GELİŞMESİ VE SÜRDÜREBİLİRLİKTE SOSYAL SERMAYE, Hasan Hüseyin Akkaş-Osman Tekir, 264 Sayfa, 16,00 TL.

Yalnızlaşma, yabancılaşma, yoksulluk, yoksunluk, yolsuzluk, bencillik, güvensizlik, işbirliğinden kaçınma, ötekileşme, birlikte hareket edememe, adaletsiz gelir dağılımı, demokratikleşememe gibi insanlığı etkileyen sorunlar bireylerin sosyal yaşamlarını ve toplumların ekonomik büyümelerini olumsuz etkilemekte, sosyal sermayenin bu sorunları çözmede önemli katkısının olduğu dile getirilmektedir.

Akkaş ve Tekir’in kaleme aldığı bu kitap, sosyal sermaye kavramını teorik ve uygulama açısından analiz etmekte ve toplumun kaynağını niteleyen sosyal sermayenin ekonomi, siyaset ve sosyal yaşama etkilerini açıklamaktadır. Kitap 21. yüzyıl küreselleşme sürecinde toplumların yaşadıkları demokratikleşme çabalarını sosyal sermaye bağlamında tartışarak toplumların demokratikleşme süreçlerine sosyal sermayenin ne tür katkıları olabileceğini ele almaktadır.

MEYDAN YAYINCILIK

KÂFİRÛN, Ahmet Tezcan, 288 Sayfa, 16,00 TL

Gazeteci yazar Ahmet Tezcan’ın son kitabı Kafirun için görüş bildiren Mevlana İdris, şu notu düşmüş;

"Bu kadar Türkiye’yi nasıl kırk yıl içinde tutmuş, bilemiyorum. Yazarın bıraktığı bu büyük nefes; bir yanıyla taşranın mikro kimliklerinin harika bir dönemsel deşifrasyonu, ama diğer yandan merkezin makro arenasındaki düşünsel ve siyasal kimliklere direkt bir dokunuş olarak atmosfere yayılıyor. "

YAPI KREDİ YAYINLARI

AraName [Bir Ara Güler Kitabı], Hazırlayan: Semra Aktunç, Hulki Aktunç, 104 Sayfa, 30,00 TL

Semra ve Hulki Aktunç’un Ara Güler’le dostluklarının bir ürünü AraName.
Ev sohbetlerinde konuşulanlar, Ara Güler’in anlattığı anılar, Aktunçlar’ın Ara Güler’e bakışları, onun kişiliği ve sanatını yorumlayışları kitabın ilk bölümünü oluşturuyor. İkinci bölümde Ara Güler’in çok bilinen İstanbul fotoğrafları ve onların yanına Aktunçlar’ın iliştirdiği mini kurmaca metinler var. Üçüncü bölüm ise Ara’lı bir aile albümü…

KUVÂYİ MİLLİYE – [Abidin Dino’nun Desenleriyle], Nazım Hikmet Ran, 128 Sayfa, 20,00 TL

Türk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel boyutlu şair ve yazarı Nâzım Hikmet’ten Abidin Dino’nun desenleriyle “Kuvayi Milliye Destanı”…

Nâzım Hikmet’in 1939’da yazmaya başladığı ve 1941’de bitirdiği Kuvayi Milliye’si şairin Kurtuluş Savaşı’nı baplar halinde anlattığı bir destandır.  Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye’sini Türk ressam Abidin Dino’nun çizgileriyle taçlandırarak tekrar bastı.

HAZLAR VE GÜNLER, Marcel Proust, Çeviren: Roza Hakmen, 168 Sayfa 13.00TL

Marcel Proust’un 20’li yaşlarında kaleme aldığı, kısa anlatılardan ve şiirlerden oluşan bu eser, bir bakıma Kayıp Zamanın İzinde’nin habercisidir.

Honoré’nin yakışıklı sofra arkadaşı gençliğin ihtiyatsızlığıyla Heredia’nın eserlerinde genelde söylendiğinden daha fazla düşünce bulunabileceğini ima etmeye kalkışınca, zihinsel alışkanlıkları sarsılan konuklar surat astılar. Ama Mme Fremer derhal, "Aksine, onlar takdire şayan oymalı akikler, görkemli mineler, kusursuz kuyumculuk örnekleri" diye haykırınca bütün çehrelerde yeniden keyifli ve doyumlu ifadeler belirdi. Anarşistlere ilişkin tartışma daha vahimdi. Ama Mme Fremer bir doğa yasasının kaçınılmazlığı karşısında boyun eğercesine, teslimiyetle, "Bütün bunların ne yararı var? Zenginler ve yoksullar daima var olacak" dedi yavaşça. Ve en yoksulu en azından yüz bin frank ranta sahip olan bütün davetliler bu gerçekle yüz yüze gelince vicdan azaplarından kurtulup yürekten bir neşeyle son şampanya kadehlerini de devirdiler…

VADİ YAYINLARI

KARPUZ KESTİM YİYEN YOK, Şaban Abak, 163 Sayfa, 12,00 TL

Selçuklu medreselerinin taç kapıları niçin görkemlidir, bayraktaki hilal ve yıldız neyi simgeler, tepe noktadaki güneşin devlet arması olmasının anlamı nedir, bazı kapılar niçin iki kanatlı ve çift tokmaklıdır, kar beyaz olduğu halde niçin "kara kış" deriz, buğday neyi remzeder, değirmen neyi simgeler…

DOĞU BATI YAYINLARI

DEVRİMİN YORUMU, François Furet, Çeviri: Ahmet Kuyaş, 300 Sayfa, 17,00 TL

Fransa’daki Annales dergisi etrafında toplanan tarihçiler arasında yeralan François Furet’nin yapıtları, ülkesinde çok canlı tartışmalara neden oldu. Furet, sorunsal tarih yaklaşımının en iyi çözümleyici ve kuramcılarından sayılıyor. Furet’nin kavramsal tarih de dediği bu yaklaşımın en büyük özelliği, tarihçinin olaylarla çağdaş olan bilinçlerden uzaklaşıp, üzerinde çalıştığı döneme özgü söylemlerin yineleyicisi olmaktan kurtulma çabasıdır…

TEKNOLOJİNİN EVRİMİ, George Basalla, Çeviri: Cem Soydemir, 367 Sayfa, 17,00 TL

Stanley Kubrick, 2001: A Space Odyssey filminin girişinde insanlığın şafağında bir su birikintisi etrafında verilen mücadeleyi betimlerken, bir kemik parçasını silah olarak daha önce defalarca test etmiş, topluluğun geri kalan üyelerine göre belki biraz cesur, biraz daha farklı düşünen üyesinin liderliğinde kazanılmış İlkçağ’a özgü bir savaşı anlatır. Zaferin getirdiği coşkuyla bu öncü kahraman, silahını havaya fırlatır ve bu silah gizemli bir değişim içinde, şeklen de benzediği bir uzay aracına dönüşür.

Bilim tarihçisi George Basalla, teknoloji ve teknoloji tarihi alanında yapılmış bütün önemli kaynakları tarayarak yaptığı çalışmasının ışığında konuyu toplumsal, ekonomik, kültürel, antropolojik, bilimsel ve askerî tüm yönleriyle ele alıyor. Bu kapsamda Basalla, teknolojik değişmeler neden ve nasıl gerçekleşir sorusu etrafında üç temel üzerine yoğunlaşır. Bunlar: Çeşitlilik, “insan ürünü şeyler neden bu kadar çok çeşitlidir?”; gereksinim, “ihtiyaç icadın anasıdır”; teknolojik evrim, “ürünlerin ortaya çıkışı, sürekliliği ve ayıklanması-kullanımdan kalkması.

AHLÂKIN VE DİNİN İKİ KAYNAĞI, Henri Bergson, Çeviri: M. Mukadder Yakupoğlu, 288 Sayfa, 16.00 TL

Ünlü Fransız felsefeci Henri Bergson’un düşünce tarihinde özgün bir yeri vardır. Bergson’a göre, gerçekten varolan şey madde, cansız varlık değildir; gerçeklik süredir ve bunu yalnızca sezgi kavrayabilir. Zaman bir birikimdir. Gelecek hiçbir zaman geçmişin aynısı olamaz, zira her adımda yeni bir tecrübe ortaya çıkar. O, bilinçli bir varlık için var olmanın değişmek olduğunu kabul eder, zira değişmek olgunlaşmak demektir; olgunlaşmak ise, sonsuzca kendi kendini yaratmak demektir. Bu, yalnızca bilinçli insan varlığı için değil, fakat bütün gerçeklik için böyledir. Bergson gelişmeyi, ancak süre olarak anladığımız takdirde her şeyi berraklığa kavuşturabileceğimizi söyler.

TİMAŞ YAYINLARI

İLBER ORTAYLI SEYAHATNAMESİ/BİR TARİHÇİNİN GEZİLERİ, İlber Ortaylı, 304 Sayfa, 17,50 TL

"Seyahat etmek benim gençliğimden, hatta ta çocukluğumdan beri heyecanlandığım bir uğraştır. Görmek, harita üzerinde tespit ettiğim yerlere gitmek, coğrafya öğrenimimde benim için vazgeçilmezdir. Türkiye gibi önemli bir coğrafyayı ve tarih alanını öğrenmek için onun kuzeyindeki Güney Rusya ve Kafkasya, doğusundaki İran ve Hindistan, güneyindeki Suriye, Filistin ve Mezopotamyanın yanı sıra Balkanları ve Akdeniz ülkelerini anlamak da kaçınılmazdır." İlber Ortaylı


HİTABEVİ YAYINLARI

KURTULUŞ SAVAŞININ HAKANI, Abdurrahman Kaplan, 514 Sayfa, 30,00 TL

Muazzam, binlerce senelik tarihi olan Türk milletinin hakaretlerle, sırtlanlarla etrafı çevrilmiş bir halde dünyaya geldim. Hayatım zulmetler içinde geçti. En nihayet bu zulmet o kadar kesafet kesbetti ki göz gözü görmez oldu. Vatan, millet harabiye doğru gidiyordu, her tarafı düşmanlarla istilâ edilmiş, Türk milleti harita-i alemden silinmek isteniyordu. O acı günlerde elinde bir meşale bir zatı muhterem zuhura geldi, onun arkasından başladı sökün etmeye, bir çakmak, bir ordu, bir millet nihayet o zulmet nura inkılâbetti, Millet felâketlerden kurtuldu, kendi mevcudiyetini idrak etti. Yıkılan evler yapıldı, sönen meşaleler yandı. Etraf nura gark oldu, fakat kapısı maatteessüf elde değildi. İşte o nur ile milleti tenvir eden milletin öz Atası bugün o kapıyı da kurtardı. O kapı da bugün kurtulmuştur. O kapı âlemi beşere hizmet edecektir. O elinde nur olarak yaşıyan büyük insan, Türk’ün öz Atası, alemi beşeriyetin, insaniyetin en muhterem ve en mübeccel, timsalidir. Öyle zannediyorum ki bilmiyorum, hayatım biraz ilerlemiştir…

On5yirmi5