Yeteneklerin para ve güç üzerinden değerlendirilmesi, gerçek yeteneğin ortaya çıkabilmesinin üstünü, demir iplerle örülmüş bir örtünün altında bırakır. Halbuki kişinin başarısı, nasıl? sorusunda saklı olmalı. Mesleki becerisi ve ilişkileri, sosyal hayatı ve ailevi ilişkileri, insani değerleri, hep bu nasıl sorusunda yer almalı. Hak verilmez, alınır sorusuna karşı sorulacak nasıl? sorusu da yıkıcılığa gebedir. Peki, bu cümleyi şöyle değiştirsek ne olur! Hak, almak için değil, vermek içindir. Paylaşılan haklar tüm insanlığı kurtaracaktır. Beklentisizlik, mutluluğa giden yolu belirleyen en önemli işaretlerden biridir. Bu noktada kastettiğim; hayal kurmamak değil, kurulan hayali olmazsa olmaz bir amaç ve hırs haline getirmemektir. Nasıl, hayata dair ayrıntıları ve yaşamınıza rehberlik edebilecek aforizmalarıyla, okuyucusuna deneme türünü keyifle sunuyor.